Sadece bir yudum Çeviri İngilizce
137 parallel translation
Pekala sadece bir yudum.
Well maybe just a sip.
- Sadece bir yudum iç.
You have only to drink a little.
- Sadece bir yudum aldım.
Take a sip of this.
- Sadece bir yudum.
- Just a drop.
Yol için sadece bir yudum.
Just one sip to point the way for the rest of this.
Lütfen, sadece bir yudum.
Please, just one sip.
Sadece bir yudum almalısın.
It must be sipped only.
Hadi, sadece bir yudum.
Come on, just a little taste.
Sadece bir yudum.
Just a sip now.
- Sadece bir yudum.
- Just a touch.
- Sadece bir yudum...
- Just a nip...
Hadi ama! Sadece bir yudum.
Have a sip, see what it tastes like.
Sadece bir yudum çavdar viskisi.
Just a slug of rye.
Sadece bir yudum.
A little one.
- Sadece bir yudum.
- Just a sip.
Bana sadece bir yudum İrlanda viskisi getirebilirsin.
You just might give me a little taste of that Irish whiskey now.
Sadece bir yudum koy.
Pour me just a drop.
Dur. Sadece bir yudum.
Wait, just a sip.
Lewis sadece bir yudum demişti.
Lewis said only a sip.
Öylesine mütevazi yaratıklar ki, sadece bir yudum suya ihtiyaçları var, belki bir iki küçük meyveye, bir de. Yaşayabilmek ve göklerde süzülerek yükselmek için.
They are such humble, modest creatures, who need only a sip of water and a few berries in order to live and soar into the heavens.
Sadece bir yudum.
Just a sip.
Sadece bir yudum.
Just a pick-me-up...
Sadece bir yudum!
Just a drop!
Sadece bir yudum tamammı?
Only a swallow, ok?
Sadece bir yudum içtim.
A drop, just a drop.
Sadece bir yudum.
Just a drop.
Sadece bir yudum aldım.
I only had a sip.
Sadece bir yudum, tek bir yudum.
Just a sip, just a sip.
- Sadece bir yudum su istiyorum!
- I just want one sip of hydro!
Sadece bir yudum!
Just the one.
- Sadece bir yudum aldım.
- I only took a sip.
Sadece bir yudum.
Just a sip then.
- Sadece bir yudum içtim.
Well it was just one sip I mean.
Sadece bir yudum al.
Just take a sip.
- Sadece bir yudum.
- Just one sip.
Sadece bir yudum aldım ve bana iyi geldi.
All I had was one little sip... And it's not wearing off.
Sadece bir yudum al.
It's Just a drop.
- Sadece bir yudum.
- Just take a little sip.
Peki. Sadece seninkinden bir yudum.
Well, maybe just a sip of yours.
Sadece... - AI, şundan bir yudum iç.
- We will go home.
Sadece küçük bir yudum daha alabilirim,..
- Well... Well, maybe I will just take one tiny nip more.
Sadece bir iki yudum al.
Just take a sip or two of this.
Haydi, bana bir yudum ver. Sadece küçük bir tane.
Come on, now, give us a swig, just a short one.
Sadece küçük bir yudum.
Just a tiny sip.
Bak sadece küçük bir yudum, hepsi bu.
Oh, now, look. Just have a little sip, that's all.
Sadece bir yudum.
Just a sip. There you are.
- Sadece küçük bir yudum al.
- Just sip it. Sip it. Sip it.
Bana bir içki ver, sadece bir yudum.
Give me a drink, just a drop.
- Sadece bir iki yudum şarap.
- Just a drop of wine or two.
Sadece bir kaç yudum alacağım.
I just want a couple of bites.
Bir yudum sadece.
Just a small one.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169