Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Babam nasıl

Babam nasıl перевод на португальский

752 параллельный перевод
- Babam nasıl?
- Como está o meu pai?
Babam nasıl?
Como está o pai?
Gerçekten babam nasıl öldü?
Como é que o meu pai morreu realmente?
Babam nasıl öldü?
Como morreu o meu pai?
Babam nasıl?
Como está o meu pai?
Babam nasıl biriydi?
Como era o meu pai?
Babam nasıl yiyeceğimizi hiç öğretmedi.
O papá nunca nos ensinou como deveríamos comer.
- Babam nasıl, iyi mi?
O meu pai encontra-se bem?
Babam nasıl biriydi?
Merlin, que espécie de homem era o meu pai?
- Babam nasıl?
- Como está o pai?
Babam nasıl?
Como está papai?
Annemle babamı nasıl öldürdüklerini gözlerimle gördüm.
Vi o meu pai e a minha mãe a serem mortos.
Babamı nasıl buldunuz?
Como achou o pai?
O da nasıl düşerdi babamın üstüne. Sevgiyle beslendikçe, artar gibiydi sevgisi.
Ela abraçava-o como se o seu desejo crescera ao saciar-se.
Çocukluğumda her gün... babamın, o suçlu kafasıyla annemi... nasıl hırpalayıp işkence ettiğini ve sonunda nasıl delirttiğini izledim.
Todos os dias da minha infância, vi o meu pai, com aquela mente criminosa, a abusar e atormentar a minha mãe e a interná-la numa casa de loucos.
Afedersiniz, rahibe. Babamız nasıl?
Como está... meu pai?
Babamın öğrendiklerinden sonra sana nasıl güvenirim?
Çomo posso confiar em ti depois do que o meu pai descobriu?
Babam sana bir ayıyı nasıl yendiğini Kızılderili savaşçıyı nasıl kamçıladığını süsleyerek anlatır.
- Então? O pai lhe contará como correu com um antílope... lutou com um urso e chicoteou seis bravos.
Babam annemle nasıl tanıştı?
Como é que o pai a conheceu?
Babam onunla nasıl evlendi?
Como é que ele se casou com ela?
Babam sana bu kadar güzel bir ortaklık teklif ettikten sonra beni nasıl bırakırsın?
Vai apesar da maravilhosa oferta de meu pai de te associar com ele?
Nasıl oturup konuştuğumuzu, yiyip yürüdüğümüzü yazacaklar. Sadece babamı kurtarmak için.
Anotando como falamos e como comemos e nos movemos sô para salvar a face ao Papá?
Babam böyle deyince yüzünün nasıl ışıldadığına dikkat ettin mi?
E quando o Pop disse isso... notou como o seu rosto ficou iluminado?
Sana çocukken babamı nasıl dövdüğümü anlatırım.
Lhe contarei como meu pai me batia quando eu era menino.
ve siz beni bir tarafa çekip, bana Çavuş Rutledge'ın babamın... nasıl öldüğünü gördüğünü söylediniz.
E então você chamou-me àparte... e disse como o sargento Rutledge tinha... Tinha visto o meu pai morrer.
Babam dün İsviçre'den döndüğünde sence nasıl görünüyordu? - Nasıl mı görünüyordu?
Que tal achaste o papá ontem quando chegou da Suiça?
- Babam nasıl?
Como estás papá?
Babamın ilgisini başka nasıl çekebiliriz?
Que outra maneira temos de chamar a atenção do pai?
Willie..... nasıl oldu da Bay Legate'e babamın odasını verdin?
Willie por que puseste o Sr. Legate no quarto do papá?
Babam nasıl?
- Como está ele?
Wong Ti, babamıza nasıl kavuşabileceğimizi buldum.
Wong Ti, meu irmão, ter encontrado uma maneira de trazer nosso pai de volta para nós.
Akşam yemeğinin en iyisini nasıl düzenlemiştik? Babamı da çağırmalı mıydık?
Não deveríamos convidar para jantar o fulano tal?
Yaklaştım ve babamın nasıl gittiğini annemin nasıl vurulduğunu kızkardeşlerime ne olduğunu gördüm.
Vi o meu pai morto a tiro. A minha mãe também foi morta. E as minhas irmãs também.
Günlüğüme babamın gündüzün her dakikasını ve gecenin birçoğunu nasıl kullandığını yazdım.
Escreveria no meu diário como o pai gasta todos os minutos do dia e da noite.
Göklerdeki Babamız, bana sunduğun bu fırsat nasıl bir şey böyle!
Minha menina, que ocasião me ofereces!
Babam onu nasıl geri getireceğini bilir.
O meu pai saberá como a obter.
Babam hakkında nasıl böyle konuşursun?
O que queres dizer com isso do meu pai?
Onca zamandan sonra hâlâ nasıl babam hakkında yeni şeyler öğreniyorum?
Como é que, ao fim de tanto tempo, ainda aprendo coisas sobre o meu pai?
Loomis, babam deniz kuvvetlerinde eğitim çavuşu. Kendimi nasıl savunacağımı bana öğretti.
Loomis, o meu pai era sargento-instrutor dos Fuzileiros e ensinou-me a defender-me.
Babamızın bu delice tasarrufundan daha zalimce ne olabilir ki! Nasıl bir yokluğun içinde eriyip bitiyoruz!
Haverá algo mais cruel do que o rigor em que vivemos, do que esta penúria que nos tolda?
Hatırlıyorum da, Eddie amcanın cenaze yemeğinde Jenny teyze babamıza merhum kocasının nasıl biri olduğunu sormuştu, çünkü babamız onu iyi tanıyordu.
No velório do Tio Eddie, a Tia Jenny perguntou ao pai como era afinal o Tio Eddie, já que o conhecia tão bem.
Babamı ne kadar çok sevdiğimi nasıl izah edebilirim?
Como posso explicar o quanto eu amava o meu pai?
O şeyin babam olduğunu nasıl düşünebildim?
Como podia eu ter pensado que aquilo era o meu pai?
Ya artık Santa Paula'da yaşamıyor ise ve... nasıl bilebilirim ki? Babam genç bir adam.
E se nós formos a Santa Paula, e não encontrarmos ninguém vivo, lá?
- Nasıl? Annemin yapma dediği şeyi yaparsam, babam dediği için yapmış olacağım.
Se fizer o que a minha mãe não quer é porque o meu pai diz que posso.
Anne, bu ton balığının babamın patronu olmadığını nasıl bileceğiz?
Estou cheio.
En azından okulda babamın bir Koca-Ayak'ı nasıl alt ettiğini anlatırım.
Bom, pelo menos poderei contar aos meninos da escola... que meu papai feriu um Pé Grande.
Mr. Boday ailenize bunları yapan kişi olarak babamı nasıl teşhis ettiniz?
Mr. Boday... como identificou o meu pai como sendo o homem... que fez estas coisas à sua família?
Çünkü sevgili babam, bir tek en sevdiği oğluna gösterdi o zımbırtıların nasıl değiştirileceğini.
Porque o pai só mostrou ao seu filhinho favorito como mudar aquelas coisas.
- Babamı onun için nasıl bırakırsın?
- Como é que pudeste deixar o pai por ele?
Babam şu an iki dünyayı nasıl ayırt edebileceğini öğreniyor.
Papai está aprendendo a separar seus dois mundos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]