Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çocuklarımız

Çocuklarımız перевод на португальский

4,571 параллельный перевод
Güzel bir evimiz var, güzel çocuklarımız, güzel bir kariyerimiz var.
Nós temos uma linda casa, lindas crianças, nós temos ótimas carreiras.
Çocuklarımızı tehlikeye attın!
Puseste os nossos filhos em perigo!
Çocuklarımız kirletildi.
Os nossos filhos têm sido violados.
Asker aileleri, şimdi de çocuklarımız.
Familias de militares, e agora os nossos filhos.
Marketlerdeki her şey daha az yağ ve kaloriyle yapılıyor ama çocuklarımız kilo almaya ve hastalanmaya devam ediyor.
Os produtos alimentares são feitos com menor teor de gordura e calorias. Porém, os nossos filhos estão cada vez mais gordos e doentes. Não faz qualquer sentido.
Toplum sağlığını destekleyen bir kuruluş nasıl olur da çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atan bir şirketle işbirliği yapar?
Como é que uma organização que apregoa apoiar a saúde pública, pode unir forças com uma empresa de produtos tão nefastos?
Yabancı bir ülke çocuklarımızın obez olmasına neden olsaydı bu onların sağlığını etkileyecek, onları mutsuz edecek morallerini bozup özgüvenlerini düşürecek olsaydı bunu yabancı bir ülke çocuklarımıza yapsaydı muhtemelen savaş açardık.
Se outro país estivesse na origem da obesidade das nossas crianças, - o que afetaria a sua saúde e diminuiria a sua felicidade através da tristeza ou baixa autoestima - se uma nação estivesse a fazer isso às nossas crianças, declararíamos guerra.
Çocuklarımız yiyeceklerin tonlarca şekerle, sodyumla ve devasa boyutlarda yapılıp her yerde gözlerinin önüne koyulmasını tercih etmiyor.
As nossas crianças não escolhem o fabrico de alimentos carregados de açúcar, sódio e em doses enormes, sendo que estão publicitados por toda a parte.
Bu çocuklarımızın ne kadar aktif olduklarıyla ilgili.
Tem que ver com tornar as crianças ativas.
Yani bu şizofrenik durumdaki hükümet bir yandan bizi hasta eden yiyecekleri teşvik ediyor diğer bir yandan çocuklarımızın okulda yediği öğle yemekleri için bir standart belirlemeye hazırlanıyor.
Temos ali o governo numa situação estranha e esquizofrénica onde, por um lado, subsidiam os alimentos que nos fazem mal à saúde e, por outro lado, estão a assumir o papel de elaboração de referências para os almoços escolares das crianças.
Burada sizinle olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz bugün çocuklarımızın sağlığı ve iyiliği için hayati derecede önem taşıyan Sağlıklı ve Tok Çocuklar Yasası'nı imzalayacağım.
Estamos entusiasmados por estar aqui convosco para assinar o protocolo "Healthy Hunger-Free Kids", que é crucial para a saúde e bem-estar dos nossos filhos.
Çocuklarımızı okula gönderdiğimizde onları hasta edecek kirli sulardan uzak durmalarını bekliyoruz ama onları hasta edecek havayı solumamalarını beklemediğimiz gibi onları hasta edecek yemeklerden uzak durmalarını da beklemiyoruz.
Quando deixamos as nossas crianças ao cuidado das escolas, esperamos que não bebam água imprópria que os deixe doentes. Esperamos que não respirem ar poluído que os deixe doentes. Não devíamos esperar que comam comida má que os deixe doentes.
Yemek endüstrisinin çocuklarımızı gelecekteki müşterileri yapmalarına izin verdiğimiz için kötü bir bedel ödüyoruz.
Estamos a pagar caro ao deixar a indústria alimentar fazer o que quer e recrutar os nosso filhos enquanto seus clientes fiéis.
Bu Kongre'de çocuklarımızı sofistike, agresif ve acımasız pazarlamalardan ve hazır gıdalardan korumak için sorumluluk almalıyız.
Nós, no Congresso, temos a responsabilidade de proteger as crianças da América do marketing sofisticado, agressivo e implacável da comida de plástico para as crianças.
Nöral devrelerimizin ve çocuklarımızın nöral devrelerinin tüm bu yiyecek reklamlarına karşı nasıl hassaslaştırıldığını önde gelen bir grup diyabet uzmanına gösterdim ve bunu gördüklerinde çıkardıkları sonuç ve fark ettikleri şey şu, bu devreler ömrümüz boyunca zarar görüyor ve ülkece bir batağa saplanmış durumdayız.
Mostrei os dados sobre como o nosso circuito nervoso e o circuito nervoso dos nossos filhos eram sensibilizados a todas aquelas frases sobre comida, a um grupo de especialistas em diabetes. E a conclusão deles assim que os viram e perceberam que os circuitos são designados para toda uma vida, perceberam que estamos tramados enquanto país.
Bu, çocuklarımızın sağlıklarını kötü yiyeceklerle değiştiğimiz bağımlı ve sağlıksız hâle getirdiğimiz ilk sefer değil.
Não é a primeira vez que os nossos filhos foram levados a vícios que levam a dependência e doença.
