Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / O da öyle

O da öyle перевод на португальский

6,568 параллельный перевод
Sanırım para bende kalacak. Vazo da öyle.
Acho que vou ficar com o dinheiro e com o vaso.
Sence o da öyle düşünmüş müdür?
Acha que ele também pensava nisto assim?
O da öyle.
Nem ela.
O da öyle düşünürdü.
Ele quer que pareça.
- O da bana karşılık veriyor. - Aynen öyle.
- Está a devolver-me um de volta.
Onunla zaman geçirdikçe, sana da öyle diyecekler.
Tu passas o teu tempo com ela, isso é o que te irão chamar.
O da ne öyle?
O que é aquilo?
Büyük Ejderhayı asla geçemeyiz, Mathayus da öyle.
Nunca passaremos aquele dragão, nem o Mathayus.
( ED DENNIS - RESTORASYON EKİBİNDEN ) Bize yardım eden Universal elemanları da öyle... Onlar da bize şevkle yardım ettiler.
Os tipos que também nos ajudaram, o pessoal da Universal, estavam sempre ansiosos por ajudar.
Üniversite yerine evde kalmak da öyle, özellikle de en iyi arkadaşın Harvard'a gidiyorsa.
Assim como não ir para a universidade, especialmente quando o nosso amigo vai para Harvard.
Baban bir rock turne menajeriydi tatlım hâlâ da öyle.
Querida, o teu pai era tour manager de bandas. Ainda é a minha profissão.
- Vay canına. O toplantıda mıydın sen de? - Evet, aynen öyle.
Meu Deus, estavas nessa reunião?
- Fotoğraftaki o, öyle değil mi?
A fotografia é ela, não é? A mulher da história.
- Bugün sınıfıma yaptığın da neydi öyle?
Viste o que fizeste na minha sala de aula?
Fakat, iyi olan her şey daha da iyi hale gelebilir. Sence de öyle değil mi?
Mas tudo o que é bom poderia ser melhor, não achas?
Yüksek Mahkeme, bu kararı öyle bir hızla düşürecek ki meclis tarihinin en utanç verici bölümü de kapanacak.
O Supremo Tribunal vai atirar este veredicto para o lixo e acabará com o episódio mais vergonhoso da história do Congresso.
- Hey, aşağıda ne var öyle?
Hey, o que é aquilo ali em baixo?
O da ne öyle?
O que é isso?
Esas kurucu, James Madison o zamanlar dünyada olan herkes gibi, onlar kadar demokrasiye inanıyordu ama Birleşik Devletler sisteminin şöyle tasarlanması gerektiğini düşündü hatta kendi girişimleriyle sistem öyle tasarlandı güç zenginlerin elinde olmalıydı çünkü zenginler en sorumluluk sahibi adamlardı.
James Madison, o principal elaborador, que era tão crente na democracia como qualquer outro daquele tempo, achava, no entanto, que o sistema dos Estados Unidos devia ser concebido, e através da sua iniciativa, assim foi, para que o poder estivesse nas mãos dos ricos, porque os ricos são o grupo de homens mais responsável.
Öyle özgür bir varlığın aramızda yaşamasına izin veremezlerdi çünkü diğer herkes, "Sen hayatınla ne yapacaksın?" olurdu.
Não podiam permitir que alguém tão livre vivesse entre nós, pois iria fazer com que todos pensassem : - "O que vais fazer da tua vida?"
Araba yağ sızdırıyordu ya da öyle bir şey. Sonra kendimizi hastanede bulduk.
O carro teve uma fuga de óleo ou lá o que foi e depois acordámos no hospital.
Ben de öyle düşünmüştüm ta ki Bay Chambers'ın 217 numaralı polis sorgusunu dinleyene dek.
Era o que eu achava, até ouvir a hora 217 da entrevista que o acusado deu à polícia.
Onlar da ne öyle?
O que são essas coisas?
Çünkü güvenlik ekibinin mailinde öyle yazıyordu.
Porque era o que dizia o e-mail da segurança.
Güneş batınca doğruca buraya gelecek olan kardeşimin on beş adamı da öyle zenci!
E o que acontecerá quando o sol nascer e os 15 capangas do meu irmão chegarem? Diz-lhes, Grouch!
- Benim annem. - Öyle mi düşünüyorsun?
- É o da minha mãe.
Kocası da öyle yapmazdı ama adama yaptıklarını gördün.
Assim como o marido dela e viste o que ela fez com ele.
Tam da o zaman bütün peri masallarının mutlu sonla bitmeyeceğini anladın, öyle değil mi?
Percebe então que nem todos os contos de fadas têm um final feliz.
- O da neydi öyle?
- O que foi aquilo?
- O da neydi öyle?
Mas que diabo foi isto?
- O da neydi öyle?
O que diabo foi isto?
Üst katta uyuyan patronum da öyle düşünüyor.
É o que a minha mulher pensa. É o que o meu patrão, que está no andar de cima, pensa.
Adamlarımın iyiliğini gözetmek en büyük önceliğimdi, daima da öyle olacak.
A minha prioridade sempre foi e será o bem-estar dos meus homens.
- Heidi ile Donna'da da öyle olmuştu.
O mesmo com a Heidi e a Donna.
Ryan Seacrest ya da Houston'ın Hizmetçileri'ni kim bulduysa o alınmasın ama öyle.
Não é ético. Sem querer ofender o Ryan Seacrest ou quem quer que tenha inventado o Reality das donas de casa de Houston.
Öyle ya da böyle istediklerini elde eden türden adamlar.
Homens acostumados a terem o que querem, de uma forma ou de outra.
O da neydi lan öyle!
Mas que raio?
O da neydi öyle?
NÃO FOI UM SONHO! Que raio é isso?
- O da neydi öyle?
- Que raio foi aquilo?
Öyle ancak ben körfezde olandan çok yukarıda olanla ilgileniyorum.
Está, mas estou menos intrigado com o que está na baía do que o que está ali em cima.
Öyle ya da böyle onu alacağımı bilecek kadar beni tanımış olmalıydın.
Devias conhecer-me melhor para saberes, que de uma forma ou de outra, que o iria reclamar.
O da ne öyle?
Meu Deus! O que diado é aquilo?
Burada da öyle görünüyor ki o kişi sensin.
Parece-me que, aqui, és tu.
Her zamanki işlerine geri dönüyor ya da öyle görünüyor.
Tudo volta ao normal ou é o que parece.
Biri onu senden almaya çalışsa korurdun öyle değil mi?
O que eu ouço, é um homem que só gosta do som da sua própria voz.
Ne yapalım, bu dava da öyle bir dava.
Pois, o caso presta-se a isso.
Paramı çalarak kazanmadım ve öyle davranılmasına da içerleniyorum.
Não roubei o dinheiro que tenho. Ofende-me ser tratado como tal.
Tabii ki Kral Ragnar da ve oğlunuz da öyle.
Tal como o Rei Ragnar. E o vosso filho.
Bana olan kinleri hayatlarını öyle yönlendirir öyle baskın olmuş ki.
O ódio deles por mim é o maior e o único princípio da vida deles.
Hammond da öyle diyordu.
O Hammond também tinha...
Death metal da biraz öyle.
E o death metal é mais ou menos assim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]