English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ I ] / Iki kahve

Iki kahve Çeviri İspanyolca

505 parallel translation
İki çikolatalı ve vanilyalı dondurma ve iki kahve lütfen.
PARA EMPLEADOS Y PACIENTES Dos de chocolate y vainilla y dos cafés.
İki çikolatalı ve vanilyalı dondurma, iki kahve, biri krema ve şekerli.
Dos helados de chocolate y vainilla y dos cafés, uno con crema y azúcar.
Georges, iki kahve.
Georges, dos cafés.
Bir-iki kahve söyle. Kafan rahatlayana dek şu zorluklara karşı göğüs ger!
Tómate un café y guárdate esos puños hasta que se te aclare la cabeza.
- Her zamanki, iki kahve, 3 absent.
- Tomó dos cafés y tres absentas.
Buyurun, iki kahve.
Aquí vienen. Dos cafés.
- İtalyan usulü iki kahve.
- Dos cafés.
- Evet, iyice sıkı iki kahve olsun.
- Sí, dos cafés, y fuertes.
Bayan İki Şeker, bize iki kahve getirir misiniz?
- Srta. Dos Terrones, ¿ nos trae café?
- İki spagetti ve kahve.
- Spaghetti y café para dos.
İki kilometre çaplık alandaki kahve dükkanı ve marketlerde araştırma yaparak nereden alındığını anlamaya çalıştık.
Pero en vano. Cada día, la búsqueda se amplía
- İki kahve olsun.
- Déjelo en dos cafés.
- İki kahve lütfen.
- Dos cafés, por favor.
Hayır, bayan. İki kahve.
- No, dos cafés.
Bir küçük portakal suyu içebilirim, iki tane de rafadan yumurta biraz da peksimet ve kahve.
Probablemente pediré un jugo de naranja chico... dos huevos tibios, unas tostadas y café.
İki fincan sütlü kahve 20 yen eder.
Dos cafés con leche son 20 yenes.
- İki gün sonra hepimiz kahve içeceğiz.
- Dos días y todos tomaremos café.
İki kahve.
Dos cafés.
Büyük bir fincan sütlü kahve içti ve iki kurabiye yedi.
Ah... se ha tomado un buen café con leche y dos bollos.
Su haricinde bize lazım olan iki yüz öküz beş yüz domuz, yüz kintal tuz kırk ton un, on ton şeker, beş ton tütün, bir ton kahve kırk bin limonun suyu ve burada hiç şarap bulunur mu?
Además del agua, necesitaré 200 bueyes quinientos cerdos, cien quintales de sal cuarenta toneladas de harina diez de azúcar, cinco de tabaco, una de café el zumo de cuarenta mil limas y, ¿ tienen algún tipo de vino aquí? ¿ Algún licor?
Bana biraz sütlü kahve ve iki yumurta getirmesini söyle. Canlandırır belki.
Tienen mucho alimento.
- Olur. Bize iki yumurta, sütlü kahve ve börek getir.
- Bien, diles que le lleven a la señorita Inés dos huevos batidos, un café con leche y un bollo.
- Evet. İki şey. Bir fincan kahve ve söz verdiğin şu bilgi.
- Sí, dos cosas... un café y la información que me prometiste.
- İki kahve ve bir süt.
- Dos cafés y una leche.
İki hamburger ve senin üç, hanımefendinin iki yani toplam beş fincan kahve.
Dos hamburguesas y cinco cafés. Tres para usted y dos para la señora.
Tamam, biraz daha kahve alalım ve bahsi iki katına çıkaralım.
Tomemos más café y doblemos las apuestas.
İki kahve lütfen.
Dos cafés, por favor.
Tam iki saattir burada bekliyoruz ve sen bize hazır kahve getiriyorsun.
Llevamos 2 horas esperando, ¿ y tú esperas café instantáneo? Jackson, no eres un ordenanza muy ordenado.
İki yıldır savaşta ama hala merhametli bir Tanrı olduğunda ısrar ediyor. Kahve?
Dos años de guerra y sigue creyendo en un Dios piadoso. ¿ Café?
- İki ekmek arası jambon ve iki sade kahve, paket olacak.
Un par de sandwiches de jamón y dos cafés para llevar. Cargados.
İki fincan kahve.
Dos cafés.
İki kahve ve sosisli sandviç.
Yo, un bocadillo de salchichón y dos cafés.
- İki siyah kahve.
Dos cafés solos.
İki kahve, lütfen.
Dos cafés, por favor.
Kahve ve iki çörek.
Café y un par de panecillos.
- İki kahve.
- Dos cafés.
- Ne içersin? - Kahve. İki kahve alalım.
- ¿ Qué quieres?
Hemen iki kahve. Hemen.
Dos cafés, enseguida.
Kahve, iki kutu.
Café, dos latas.
Garson! İki kahve.
Camarero, dos cafés.
İki kahve, kimin için?
¿ Para quién los dos cafés?
Dört dakika kaynatılmış iki yumurta, biraz pastırma, tost ve kahve.
Dos huevos cocidos... cuatro minutos... un poco de tocino, tostadas y café.
"İki yumurta, pastırma, tost, kahve ve marmelat."
"Dos huevos, tocino, tostadas y café, leche caliente, mermelada."
Kahvaltı, dört rafadan yumurta, iki dilim ekmek, kahve, bir ons kanyaktan oluşacak.
El desayuno consiste en cuatro huevos crudos, dos tostadas, café y una copa de brandy.
İki kahve, biri kremalı.
Dos cafés, uno con crema.
İki kahve, değil mi? Doğru.
- Dos tasas de café, ¿ verdad?
- İki hamburger ve bir kahve.
Dos hamburguesas y un café.
- İki kahve.
- Dos... cafés.
İki kahve ve portakal suyu. - Baş üstüne.
Café y zumo de naranja para dos.
Yarım greyfurt, iki yumurta, üç dilim pastırma, iki tost. Elli gram üzüm marmelatı ve kahve.
el Menú : 2 huevos, 3 rodajas de tocino, 2 tostadas, café.
İki güzel kahve lütfen.
Dos cafés, por favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]