Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ T ] / Telefon çalar

Telefon çalar перевод на португальский

40 параллельный перевод
Siz bu durumdayken her seferinde telefon çalar.
Nesta posição, o telefone põe-se logo a tocar.
Sonra telefon çalar.
Então toca o telefone.
Bazen telefon çalar ve sadece sessizlik olur.
Por vezes, o telefone toca e há apenas silêncio.
Ve sonra telefon çalar.
E depois o telfone toca.
Şu öğleden sonra telefon çaldı, telefonu duydum fakat günde birkaç kez zaten telefon çalar.
Nessa tarde o telefone tocou eu ouvi-o tocar, mas é normal o telefone tocar todos os dias.
Sonra telefon çalar... hattaki ses ona, fotoğrafların karısına gönderildiğini söyler... hattaki ses ona, fotoğrafların karısına gönderildiğini söyler... hatta hem onun hem de kendisinin ailesine de gönderilmiştir.
Depois, recebe um telefonema... a dizer que as fotografias foram enviadas à mulher dele, à família dela e à família dele, etc.
[Telefon çalar]
"O telefone tocou."
Ardından, günün birinde telefon çalar ve iyi olmadığını söylerler.
Até que, um dia, o telefone toca, e tu não ficas bem.
Telefon çalar, ben cevap verirdim.
- Tocavam a campainha e eu atendia.
[TELEFON ÇALAR]
Bom dia, este é o Türk CNN. Ontem houve uma explosão numa casa em Kartal.
Telefon çalar. Rafa'nın babası telefona cevap vermeden saatine bakar.
O telefone toca, Rapha pai vê as horas.
Ararsan telefon çalar ve onu bulurlar.
Se ligares, o telefone irá tocar e eles irão encontrá-la.
Pencereden bakıp okyanusu seyrediyordum. Telefon çalar. Craig Bartholomew adlı yazardan,... uluslararası Güney Afrika'dan gelen bir aramaydı ve bana bu şaşırtıcı öyküyü anlatmaya başladı.
O telefone toca... era um telefonema da África do Sul... de um jornalista chamado Craig Bartholomew... que me conta uma história fantástica.
- Telefon çalar ve ben 20 dakikalık yoldayım.
Só estou a uma chamada e 20 minutos de distância.
[TELEFON ÇALAR] Bi'sussana, telefon çalıyor.
Silêncio. O telefone está a tocar.
[Telefon çalar] Alo.
Ola.
Belki sana ihtiyacı olur da..... telefon çalar ve onunla epsrileri.. ... hazırlarsınız diye bekliyorsun.
Estás à espera que o telefone toque, porque ele pode precisar que lhe escolhas as piadas.
[Telefon çalar.] Dur, dur. Dur, telefon.
Espera, o meu telefone.
( Telefon çalar ) Çok özür dilerim ya.
Desculpa. Dá-me licença.
Telefon çalar çalmaz gidiveriyorsunuz.
O telefone toca e saem.
Aniden telefon çalar.
De repente, toca o telefone.
Bazen DJ bir parça çalar ve herkes telefon edip, sevip sevmediğini söyler. Ben de dinliyordum.
Às vezes o DJ põe uma canção... e pede a todo mundo que chamem e digam se gostam.
Telefon neden hep insan banyoya girdiginde çalar?
Perguntas porquê? Porque é que o telefona toca sempre quando estás na banheira?
( telefon çalar )
Como?
Joyce, telefon eder sigortası hala atmış, Arthur'u susturacağını söyler.
A Joyce telefona... Continua nervosa e diz que vai calar o Arthur.
Telefon sürekli çalar. O kadar.
O telefone apenas tocará do outro lado e pronto.
Bilgisayarlara girmekte serbest isterse telefon eder, kapımızı çalar.
Pronto a controlar os nossos computadores... ... a telefonar-nos, a bater-nos à porta se quiser.
Eric, fırsat kapıya vurmaz vurmaz, sonra zili çalar ve sonra tekrar çalar ve sonra şöyle bir not bırakır ; üzgünüm seni özledim ve sana telefon ettim...
Eric, a oportunidade não bate à porta, e então toca à campainha... E depois bate de novo, e deixa um bilhete a dizer... "desculpa, não te encontrei" e depois telefonar-te...
Telefon nasıl çalar biliyordur, değil mi?
Ela sabe qual é o som do toque de um telefone, não sabe?
- ( telefon çalar ) - Alo?
- Alo?
Telefon çalar.
O telefone toca.
Bir çok telefon bu şekilde çalar Bayan Pendleton.
Muitos telefones têm o mesmo toque.
[Telefon tekrar çalar]
"O telefone voltou a tocar..."
Telefon çalar, ve bilirsiniz işte, "Ona yarın söylerim" dersiniz.
E então penso :
Telefon, video oyunu konsolu, MP3 çalar, cep bilgisayarı, hepsi bir arada.
É telefone, consola de videogames, MP3 Player, PDA, tudo em um.
[TELEFON ÇALAR] Tamam, tamam.
Está certo.
[TELEFON ÇALAR]
Está tudo bem.
( telefon çalar ) Haklısın.
Tem razão.
[Telefon çalar]
Alptekin está a ligar
( Telefon çalar ).
Não quero viver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]