Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yarın olmaz

Yarın olmaz перевод на португальский

302 параллельный перевод
- Yarın olmaz...
- Amanhã, tenho...
Hayır yarın olmaz.. Olmaz..
Amanhã, não posso.
- Yarın olmaz, şimdi!
- Amanhã não, agora.
Yarın olmaz. Ama bu çok yakında mümkün.
É impossível, mas estarei pronto.
Yarın olmaz.
Amanhã não dá.
Yarın olmaz, eşiniz beton dökecek.
Ainda falta algum tempo para o seu marido começar a trabalhar.
- Korkarım ki yarın olmaz.
- Lamento, mas amanhã, não.
Yarın olmaz! Hemen şimdi, bugün!
Vai ser hoje, porra!
- Sorun o değil. - Yarın olmaz.
Não é isso.
Ancak ziyaretçi kabul edebilmek için sen de kendi üstüne düşeni yapıp, iyi olmadığını kabul edeceksin. Yoksa bugün olmaz, yarın olmaz ve yarından sonra da.
Mas também tem de fazer a sua parte e aceitar que ainda não está em condições de receber visitas, nem hoje, nem amanhã, nem depois de amanhã.
- Öyleyse yarın gece olmaz.
- Então amanhã à noite não faça.
Yarın geceye kadar beklesen daha iyi olmaz mı?
Podia esperar até depois de amanhã?
Hem, baban söylediğinin yarısı kadar bile zengin olsa... kızgın bir çocuğun uydurduğu bir hikâye uğruna... iki haftalık bereketli bir avı riske etmek hiç doğru olmaz.
E mesmo que o teu pai tenha metade do que dizes, não seria correcto nem justo arriscar duas semanas de pesca... por uma história contada por um rapaz alterado.
Hayır, bu olmaz. Eğer yarın gelirseniz...
Não, se pudesse voltar antes amanhã...
Burada olmaz. Yarın sabah.
Não aqui.
Yarım Yüksek patlamanın bir kaza olduğu konusunda tatmin olmaz.
Apenas entre nós, não estamos convictos de que a explosão tenha sido acidental.
Eşyaları yarın, hatta bu gece ayırsak daha iyi olmaz mı?
Não seria melhor separarmo-nos amanhã ou mesmo hoje?
Pek çok serseri, yarım milyon için varını yoğunu tehlikeye atarken külçe halindeki altının, bir yöntemle yurtdışına kaçırılmadıkça hiçbir işe yaramayacağının farkında olmaz.
Muitos patifes arriscariam tudo por meio milhão, sem saberem que lingotes de ouro não têm valor, se não puderem ser levados para o estrangeiro.
Şimdi yatıp uyusak ve bunu yarın düşünsek olmaz mı?
Podemos ir para a cama e se preocupar com isso amanhã?
Bir sonraki yarışta 500 dolara 10.000 dolar verecek ama 500 dolar koymalısın. Daha az olmaz.
$ 500 renderão $ 10.000... mas a aposta mínima é de $ 500.
Yarın bağlantı kurmadan önce bir sersemin üstüne düşmesi hiç iyi olmaz.
Näo serve de nada se um desajeitado cair nele antes da transmissäo de amanhä.
Bu Noel sabahı. Şu meseleyi yarın konuşsanız olmaz mı?
Não podem discutir isto amanhã?
Yarın da olmaz.
E amanhã também não.
Yarın olmaz.
- Amanhã, não posso.
Yarın gitseniz olmaz mı?
E se fossem amanhã?
Yarın sabahtan daha geç olmaz, Üzgünüm.
Nem mais tarde que amanhã de manhã, Desculpa.
Zıplayan bir Arap gibi ortalıkta dolaşabilirsin içerideki her şeye kılıç sallayan, dünyanın yarısında yara izi bırakan... -... ama aynı şeyi başkasının yapmasına sıra gelince? Hayır, olmaz!
Podes andar por aí como um árabe, a chocar contra tudo, a assustar meio mundo, mas deixar alguém tentar?
Belki bu gece olmaz ama, yarın senin için geleceğim.
Bem, talvez só esta noite. E amanhã vou ter contigo.
Yarın gelsek olmaz mı?
E se voltarmos amanhã?
Hayır, yarın da olmaz.
Não, amanhã não dá.
Şimdi olmaz, yarın. Şimdi.
Agora não, amanhã.
- Umarım atınız yarışta bu kadar şanslı olmaz.
- Que o seu cavalo não seja tão sortudo!
Yarın 7 : 30'da seni evinden alacağım. Tamam mı? - Olmaz!
Amanhã apanho-te em casa às 7 : 30, está bem?
Hayır, hayır, ona söyleyin, yarın sabahleyin olmaz.
Ao meio-dia? É muito tarde.
Yarın akşam olmaz.
Não, amanhã à noite não posso.
Arkadaşını alıp, araba yarışına sok ve beni rahat bırak olmaz mı?
Por isso, por que é que você e o seu amigo não me deixam em paz?
Sen temizle. - Olmaz, yarın işimde olmam gerekiyor.
- Tenho que voltar para a loja amanhã!
Öte yandan, yarın Bronx mahkemesini araştırmanın bir zararı olmaz.
Então, não há muita razão em bisbilhotar os tribunais de Bronx.
Umarım yarın soğuk olmaz Ginny.
- Não. Oxalá não faça frio, amanhã. Sabes como é a Ginny.
Peki, paranın yarısı hazır değilse olmaz.
Muito bem, é metade do dinheiro agora ou nada feito.
Yarın Fu Sheng'in izin günü ve onları pusuya göndereceksin, öyle mi? Olmaz.
O Fu Sheng vai de licença e tu queres mandá-los a fazer emboscadas?
we could have a luau. Olmaz, yarın işe gidip muazzam gelirini kazanmalı. and earn that big money.
Não, ele tem de ir trabalhar amanhã e ganhar aquele dinheiro todo.
Yarın işe gitmesen olmaz mı? Bir gün izin al.
Não vás trabalhar.
Şimdi olmaz! Yarın mahkemede yapacağım şeyi yapmam gerekirken olmaz.
Não agora.Não quando tenho que fazer o que irei fazer amanhã no tribunal.
Yarın gece olmaz, Tuddy ile buluşmam lazım.
Amanhã não posso. Vou ter com o Tuddy.
Bunun ait olduğu... belki de yarın sabah hanımefendinin kocasının ellerine geçinceye kadar kime ait olduğunu size söylemek pek doğru olmaz.
Bem, talvez seja injusto revelar a quem pertence até amanhã de manhã. Quando estiver nas mãos do marido da senhora.
Hayır, yarın da olmaz.
Não, não o posso fazer amanhã.
Smithers, bu iddiayı kaybetmemin imkanı yok tabi ki 9 tane yıldızım..... 9 ayrı talihsizliğin kurbanı olmaz ve yarın oynamayacak durumda olmazsa.
Smithers, não há maneira de eu perder esta aposta a não ser, claro, que as minhas nove novas estrelas sejam vítimas de nove azares individuais e fiquem impossibilitadas de jogar amanhã.
Yarın söylesem olmaz mı?
- Posso dizer-te amanhã?
Yarın 4 maalesef olmaz.
Amanhã, às 1 6 horas...? Não vai resultar.
Yarın sabah görüşürüz... olmaz.
Vemo-nos de manhã ou não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]