Çocuklarımızı korumak için bir araya gelmeliyiz. Tıpkı emniyet kemeri ya da araba koltuğu davasındaki gibi.
Temos de nos unir como sociedade para proteger os nossos filhos tal como nas leis sobre o cinto de segurança e cadeirinhas para carros.
Kendimize çocuklarımıza ne miras bırakacağımızı sormalıyız.
Devemos perguntar-nos : que legado deixaremos aos nossos filhos?
Yediğimiz yemeklerle ilgili ve çocuklarımız için istediğimiz çevreyle ilgili yeni bir hikâyeye başlama zamanı.
É o momento de ouvir uma nova história sobre o que comemos e o ambiente que queremos para os nossos filhos.
Çevremizdeki beynimizi uyaran her şeyden kurtulup çevreyi tamamen değiştirmezsek çocuklarımızı asla koruyamayacağız.
A não ser que mudemos drasticamente o ambiente e retiremos esses males, nunca conseguiremos proteger as nossas crianças.
Çocuklarımız benim için dünyaya bedel. "
Os nossos filhos são tudo para mim. "
- Çocuklarımız burayı çok sevecek, Oren.
Os nossos filhos vão adorar viver aqui, Oren.
Çocuklarının da üvey babası olmak istiyorum. Eğer sen de istersen çocuklarımız olsun istiyorum.
E padrasto dos teus filhos, e, se quiseres, quero que tenhamos filhos.
Bunlar da bizim çocuklarımız Marc ve Elodie.
E os nossos filhos, Marc e Elodie.
Ve bu hazine ailelerimizin ve çocuklarımızın yaşamı ve geleceği. Bu hazinenin nerede saklı olduğunu sadece bizler bileceğiz.
E esse tesouro é a vida e o futuro das nossas famílias e dos nossos filhos e nós seremos os únicos a saber onde estará escondido.
Buna inanabiliyormusun, bizim çocuklarımız birlikte çalışıyor. - Bunu kim düşünürdü?
Acreditas nisto, os nossos rapazes a trabalharem juntos?
O bizim çocuklarımızı öldürüyor, Joe.
Ele está a matar as nossas crianças, Joe.
- Biz çocuklarımızı kullanmayız. - Sadece geçmek için.
- Não usamos os nossos filhos.
Çocuklarımız yanımızda.
Temos os nossos filhos aqui.
Fakat bu çarptığımız çocuklar büyük çocuklardı, bize geldiler.
Mas, os sujeitos com quem nos deparamos, eram grandes e, foram eles que nos atacaram.
Yeni gelenek çocuklar, anladınız mı?
Enviamo-la todos! - Nova tradição, pessoal, está bem?
Çocuklar parayı nasıl bulacağımızı buldum
Já sei como podemos ganhar dinheiro!
Atalarımız ateşe taparlarmış ve cani tanrıları için çocukları kurban ederlermiş.
Os nossos ancestrais, veneravam o fogo e sacrificavam crianças para os deuses vingadores.
Affedersiniz efendim, Yalnız bu çocukların güvenlik işlerine burnunu sokmasına ihtiyacımız yok.
Desculpe, não precisamos dos miúdos metidos em questões de segurança.
Sanırım, siz çocukları Kane'le takılmaktan kurtaracak kanıtımızın ilk parçasını bulduk.
Encontrámos a primeira prova para safá-los do Kane.
Pekâlâ, hazır mısınız, çocuklar?
Ok, muito bem, rapazes?
"Utangaçlığımızı atalım ve çocuklar gibi eğlenelim."
"Vamos perder a timidez e desfrutar como crianças."
Öyle olsun. Ama şunu demeliyim ki hayatım boyunca karşılaştığım en pislik ve yalancı orospu çocuklarısınız.
Uma coisa lhes digo, são o pior grupo de filhos da mãe ladrões e estuporados que já vi.
Bu yanlış, çocuklar biz bir takımız.
Isto está errado, somos uma equipa.
Hazır mısınız, çocuklar?
Prontos, rapazes?
Tanrım, çocuklar boy atmışsınız.
Caramba, vocês estão altos.
Çocuklarınız var mı?
Têm filhos?
Pekala çocuklar, hazır mısınız?
Muito bem, estão prontos?
Kız çocuklarım.
Não, as minhas filhas.
Öyleyse arkadaşımız bu çocukları trombonla öldürdükten sonra kimin peşinden gidecek?
Depois dele ter matado esses jovens com um trombone de quem vai ele atrás agora?
Çocuklarınız mı var?
Tem filhos?
- Çocuklarınız var mı?
- Sim.
- Çocuklar bizim spotlarımızı almışlar.
Os jovens ocuparam o nosso lugar.
Kocanız yoksa o zaman geçiminizi çocuklarınız mı sağlıyor?
Se você não tem marido são os seus filhos que a mantêem?
Çocukları oradan nasıl kaçırdığımızı?
O sítio de onde tirámos as crianças.
Çocuklarımı benden almayacağınızın garantisini aldıktan sonra içeri girebilirsiniz.
Pode entrar quando eu tiver uma garantia de que não há possibilidade de me tirar as minhas crianças.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]