Belki de öyle Çeviri İngilizce
1,183 parallel translation
Belki de öyle olur.
Maybe that'll happen.
Belki de öyle olmalı. Sadece yargı değil, tüm sistem bozuk.
maybe it should. the whole system is the problem, not just judge..
Belki de öyle biri olmalıyım.
Although maybe it should be me.
Belki de öyle planladı ama işe yaramayacak.
Well, maybe he did, but it's not going to work.
Belki de öyle.
Maybe I do.
- Belki de öyle düşünüyorum.
Ahh, maybe I am.
Belki de öyle biri yoktur.
Well, she may not be out there.
Tamam rahibe, belki de öyle yaparım.
Okay, Sister, maybe I will.
Belki de içten içe mükemmellik peşindesin öyle mi? Evet, belki de öyleyim.
Perhaps at heart you seek perfection, no?
- Belki de öyle.
- Maybe so.
Belki de öyle.
Maybe I did.
- Belki de öyle yapmalısın.
- Maybe you should go do that. - What?
Belki de öyle.
Maybe it is.
- Belki de öyle hissediyorumdur.
- Maybe that's what I was feeling.
Eğer Vorlanlar tehlikeyi görmüyorlarsa, belki de öyle bir tehlike yoktur.
If the Vorlons do not see the danger, then perhaps the danger does not exist.
Belki de öyle ama ne olmuş öyleyse!
Maybe so, but so what!
Gordon ihanete uğradığını düşünüyor ve belki de öyle.
Gordon feels betrayed, and maybe he was.
Belki de öyle.
We probably are.
Belki de öyle yapıyorumdur.
Perhaps I do.
- Belki de öyle değilimdir.
- Maybe I'm not.
Anahtarı öyle iyi saklıyor ki, belki de kıçına sokmuştur.
He holds that key so tight, he's probably got it stuck up his ass.
Belki kaybederdi ama savaşırdı, ben de öyle yapacağım.
Yes, she would've lost, but she would have fought this. And so will I!
Öyle mi? Belki de onlardan uzak durmalısındır.
Well, maybe you should stay out of them.
Belki seninkiler de öyle olur, George.
You know, maybe you're gonna get them too, George.
O da öyle minnettar olacak ki, Kor'a bir heykel verecek ve belki senin de şerefsizliğini affedecek değil mi?
Who will be so grateful he'll give Kor his statue and perhaps even forgive your dishonor?
Bazıları ilk önce hayalini kurar, ve belki de ben de öyle yaptım.
Somebody had to dream about it first, and maybe that's what I did.
Belki de aynen öyle yaparım.
Maybe, then, I'll just do that.
Senin de sütyene koyacak bir şeylerin olsa, belki öyle sus pus oturmazdın.
If you had something to push up, you wouldn't be sitting there with a sour puss.
Belki onun için de öyle.
Maybe it is for her as well.
Bu mesaj öyle bir medeniyetten geliyor ki belki de bizden milyonlarca yıl ilerideler.
This message is from a civilization that may be anywhere from hundreds to millions and millions of years ahead of us.
Veya belki de kafayı Afganistan'a da çevirebiliriz, öyle görünüyor ki, orada dünyanın en iyi esrarı yetiştiriliyor.
Or maybe heading down to Afghanistan,'cause apparently, they grow the best pot in the world there.
Evet. Belki de bu konuda haklı olabilirsin Howard. Öyle mi?
You know, you might be right about that, Howard.
- Belki de sen öyle gördüğünü zannediyorsundur.
- Maybe that's what you think you saw.
Belki İngiltere'de öyle yapıyorlar.
Well, maybe that's how they do things in Britain.
Belki öyle belki de değil.
Maybe. Maybe not.
Öyle bir şey ki, belki de ondan sakınsak daha iyi.
Something, perhaps, we'd do better to avoid.
Sonra, ya sıkıntısını rahatlatmak umuduyla birkaç tane içti ve kazara fazlaya kaçırdı ya da belki belki de kasten öyle yaptı.
My time may be for sale, counselor. My findings are not. You listen to me.
İkimiz de bitmiştik. Belki hala da öyle. - Mary Jane kesin daha bitik değil mi?
For your sake, for your daughters, for your grandsons.
Belki de, ama öyle her müvekkille yakınlaşmayacağımı bilecek kadar beni tanıyor.
Maybe, but he's been with me long enough to know I don't go getting involved with my clients.
Belki öyle, ama gece yarısı gel Elaine o sırada öpüşmek için cana yakın birisini arıyor olacak sanırım sen de ay ve New York şehri arasına sıkışmış olacaksın.
Well, maybe so, but come midnight when she's looking for someone warm and cuddly to kiss I guess you'll be caught between the moon and New York City.
Belki öyle, ama yine de yalnız gitmiyorsun.
Something wrong?
Belki öyle... ve belki de.. değil.
Maybe so... and then again... maybe not.
Belki de bana öyle geliyor fakat sikiş sikiştir.
Maybe it's just me, but fucking is fucking.
Öyle kalacak, yatağında yaşlanıp gidecek belki de.
She could stay like that and grow old on her bed.
Psikopat bir hayvan şu anda dışarıda, belki de kızımızın yanında ama sence her şey yolunda, öyle mi?
some psycho animal is out there right now- - with our daughter, perhaps- - and you say everything's just fine?
- Belki de bir kez çıkmak onun için daha kolay olur. Öyle sıkıcı olacağım ki, ilgisini kaybedecek.
It could be really boring and he would lose interest.
Richard Fish bana gelmişse, ki öyle olmadı, belki de bunun sebebi daha karakterli bir kadını tercih etmesindendir. Bir dakika. Nezaket kurallarından haberi olan bir kadını.
If Richard Fish came on to me, which he didn't it may be because he prefers a woman of more character.
Belki de artık beni öyle çağırmazlar.
Perhaps they won't call me that anymore.
Ben de öyle, ama sanırım son doz bir şekilde bozuk çıkmış, belki kazadan ötürü.
So did I, but apparently the last vial was tainted somehow, probably in the crash.
Ama belki de hiç öyle olmadı.
But maybe it wasn't like that at all.
Belki de öyle değil.
Maybe not.
belki de öyleyim 25
belki de öyledir 60
belki de 1259
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de değil 95
belki de öyledir 60
belki de 1259
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de değil 95
belki de bu 32
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleymiş 51
öyleyim 490
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle görünüyor 500
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öylesiniz 29
öyle görünüyor 500
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öylesiniz 29