Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ P ] / Polis

Polis перевод на португальский

43,371 параллельный перевод
Polis gelmeden evvel.
Antes que a polícia chegue.
Eğer bir polis duyar veya görürsem, o ölür.
Se eu vir ou ouvir polícia, vou matá-la.
Sonuncusu ise bir polis memuru.
E o último foi um polícia.
Yerel polis olay yerini terk eden birilerini gören olmuş mu diye mahalleyi gözden geçiriyor.
- Está vivo? - Presumindo que é um homem.
Ayrıca bir polis, bu yüzden hiçbir şey söyleyemiyorum.
Não posso recorrer a ninguém. Ele está a castigar-me por o ter deixado.
Polis Juarez Cartel'den şüphelendi ama, dedektifler sürekli öldürüldüğü için soruşturma yarıda kaldı.
A polícia suspeitou do cartel de Juárez, mas a investigação arrefeceu, pois os detetives estavam mortos.
Hayır, hastane olmaz. Polis tarafından aranıyor. İkisi de aranıyorlar.
Obviamente o Diretor pensa que tem, ou não estaria aqui.
Bir arkadaş. Polis arabası gibi görünüyor.
- Pois, tornei-me um pouco ambicioso.
İyi bir polis olduğunu söylemiştim. Marcy, Luca'yla hemen buraya gelmeniz lazım.
Marcy, preciso que entres já com o Luca.
Bir polis memuru sabah evimize geldi ve karısıyla yattığını söyledi.
O que estás a fazer aqui? - Desculpa, Grant, isto é embaraçoso.
Polis yakınlarda.
A polícia está perto.
Polis, batı girişinde.
Polícia a oeste.
Çifte Metallo saldırılarıyla ilgili 500 kelimelik bir yazı Metropolis ve National City'deki görgü tanıklarının ifadeleri polis kaynaklarından yorumlar ve hiç sıfat kullanılmadı hepsi baştan sona incelenip, doğruluğu onaylandı.
Quinhentas palavras sobre o duplo ataque do Metallo em Metropolis e National City com relatos de testemunhas oculares, comentários da Polícia e zero adjectivos. Tudo minuciosamente aprovado e verificado.
Polis hala kayıp olan 5. çocuğu, Eddie Painter'ı arıyor.
A polícia ainda procura pela quinta criança, Eddie Painter de 12 anos.
Tim'le artık polis falan değiliz.
Eu e o Tim não somos polícias agora.
Cuddington ve Waverton'dan gelen polis memurlarımız var.
Temos agentes a vir de Cuddington e Waverton.
Staffordshire, Merseyside ve diğer altı polis kuvvetleriyle konuştuk.
Quem é esse esquisitoide? Liguei para Staffordshire, Merseyside, e outras esquadras.
Bilgisayarın başında dört polis mi?
Quatro agentes num computador?
Polis.
Polícia!
Silahlı polis!
Polícia!
Polis olan sensin, senin bulman gerek!
E iam-no matando a si! O senhor é agente.
Polis memurundan kamusal alanda tokat yemek.
Uma bofetada de uma agente, em público.
- Polis işleri sebebiyle geldin.
- Vieste cá em trabalho.
Alec, o hastane silahlı polis kaynıyordu.
O hospital estava cheio de agentes.
En büyük polis... Seni yakalayacak olan polis, kafandaki polistir.
O melhor polícia, o polícia que te lixa é o da tua própria cabeça.
Kapüşonlu adam, en iyi polis işi sayılmaz.
"Encapuzado" não é propriamente a melhor descrição. - Mentalizemo-nos que o perdemos.
Polis meseleleri için buradayım!
Venho cá em trabalho.
Yarın polis gözetimi altında sorgulanmak üzere merkeze geleceksiniz.
Amanhã, vai à esquadra para ser interrogado.
Bir, polis memuru kimliğine bürünmek.
Primeiro, fazer-se passar por agente.
Nick, tek niyetin bize yardım etmekse neden polis memurlarını bir odaya koyup ses kayıtlarını aldın?
Nick, porquê pôr-nos numa sala onde pode filmar agentes da Polícia se, como diz, só nos queria ajudar?
Polis birinin katile yardım etmiş olabileceğini söyledi.
A Polícia disse que alguém pode ter ajudado o assassino.
Nedenini biliyorsunuz. Bu korkunç olayı inceleyen polis benim.
Eu fui a agente que investigou esse incidente.
Polis memuru Waters konumu çok güzel tanımladı.
Resta-nos o local específico.
Sadece polis şefinin oğlunu.
Só o filho do chefe da polícia.
Buraya polis çağırın.
Liguem ao 112 e chamem cá a polícia!
911'i arayın hanımefendi! Polis çağırın!
Ligue para o 112, chame a polícia!
Polis sizinle irtibata geçtiğinde yalan söylemek isteyeceksiniz. Bir hikaye uydurmak isteyeceksiniz.
Quando a polícia te contactar, tens de ter uma história montada.
Polis taş kokain satıcılarına göz açtırmıyor.
A Polícia está a apertar com os traficantes de crack.
Sokaklardaki polis sayısını artıracak bir yasa tasarısı, çoğunluğunu Cumhuriyetçilerin oluşturduğu senatörlerin Senato'yu tıkamasıyla engellendi.
Uma lei contra o crime que ponha mais polícias nas ruas foi bloqueada no Senado, sobretudo por senadores republicanos.
Uyuşturucu suçlarına karışmış azami sayıda kişiyi hapsedecek hapishaneler inşa edilmesi için eyalet fonlarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda 100.000 polis memurunu sokağa çıkarıyordu.
Ele não só aumentou o financiamento aos estados para construírem prisões para deter o máximo de pessoas envolvidas em crimes com drogas, como também pôs 100 mil polícias na rua.
Polis yolda.
A Polícia vem aí.
Ayrıca çatıda kilitlenmiş bir polis var.
- Temos várias quebras.
Bir polis memuruna saldırmak mı? Yapma ama.
Agrediu um polícia?
= IRON HILL POLİS KARAKOLU =
ESCRITÓRIO DO XERIFE DE IRON HILL
WOODMERE POLİS MERKEZİ
ESQUADRA DE WOODMERE
Polis memuru Waters. Sağ ol.
Está entregue.
- Polis memuru olmaya karar verdim.
Decidi tornar-me polícia.
POLİS
POLÍCIA
Polis gelmedi.
A Polícia não apareceu.
Dosyamda neden bir polis raporu var.
O que é isto?
SADECE BEYAZ OLMAYANLAR POLİS EMRİ
SÓ PESSOAS DE COR ORDEM POLICIAL

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]