English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Güzel bir gün

Güzel bir gün Çeviri İspanyolca

3,272 parallel translation
Hawaii'de her zamanki gibi güzel bir gün daha.
Hace un día precioso aquí en HAWAII, como siempre.
Güzel bir gün.
Es un hermoso día.
Bugün çok güzel bir gün geçiriyor.
Está teniendo un buen día hoy.
Merhaba hanımlar, güzel bir gün.
Hola, bellas damas. Bienvenido.
Güzel bir gün, değil mi?
Alegre buen día, ¿ o qué?
Güzel bir gün.
Lindo día.
Güzel bir gün.
Es un bonito día.
Big Boy'un mahallesi, güzel bir gün.
Soy Big Boy y hace un día estupendo.
Şerif, ne güzel bir gün öyle değil mi?
Sharif, es un día glorioso, ¿ no?
Ve ben burada çok güzel bir gün geçiriyordum.
¡ Y yo estuve aquí, pasando un día genial!
Güzel bir gün
Uno se va, otro llega.
Güzel bir gün geçirdin mi?
¿ Tuviste un buen día?
Hadi ama bebeklerim! Bugün güzel bir gün olacak.
¡ Atención, putas!
Güzel bir gün geçir.
Que tengas un buen día.
Güzel bir gün geçirdik.
Pasamos un día tan agradable.
Güzel bir gün.
Es un lindo día.
Güzel bir gün, değil mi?
Hermoso día, ¿ verdad?
Evet, güzel bir gün.
Sí, es un bonito día.
Yarın çok güzel bir gün olacak, Ace, büyük gün.
Mañana será un gran día, Ace, un gran día.
Güzel bir gün geçirmeni dilerim.
Que tengas un hermoso día.
- Yarın güzel bir gün olacak.
- Será un buen día mañana.
Güzel bir gün
Hoy es el d � a. Ganamos.
Ne güzel bir gün. Teker teker.
Qué maravilloso día.
Güzel bir gün, değil mi?
Hermoso día, ¿ no?
Güzel bir gün, değil mi?
Hace un día precioso, ¿ verdad?
Pow Wow için güzel bir gün.
Buen día para un Pow Wow.
Herkese iyi günler, New York'ta güzel bir gün.
Buenas tardes a todos, es un hermoso día aquí en el norte de Nueva York.
Her zamanki gibi Seattle'da güneşli güzel bir gün.
Es una encantadora mañana soleada en Seattle, lo usual.
Seninle güzel bir gün geçireceğim yerde Jo ile şu kısıtlamaları yapmak zorunda kalmam dışında.
Bueno, excepto que iba a disfrutar de mi día contigo, y ahora estoy atascado con Jo haciendo... ediciones.
- Güzel bir gün geçir.
- Que tengas un buen día.
Açıkçası gerçek olmak için fazla güzel bir gün.
Ha sido literalmente... demasiado bueno para ser cierto.
Galiba güzel bir gün bizi bekliyor.
Parece que va a ser un día hermoso.
Ben olmak için güzel bir gün, Tavşan.
Es buen día para ser yo, Conejo.
Millet, bu gün güzel bir gün.
Hoy es un bonito día, amigos.
Sonuç olarak, kıyamet için güzel bir gün.
Al final, es un bonito día para un apocalipsis.
Ailemi oynayan aktörler ile dışarıda güzel bir gün geçirmeye çalışıyorum
Estoy intentando disfrutar del día con los actores que hacen de mi familia en la televisión.
Bugün güzel bir gün oldu.
Hoy ha estado bien.
Güzel bir gün olacak gibi.
Parece que será un día bonito.
Nick Fury'nin her zaman haklı olduğunu anlamak için ne güzel bir gün.
Vaya día para darse cuenta de que Nick Furia siempre tiene razón.
Çok güzel bir gün batımı, Kenny.
Es una puesta de sol encantadora.
Bunun güzel bir gün olacağını biliyordum.
Ves, sabía que este iba a ser un buen día.
İlk gün için ne güzel bir hediye.
¿ Cuál podría ser el regalo perfecto para el primer día?
Bay Larkin incile bilimsel yönden yaklaştı ama kendisi bile hâlâ bir gün batımının bir deve dışkısından daha güzel olduğunu kanıtlayamıyor.
El Sr. Larkin ha hecho del método científico su canon bíblico, y aún con ese método no ha podido comprobar que un atardecer es más hermoso que no sé, estiércol de camello.
Bir gün senin gibi güzel bir kızla tanışırsam, işin içinde para olacağını biliyordum.
Siempre dije que cuando conociera a alguien como tú costaría dinero.
Çok güzel bir ilk gün bu
Es el mejor primer día en California.
Belki bir gün çok güzel bir resim yaparım.
Tal vez algún día pinte algo muy bueno.
Gökyüzü, bu belâlı fakat güzel dünyada hâlâ bir gün barış olabileceğini müjdeliyor.
Un cielo tan azul como para sugerir que quizá pueda haber paz algún día en este mundo difícil pero hermoso.
Bugün güzel, mutlu bir gün.
Es un buen día, un día feliz.
Biliyorum, bir seferinde demiştim ki gençken olduğun kadar asla güzel olamayacaksın ama her geçen gün daha da güzelleşiyorsun.
Sé que dije una vez que nunca serías tan bella como cuando eres joven. Pero estás más hermosa cada día.
Brooke'la çok güzel bir gün geçirdik.
Hola, hola. Brooke y yo hemos tenido un día fantástico.
Güzel bir gün geçirdik.
Tuvimos un dia genial.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]