Hâlâ yaşıyor Çeviri İngilizce
965 parallel translation
Sanırım yanlış anlaşılma var, hâlâ yaşıyor.
No, you must have misunderstood. She's still alive.
Başkan hâlâ yaşıyor mu?
President Joo is still alive?
Mısır tanrıları, şu tepelerdeki yıkılmış tapınaklarında hâlâ yaşıyor.
The gods of Egypt still live in these hills, in their ruined temples.
Hâlâ yaşıyor ve hâlâ adayı ölümcül bir korkunun pençesinde tutuyor.
Still living still holding that island in a grip of deadly fear.
Hâlâ yaşıyor.
He's still alive.
- Sayemde hâlâ yaşıyor.
- It's still a dog.
Hâlâ yaşıyor mu?
He's still alive?
Hâlâ yaşıyor değil mi?
He's still alive, isn't he?
- Annen, baban hâlâ yaşıyor mu?
- Do you still have your parents?
Oysa Clarence nefes almayı sürdürüyor hâlâ, Edward hâlâ yaşıyor ve ülkeyi yönetiyor.
Clarence still breathes... Edward still lives... and reigns.
Uzakta olsaydım amcam hâlâ yaşıyor olabilirdi.
If I hadn't been away, my uncle might still be alive.
Hâlâ yaşıyor.
She's hanging on.
"Bu sabah hâlâ yaşıyor."
"She is still living this morning."
- Bu, hâlâ yaşıyor mu?
- Is he still alive?
Bence o hâlâ yaşıyor.
I think she's still alive.
Anılan devirden beri onlar dağlara baksa da her nerde olursa olsun, açlığın en kötüsünü umutsuzluk ve karanlıkta kaybolmayı bilen insanın bedeni burda, bu mahkeme salonunda zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
... as they would look to the mountains whence cometh our strength. From time remembered, wherever man's body has known hunger and oppression, lost in darkness and despair, and here, here in this courtroom living still, in spite of dungeon, fire and sword...
Ve burada, bu mahkeme salonunda atalarımızın inancının haklı çıktığını gördük. Zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
And here, here in this courtroom, we have seen vindicated the faith of our fathers, living still in spite of dungeon, fire and sword.
Zavallı adam hâlâ yaşıyor.
This guy's still alive.
Bu hücreler hâlâ yaşıyor ve birbirinden ayrılıyor.
Those cells are still living, Dr. Mercer, off one another.
O kadar pis işten sonra hâlâ yaşıyor olmamız ne tuhaf.
It's funny we're still alive after that parade of corpses.
Ama bu hâlâ yaşıyor.
However, this one is still alive.
Çocuk bilinçsiz, ama hâlâ yaşıyor.
The boy's unconscious, but he's still alive.
Silahlarımız silikona maksimum güçte duyarlı, ama hâlâ yaşıyor.
We had our weapons set for silicon and on full power, yet we only damaged it. It still lives.
O hâlâ yaşıyor.
He's still alive.
Hâlâ yaşıyor!
It's still alive!
Hâlâ yaşıyor, değil mi?
He's still alive, isn't he?
- Ama bedeni hâlâ yaşıyor.
- But his body's alive.
Hâlâ yaşıyor ama ilaçlar çok etkili.
He's still alive, but the drug they use is too strong.
Zavallı ihtiyar, hâlâ yaşıyor mu?
Oh the poor old. He's still alive?
Tamam, Baumer bir ihtimal hâlâ yaşıyor olabilir.
Ok, Baumer could still be alive and in circulation
Siz ayrılırken, Albay Taylor hâlâ yaşıyor muydu?
When you left, was Colonel Taylor still alive?
Bu hâlâ yaşıyor.
This one's alive.
Sen hâlâ yaşıyor musun?
Are you still livin'?
- Hâlâ orada mı yaşıyor?
She still lives there?
Babam hâlâ insanların unvan taşıdığı olduğu dünyada yaşıyor.
My father still lives in a world where people use titles.
Yaptığı kahramanlıklar zekâsını arttırdı, o da artan zekâsıyla kahramanlıklarını yazdı, bu sayede ünü yaşıyor hâlâ.
With what his valor did enrich his wit... his wit set down to make his valor live.
O yaşıyor ve savaş bitince hâlâ hayatta olacak.
He's alive, and he'll still be alive at the end of the war.
Doktor hâlâ orada mı yaşıyor?
Doctor still live over there?
Kraliçem olmaktan bıktım ve Rahip Morgan da hâlâ yaşıyor.
Reverend Morgan's still down there.
O hâlâ sapasağlam. Tottori'de yaşıyor.
He is still in good health.
Baban sana 27 yaşında hâlâ bakıyor olmamızı garipsiyor.
Your father thinks its strange we're still providing for you at 27 years old.
Profesör Catalan. Yaşıyor hâlâ.
- The professor is alive.
"Zavallı hâlâ yaşıyor"!
The poor woman is alive.
Ayrıca da, sizin hükümetinizin bunu anlaması gerekir. Oysa burası hâlâ ortaçağda yaşıyor.
However, your government has to realize... that here we are still in the Middle Ages.
Yoshida hâlâ dışarıda yaşıyor ve Mibu'da değil.
It's about Yoshida. He still lives outside and not at Mibu.
Elbette hâlâ bizimle yaşıyor, biliyorsun.
Of course she's still living with us. You know that.
- Neden o hâlâ yaşıyor o zaman?
How come he's still alive?
Katherine hâlâ onların kalplerinde yaşıyor.
Catherine still lives in the heart of the people.
Hâlâ 1700'lerdeki Sicilya İmparatorluğu'nda yaşıyormuşuz gibi davranıyor!
He believes we're living in the kingdom of Sicily at the time of Borboni!
Şansımız var, hâlâ birileri yaşıyor olabilir.
There's a chance someone's still alive.
Hâlâ aynı yerde mi yaşıyor?
Do you still live in the same town?
hala yaşıyor 66
hala yaşıyor mu 20
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
hala yaşıyor mu 20
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24