Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ I ] / Iri yarı

Iri yarı перевод на португальский

356 параллельный перевод
O halde... Church'ü izleyen, kalın gözlüklü, iri yarı bir adamınız yok, öyle mi?
Então não tinha... não tinha um homem entroncado com óculos grossos a vigiar o Church?
Onu iri yarı sanıyordum. Bir keresinde onunla burda tanışmamış mıydım?
Achei que ele fosse um tipo alto e gordo.
Antonsson iri yarı bir adam, ama fiziksel gücü Bay Vogler'in ruhani gücü yanında bir hiçtir.
Antonsson é um homem forte, mas os seus poderes físicos não são nada... se comparados à força espiritual do Sr. Vogler.
Şeyy, nasıl tarif etsem, uzun boylu, iri yarı bir adamdı...
Um alto, desta altura, sei lá!
O Morakkolular iri yarı yuvarlak yüzlüydüler.. ... ve oturdukları yerden kadınlara sırıtıyorlardı
Eram marroquinos com grandes caras vermelhas e redondas e eles estavam lá de pé, sorrindo para as mulheres...
Ve kocaman iri yarı şu şişman adam vardı ve o da onu yemek istedi. - Ne?
E havia uma homem grande e gordo que queria comê-lo.
Burada, iri yarı, güçlü, lider bir adam gördünüz mü?
- Deixe-me em paz! Diz lá : Viste um senhor forte, alto e robusto?
Burada bir tek iri yarı adam tanıyorum.
O único homem robusto aqui sou eu!
Silahsız bir halde Metronluların " Gorn dedikleri bir yaratıkla karşı karşıyayım iri yarı bir sürüngen yaratık..
Desarmado, enfrento a criatura que os Metrons chamam de Gorn... Grande, um réptil.
Anne, hep iri yarıları seçiyorsun.
Mamã, escolheu-os tão altos.
iri yarı bir adam mı?
É grande?
Babam iri yarı bir Araptı. Boyu tam iki metreydi.
O meu pai era um mouro robusto, com quase dois metros de altura.
Bu üç adama kaçışlarında yardım eden bir de kimliği bilinmeyen bir kadın var sadece genç, güçlü ve iri yarı olduğu biliyor.
Os três homens foram acompanhados por uma mulher desconhecida... descrita apenas como jovem, forte e selvagem..
Bir görevli iri yarı, güçlü kuvvetli birisini kolundan tutmuştu.
E o pior foi quando alguém agarrou um homem grande e forte.
Derken iri yarı bir SS elinde kırbaçla çıkageldi ve vurmaya başladı.
Veio um homem enorme, das SS, com um chicote e bateu-lhe.
Mackey iri yarı bir Çinliden bahsetti.
Mackey disse-me algo sobre um chinês alto.
Neden iri yarı, şişman ve iyi huylu olamıyoruz?
Por que não podemos ser gordas e alegres?
Güzel, iri yarı Norveçli kadınlar!
Norueguesas lindas e enormes!
Ve işte size iri yarı, gösterişli caz için yaratılmış bir boogie.
E um chaval, burro, chunga e escarumba.
- Uzun gri favorili, iri yarı bir adam.
- Corpulento, com costeletas grisalhas.
Bir buçuk saat sonra işe başladım. Tepeden tırnağa iri yarı olduğunun ayırdına vardığım bir adam göründü.
Uma meia hora depois de eu ter começado apareceu um senhor corpulento que me olhou da cabeça aos pés.
Sonra insanlar ona koştular ve ona baktılar o iri yarı adama.
As pessoas correram para ele e olharam para ele um homem grande como uma baleia.
Şefi ve bulabildiğim en iri yarı delikanlılardan bazılarını yanıma alırım biz, "bir araya gelmiş otuzbirciler" seni buraya getiririz ve birlikte elbirliğiyle senin ağzına sıçarız.
Com alguém mais, claro. Chamo o chefe e alguns dos maiores moleques que eu achar e os Babacas Unidos vão te trazer aqui em baixo e, juntos coletivamente vamos te quebrar todo.
Daha sonra iri yarı adam
Depois um tipo grande
Polisti diyorum, iri yarı bir polisti.
Era um polícia, um polícia enorme.
Biraz da iri yarı.
Ah é, ele é um fulano enorme.
Uzun, koyu renk bir palto giymiş iri yarı, çirkin bir hergele. Merdivene çıkmış, üst kat pencerenizden içeri bakıyordu.
Um filho da mãe feio e grande, de gabardina escura, em cima da escada a olhar para dentro da sua janela.
Bir an için iri yarı olan Hughes'a saldırıp canını çıkaracak sandım.
Por momentos, parecia que aquele matulão ia saltar para cima do Hughes e dar cabo dele.
O adam..... mavi bir takım giyiyordu, ve plakası Kansas'tandı. Kocaman, iri yarı, kaslı bir adamdı ve...
O homem estava a usar um fato azul e a matricula era do Kansas.
İri yarı hödüğün tekidir ama hiç gözünü bile kırpmadan here türlü tehlikeye balıklama dalar.
Ele é capaz de fazer papinha com toda a mercadoría que tenho preparada para a caravana, sem esforçar-se.
İri yarı ve uzun boylu muydu?
- Era alto e elegante?
İri yarı, güçlü bir adamdı.
Era um homem bem forte.
- Umarım yarın iri bir şey tutarsın. - Sağ ol.
Espero que amanhã pesque um de 5 quilos.
İri yarı, oynak Madam Michelet.
A madame Michelet gorda como gelatina.
Kız dedi ki, "İri yarı, kuvvetli bir erkeğin sahip olması" gerektiği parmak sayısı kadar. "
E ela disse : "Bem, isso é apenas o número certo de dedos... " para um homem grande e forte ter. "
İri yarı bir çocuktu.
Era um miúdo corpulento.
İri yarı ama ama yumuşak, sıcak ve güzel.
Uma mulher grande, suave, quente e bela.
İri yarı Koreli bir beyefendiyi.
Um coreano muito graúdo.
İnsansı robot. İri yarı.
Humanoides, grandes.
- İri yarı, kaba saba bir adam.
Um brutamontes pesado.
- "İri yarı" lafını sevmiyorum.
Detesto que me chama disso.
- İri yarı.
Brutamontes.
İri kalıplardı, erimesi zaman alır. Yarın sabaha kadar bile yerler hala ıslak olacaktır.
Eram blocos grandes, demoram a derreter, e amanhã, o chão ainda estará molhado.
İri yarı bir oduncuyla tanıştım.
"Conheci um lenhador..."
- İri yarı mı?
Forte?
- İri yarıydı değil mi?
Era muito grande?
İri yarı. Hayvan gibi bir şey. Kızılderili.
Grande.Era indio.
O çok iri-yarıdır.
Ele é grande.
İri yarı ve oldukça yaşlı biriydi.
Era um homem alto, de alguma idade...
- Çok iri yarı.
Essa é Mary.
İri yarı kızlar lisedeki yangın tatbikatlarında olduğu gibi beni kenara itecek.
As miúdas maiores vão empurrar-me como faziam nos exercícios de incêndio na escola.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]