Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / O da değil

O da değil перевод на португальский

17,308 параллельный перевод
Yedek zaman sürücüsünden alınan gücün cüce yıldız matrisinin kutuplarını ters çevirebilmesinin teorik olarak olasılık dahilinde olduğunu düşündüğünde o kadar da deli bir fikir değil bence.
Não é assim tão maluca se considerares a possibilidade teórica que sifonizar energia de uma drive temporal deverá fornecer energia suficiente para revertar a polaridade da matriz da estrela anã.
- O kadar da kötü değil.
Não é assim tão mau.
Ty da suçlu değil.
E o Ty não é culpado.
Doğru, bu da senin şanssızlığın değil mi?
- O azar é vosso, não é?
Sen Chloe'nin eski eşisin, değil mi?
És o ex da Chloe, certo?
Rosie'nin yapacağı türden bir şey değil.
- O quê? Isso não parece nada da Rosie.
Onu bulmak için yardım etmemi söyledin, değil mi?
Disseste que precisavas da minha ajuda para o encontrar, certo?
Burası da bakılacak son yer, değil mi?
E este seria o último sitio onde iriam procurar, certo?
Malcolm'u yakalamak da bu işe yarar, değil mi?
E acabar com o Malcolm faria isso, não faria?
Avukata ihtiyacım var ve burası da iş yeri, TMZ sahası değil.
Agora... preciso de um advogado, e isto é um local de trabalho, não o "curral" da TMZ.
- Maxwell Lord'da Tanrı gibi bir ego var ama adam Tanrı değil.
O Maxwell Lord tem a mania que é Deus. Mas, não é um deus verdadeiro.
Öte yandan erkekler, o kadar da iyi değil.
Os homens, nem por isso.
Aile işi değil miydi?
Não era esse o negócio da família?
Son değil bu olmayacak da.
Este não é o fim. E nem vai ser.
Soygun umurumda değil. Mesele hapis cezası da değil.
Não me importo com o resultado nem com a pena.
Yönetimin verdiği bütçeyle değil.
Não com o orçamento da EGP.
O kadar da ateşli değil.
Não é assim tão sensual.
Yani, alım işleri o kadar da seksi bir konu değil. Bir uyuşturucu ya da idam cezası değil.
Sei que as aquisições não são um tópico excitante como as drogas ou a pena de morte, mas...
Al işte, o kadar da zor değildi, değil mi?
Não foi muito difícil, pois não?
Hayır. O kadın da değil misin?
Não. és a senhora?
O kadar da zor değil.
Não é assim tão difícil.
- O kadar da zor değildi, değil mi?
- Não custou assim tanto, pois não?
O kadar da harika değil.
Não é assim tão maravilhoso.
Aslında bu harika bir hatırlatıcıdır Libby hepimiz için, bu annenin kahve içerek dedikodu yaptığı toplantılardan değil hiçbir kadın grubu böyle değersiz bir şey için bir araya gelmez ama bizim burada bulunma sebebimiz bilinçlendirme.
Na verdade, fez bem em falar nisso, Libby, mas isto não é o lanchinho da mamã, nem um grupo de mulheres reunidas é pouco importante, mas o que praticamos aqui é a elevação da consciência.
- Bu o kadar da zor bir şey değil.
Não é propriamente ciência!
İsim sorun değil, ailenin yarısı tarafından görüldün.
O problema não é o nome. Metade da família viu-te.
Acentalarda yoktu ve polisin çoğu dosyası da online değil, o yüzden elle arıyoruz.
A agência de aluguer não o tinham, e a maioria dos ficheiros da P.D. não estão online, então estamos à procura disso manualmente.
Evet, cep telefonu sadece Havana ve çevresinde iyi çekiyor, o da aşırı yavaş ve güvenli değil.
Sim, o único serviço de rede de telemovel consistente é em Havana ou perto de uma cidade, e é incrivelmente lento, e nada seguro.
İtaatkar ya korkuyor ya da yeterince bağlı değil.
Ou o submisso tem medo ou não está totalmente comprometido.
- O kadar da değil. - Bill, hadi ama.
- Isso não é bem verdade.
Ailede intihara meyilli olan ilk kişi babam değil.
O meu pai não foi o primeiro da família a suicidar-se.
Efendi'yi yenmenin anahtarı onu hapsetmek. Savaşmak ya da fiziksel hasar vermek değil.
A prisão é a chave para derrotar o Mestre, não combate ou destruição.
Bir bilim adamı ve doktor olarak bu tarz meselelerin dinin hevesi değil de bir katışıksız bir güç sonucu oluştuğunu biliyorsunuz.
Como cientista e homem da Medicina, sabe que tais questões não ficam reféns de caprichos de divindade, mas antes são o resultado de pura força.
- Milan'dan kurtulma konusunda o kadar da haksız değil.
- Ele faz bem em fugir do Milan.
Ivar benim sorumluluğum, senin değil.
O Ivar é da minha responsabilidade, não é da tua.
Ayı bir prenses tarafından taç giyecek bu da senin için iyiye işaret değil, Kral Ragnar.
O urso será coroado por uma Princesa, o que não te irá trazer nada de bom, Rei Ragnar.
Bu Francis'in istediği ya da ihtiyacı olan bir şey değil.
Não era o que o Francisco queria, nem o que a França precisa.
O kadar da iyi değil.
- Não é assim tão bom.
Ne yaptığı ya da geceleri Montmartre sokaklarında yürüyen küçük şıllıkların başına gelenler umurumda değil.
Não me importa o que ele fez ou o que acontece com aquelas... prostitutas que andam pelas ruas de Montmartre à noite.
Kaliforniya eyaletine göre araba sürmem iyi bir fikir değil.
O estado da Califórnia já não acha que é uma boa ideia eu conduzir.
Asya'nın kalanı böyle sahipsizken buradaki kimse şikayetçi değil nedense.
Enquanto o resto da Ásia implora, ninguém aqui parece reclamar.
O da onlardan, değil mi?
Ela é um deles, não é?
Hayır, damarlarımda senin kanın değil Kizzy'in kanı dolaşıyor. Uzakta kaldığım zaman boyunca beni güçlü tutan kan o.
Não, o sangue que me corre nas veias é da Kizzy, não seu... o sangue que me manteve forte durante todos estes anos.
Güvenli bir kordon sadece bu karantina için gerekli değil Metro Atlanta'nın geri kalanıyla da ilgilenmek zorunda olan polise de yardımcı oluyor.
Um corredor seguro não é só uma prioridade, pra que esta quarentena funcione, mas, também é útil para a nossa Polícia, que tem o resto da cidade para proteger.
Hey Walden, bugün kızının doğum günü değil miydi?
Walden... não é o aniversário da tua filha hoje?
Luke ne kadar şanslı bir piç olduğunun farkında değil.
O Luke não tem noção da sorte que tem.
O da bir hemşire, ama benim gibi değil.
Ele era enfermeiro, mas não como eu.
Adım çocuk da değil.
O meu nome não é "rapaz".
Bunun nefret suçu olduğunu sanıyorduk, ama ne ilk kurban Jabir ne de son kurban Safar gay değil.
Pensamos que isto era um crime de ódio, por tudo o resto, tanto a primeira morte, Jabir, como a última, Safar, não são da comunidade gay.
Neye inandığım ya da onayladığım önemli değil.
O que acredito ou tolero não importa.
- Sizinle alakalı değil Bay Liotta. Dayımızı hayal kırıklığına uğrattığımızı düşünüyoruz da.
Mas sentimos que desapontámos o nosso tio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]