English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hemen efendim

Hemen efendim Çeviri İspanyolca

1,034 parallel translation
- Hemen efendim.
- Gire el otro.
- Hemen efendim.
- Sí, señor, enseguida.
- Küçük Henry'mizin hasta olduğunu söyle. - Hemen efendim.
- Dile que nuestro pequeño Henry está enfermo.
- Hemen efendim.
- Muy bien, señor.
- Hemen efendim.
- Sí, señor.
- Hemen efendim!
- ¡ Sí, señor!
- Şampanya kokteyl alacağım. - Hemen efendim.
- Tomaré un cóctel de champán.
Hemen efendim!
Muy bien, señor.
- Hemen efendim.
- A sus órdenes.
Hemen efendim.
Sí, señor.
- Bana itfaiye şefini çağırın. - Hemen efendim. - Uzaktan kumandayı ayarlayın.
Avise al jefe de bomberos.
- Hemen efendim.
- Bien, jefe.
- Hemen efendim.
- Si, señor.
Kâhya diyor ki, Hemen inecekmiş, efendim.
El mayordomo va a bajar, señor.
- Hemen yola çıkıyorum efendim.
- No necesitamos a un abogado.
- Hemen efendim.
- Ahora mismo, señor.
Bir odaya git, bu odadan çık. Lütfen efendim, hemen buradan gidin.
Por favor, señor, váyase, rápido.
- Hemen hazırlayacağız efendim.
Lo haremos, sí señor, inmediatamente.
Patron, şey - - Hemen getiriyorsun! - Emredersiniz efendim.
Uh, jefe, bueno, ahora, mire ¡ Consíguelas, y tráelas aquí ahora mismo!
- Evet, efendim. Hemen atlayın, yeterince geciktik. Teşekkürler.
Sí, señor, suba a bordo.
Oh, sizinle hemen ilgileneceğim, efendim.
Enseguida le atiendo, señor.
Hemen geliyorum efendim.
Ya voy, señora.
Cesetlerin hemen yanındayım, efendim. Ama bu iş bitmemiş gibi.
Estoy al frente de los cadáveres, pero no creo que haya sido el final.
- Evet, efendim? - Hemen gidiyoruz.
- Nos vamos enseguida.
Hemen, efendim.
- Sí, señor.
- Ayakkabılarımı siler misin? - Hemen, efendim.
- ¿ Quiere limpiarme los zapatos?
Sizden çok etkilendi efendim. İsteyin, sizi hemen sahne arkasına götüreyim.
Le ha gustado, señor.
Hemen dönerim. - Günaydın efendim. - Carter, banka müfettişi.
Habla un momento con Eustace, Harry, enseguida vuelvo.
Buyrun efendim ; şato teslim oluverdi hemen.
Por aquí, señor. El castillo se ha rendido sin resistencia.
Hemen söylüyorum efendim.
Me encargaré de inmediato, señor.
Hemen geliyor efendim.
Viene enseguida.
- Hemen mi efendim?
Ya. - ¿ Ya, señor?
- İrtibata geçin, kimmiş öğrenin. - Hemen, efendim.
Póngase en contacto con ese buque.
- Hemen geldin. Saklanacak pek yer yok efendim.
No hay donde ocultarse.
Hemen, efendim. 3-7-8-2-5, 3-7-8-2-5.
37825...
Peki efendim. Hemen.
- Ahora mismo.
Ben de hemen geliyorum. - Peki efendim.
Enseguida voy.
Başka bir siparişiniz var mı efendim? Hemen geliyor.
¿ Algo más, jefe?
Hemen, efendim.
Ahorita mismo Señor.
Hemen kalkmam gerekiyor. - Bana güvenin efendim.
Iré a por él, señor, y recuéstese, por favor.
- Evet efendim, vefatının hemen öncesinde.
- Poco antes de morir.
"Hemen, efendim."
"Comprendido, señor."
- Bazilarina hemen doktor lazim efendim.
- Algunos necesitan un doctor, señor.
Gözünüzü sakın yoldan ayırmayın. Hemen, efendim.
Y avísenme cuanto antes.
Ben hemen hemen hiç kullanmıyorum, efendim.
Raramente lo uso, señor.
- Hemen ediyorum efendim.
- Enseguida, señor.
Evet efendim. Hemen geliyoruz.
Sí, señor, enseguida.
Hemen, efendim.
Claro, señor.
Hemen. Mullet henüz burada değil, efendim.
MuIIet aún no ha llegado.
Onu almaya birini gönderdik, efendim. O hemen köşe başında oturuyor.
Le han ido a buscar, vive aquí al Iado.
Tümen Karargahı hemen harekete geçiyor efendim.
La división está en camino, señor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]