Onu serbest bırakın Çeviri İspanyolca
166 parallel translation
Onu serbest bırakın!
¡ Suéltenle!
Onu serbest bırakın diyorum. - Reddediyorum.
Tengo una hija en el campo y está enferma.
O zaman onu serbest bırakın.
Entonces suéltenlo.
- Beni ona götürecek.Onu serbest bırakın
- Ella le me conducirá. Tendremos que liberarla - ¿ Liberarla a ella?
Onu serbest bırakın!
¡ Déjenlo en paz!
Onu serbest bırakın!
¡ Dejadle en paz!
Karınızı seviyorum. Onunla seviştim. Onu serbest bırakın.
Quiero a su mujer, hemos hecho el amor, déjela libre.
Lütfen onu serbest bırakın.
Por favor, dejadlo en libertad.
Onu serbest bırakın.
IDéjenIe en paz...!
Onu serbest bırakın.
Déjenla en paz.
Onu serbest bırakın.
Déjenlo ir.
Onu serbest bırakın!
¡ Déjala marchar!
Onu serbest bırakın.
Quitadles el cepo.
100 dolar vereyim... onu serbest bırakın.
Cien dólares... por recuperar esa cabellera.
Onu serbest bırakın.
Dejenlo tranquilo.
Lütfen onu serbest bırakın!
Dejele ir. Por favor
O zaman, lütfen onu serbest bırakın.
Entonces, por favor, suéltenlo de inmediato.
Adım Solarr! Onu serbest bırakın!
¡ Me llamo Solarr!
Onu serbest bırakın.
Sí, esa es la cinta. Suéltenla.
- Tamamdır. Onu serbest bırakın.
- Está todo bien.
Lütfen onu serbest bırakın.
Por favor, déjela ir.
Onu serbest bırakın, şehrin ortasında.
Cortar la suelta... justo en el centro de la ciudad.
- Onu serbest bırakın. - Efendim?
- Desátele, - ¿ Señor?
Ama onu sevmeye devam edersin ve serbest bırakıldığı anda da, beni bırakıp ona koşarsın...
pero seguirías amándolo a él y al minuto de ser libre, me engañarías y volverías con él.
- Serbest bırakın onu.
- Dejadle ir.
- Eğer onu serbest bırakırsam korkarsın!
- ¿ Tendrás si lo suelto!
Eğer onun benimle ayrılmasını engellerseniz, onu serbest bırakırım!
¡ Si Ud se niega dejarmelo a mí, lo libraré!
Yamane, kılıcını at, ve onu serbest bırak yoksa karın ölür!
Yamane, suelta tu Katana y al consejero, ¡ O tu mujer morirá!
Onu hemen serbest bırakır mısınız?
¿ Lo va a liberar ahora?
Doktor Terrell, Alfa'nın Beta'ya konuşmayı öğrettiğini söylediniz. Bu durumda, onu serbest bırakırsak, bu bilgiyi kendi türüne aktarabilir mi?
Dr. Terrell, si, como usted dice, Alfa le enseña a hablar a beta ¿ Está sugiriendo que, si se deja a Alfa libre puede pasar por sus instalaciones a otros de su especie?
Beyin yıkamanın başarılı olduğuna kanaat getiriyor ve onu serbest bırakıyor ve biliyor ki, babun gizli rezerve giderken onu kimin takip ettiğini umursamayacak bir durumda.
Decide que el lavado de cerebro funcionó y lo libera sabiendo que no le importará si lo siguen a la reserva secreta.
Serbest bırakın onu!
¡ Libérenlo!
Onu açtığında, bu küçük bebeğe basarsın ve milyonlarca voltonluk ateş gücünü serbest bırakırsın.
Cuando está activada, oprimes esa perillita y liberas millones de voltones de fuego.
Farzet ki sana küçük bir sürprizim var. Mesela yeni yasal sendikanın Darek'e arka çıkması gibi. Onu serbest bırakır mıydın?
¿ Qué diría si le cuento... que los nuevos sindicatos legales, Los nuevos sindicatos, legales, honrados, avalan a Darek?
İtirazını dikkate aldım ama şimdi onu serbest bırak.
- Tu objeción quedará anotada. - Ahora, suéltalo.
Oğlum Raja'dan bahsediyorum, ne suç işledi, neden tutuklandı, çabuk serbest bırakın onu.
Mi hijo Raja, por qué delito, lo habéis detenido, déjalo
"Küçük bayan, zihninizi serbest bırakın, bedeniniz de onu izleyecektir" dedi.
"Si te relajas, todo saldrá bien".
Serbest bırakın onu.
¡ Liberalo!
Serbest bırakın onu.
Libérenlo.
Tanrı aşkına, serbest bırakın onu.
Por favor, déjelo ir.
İyi eğlendiniz, serbest bırakın onu.
Se han divertido, dejalo ir.
"Hz.İsa onlara şöyle dedi,'serbest bırakın onu da gitsin."'
Y Jesús les dijo,'Desátenlo, y déjenlo ir'. "
Onu bugün serbest bırakıp yarın tekrar yakalayamaz mıyız?
¿ No podemos liberarlo hoy y tomar medidas mañana?
Bana Tanrının gücünü verirseniz onu serbest bırakırım.
Si me entregas el poder de Dios, vivirá.
Onun serbest bırakılmasını istiyorum böylece onu hastaneye götürebileceğim, sanırım bebeğin durumunu kendi gözleriyle görürse neden destek ünitesinden çıkartmak istediklerini anlayacaktır.
Solamente quiero una orden para poder llevarlo al hospital. Creo que cuando vea el estado del bebé entenderá por qué le quitarán el respirador.
Onu serbest bırakın!
¡ Suéltenlo!
Onu kapılara götürün, ve sonra serbest bırakın.
Llévenlo al portón y libérenlo.
Onu serbest bırakın.
Sueltenla
Sonra ona üzülür ve onu evde serbest bırakırsın.
¡ Hasta que te dé pena y lo sueltes en casa!
Bana Tanrının gücünü verirseniz onu serbest bırakırım.
Si me dejas conseguir el poder divino, seré benévolo con él.
Onu, serbest bırakın.
Liberadlo.
onu serbest bırak 21
serbest bırakın 17
bırakın 390
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
serbest bırakın 17
bırakın 390
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırakın geçsinler 21
bırakın bizi 19
bırakın gideyim 187
bırakın artık 17
bırakın konuşsun 19
bırakın çıkayım 20
bırakın gireyim 19
onu severim 35
bırakın geçelim 23
bırakın geçsinler 21
bırakın bizi 19
bırakın gideyim 187
bırakın artık 17
bırakın konuşsun 19
bırakın çıkayım 20
bırakın gireyim 19
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu sen öldürdün 112
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu sen öldürdün 112