Sadece bir sıyrık Çeviri İngilizce
241 parallel translation
- Hayır, sadece bir sıyrık.
- No, just a scratch.
Sadece bir sıyrık.
Set the bone myself.
- Sadece bir sıyrık.
It's just a flesh wound.
- sadece bir sıyrık atışlarına bakılırsa yankee kızılderelileri
- Just a scratch. They must have been Yankee Indians, the way they shoot.
Sadece bir sıyrık.
It's only a flesh wound.
Sadece bir sıyrık.
It's just a scratch.
- Hayır sadece bir sıyrık.
- No, it's just a scratch.
Sadece bir sıyrık.
Oh, it's a scratch.
Sadece bir sıyrık.
It's just a shaving.
- Sadece bir sıyrık.
- It's just a scratch.
Sadece bir sıyrık.
It's only a graze.
Sadece bir sıyrık.
Just a scrape.
Toka atardamara dokunmamış, boynunda sadece bir sıyrık var.
She missed the artery, just grazed your neck.
Sadece bir sıyrık...
A nick in the leg...
Hayır, sadece bir sıyrık.
No, not a scratch.
- Hayır, ciddi bir şey yok, sadece bir sıyrık.
- No, nothing serious, just a flesh wound.
Aslında hayır, ama sadece bir sıyrık dostum.
I missed? Not exactly, but it was only a scratch amigo.
Sadece bir sıyrık.
Just a scratch.
Hiç, sadece bir sıyrık.
It's nothing, just a scratch.
- Hiç, sadece bir sıyrık.
- Nothing, it's just a scratch. Listen.
Sadece bir sıyrık.
Just creased him.
Sadece bir sıyrık.
Bruise.
- Bir şeyin yok, sadece bir sıyrık.
- It's nothing but a scratch.
Hiçbirşeyin yok, sadece bir sıyrık.
There's nothing there. Just a scratch.
Sadece bir sıyrık, Harry.
Just grazed you, Harry.
Sadece bir sıyrık.
It's just a nick.
Bir şey yok, sadece bir sıyrık.
It's nothing. It's just a scratch.
Sakin ol ahbap, sadece bir sıyrık.
Relax, man, it's a scratch.
Ne oldu, sadece bir sıyrık?
Aah! What, it's just a flesh wound?
- Sadece bir sıyrık.
- Just a scratch.
Sadece bir sıyrık Bir şeye ihtiyacım yok.
IT'S JUST A SCRATCH. I DON'T NEED ANYTHING.
- Sadece bir sıyrık.
- Oh, it's just scratched.
- Sadece bir sıyrık.
It's just a scratch.
Sadece bir sıyrık.
It's just a nip.
Sadece bir sıyrık.
It's a scratch.
- Evet, sadece bir sıyrık.
It's just a scratch.
Hayır, ciddi bir şey değil, sadece ufak bir sıyrık.
No, no, nothing serious, just a small scratch.
- Ufak bir sıyrık sadece.
- Just a flesh wound
Önemli bir şey değil, sadece sıyrık.
It's nothing, just a scrape.
- Sadece ufak bir sıyrık aldı.
- l only scratched him a little.
Bir şey yok, sıyrık sadece.
It's nothing but a scratch.
Hedefin kolunda ufak bir sıyrık oluştu sadece.
The target merely received a slight flesh wound in the arm.
Sadece ufak bir sıyrık.
Just a light wound.
- Yaran ağır mı? - Sadece bir sıyrık.
- Are you hurt bad?
Sadece bir kaç sıyrık.
Just a few scratches.
İyiyim Max sadece ufak bir sıyrık.
I'm okay, Max. Just a scratch.
Sadece ufak bir sıyrık.
Just a scratch.
Sadece yan tarafında bir sıyrık var.
Just a scratch in the side.
Evet, sadece küçük bir sıyrık. Teşekkürler, Chang.
Yes, he just grazed me, thanks to you, Chang.
Şanslısın, sadece ufak bir sıyrık.
You're lucky it's just a flesh wound.
- Eminim. Sadece küçük bir sıyrık.
It just stings a little.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24