Sen nereye Çeviri İspanyolca
1,823 parallel translation
Ben burada doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Ve sen nereye gitsem sen peşimdesin.
Trato de hacer lo correcto, pero a todas partes donde voy tu estas encima de mi.
Sen nereye gittiğini sanıyorsun kancık?
¿ Adónde crees que vas, perra?
Sen nereye kayboldun?
¿ Hacía dónde desapareciste?
- Sen nereye gidiyorsun?
- ¿ A dónde vas tú?
- Sen nereye gittiğini sanıyorsun?
- ¿ A dónde crees que vas?
- Sen nereye?
- A donde vas?
Sen nereye?
¿ A dónde vas?
Sen nereye bakıyorsun be?
¿ Qué diablos mirabas?
Sen nereye bakıyorsun be?
¿ Qué diablos estás mirando?
Sen nereye gidiyorsun?
¿ Adónde vas?
Sen nereye gidiyorsun?
¿ Pero adónde vas?
Sen nereye gidiyorsun?
¿ A dónde vas?
- Sen nereye gidiyorsun?
¿ A dónde va?
Sen nereye? Aleti mi tutacaksın?
Qué ¿ Me quieres agarrar el palo?
Sen nereye gidersen git kaybolamazsın.
Vas a estar en el mapa sin importar lo que hagas.
- Sen nereye gidiyorsun?
Y tú adonde vas?
Sen nereye adi herif, hemen yere yat!
Donde vas aweonado, pon tu culo en el suelo
Sağol, peki sen nereye tutunuyorsun?
¿ Gracias, pero a qué te estás aferrando?
Sen nereye gittiğini sanıyorsun bunak karı?
¿ Qué demonios crees que haces, vieja?
Sen nereye gidiyorsun?
¿ Y tú, dónde saldrás de vacaciones?
- Sen nereye gideceksin?
- ¿ A dónde vas?
Hey sen oradaki... Sen nereye gidiyorsun?
Tú, el de allí, ¿ dónde vas?
Sen nereye gittiğini sanıyorsun?
¿ Adónde vas?
Sen nereye gidiyorsun?
¿ Adónde vas, papá?
Sen nereye gittiğini bildiğine emin misin?
¿ Seguro que sabe adónde va?
Sen nereye gitmeyi planlıyorsun.
A donde iras?
- Sen nereye geliyorsun?
- ¿ Adónde vas?
Sen tam olarak nereye nişan aldın?
¿ A dónde tienes que disparar?
Nereye gidiyorsun sen?
¿ Qué haces? Deja que se vaya.
Nereye gidiyorsun sen?
¿ A dónde vas?
Sen nereye koyardın?
¿ Dónde los pondrías?
Biliyorsun, bu komik. Sen ve ben beraberken, nereye gittiğini veya ne yaptığını bana söyleyememene dayanamıyordum ve, şimdi, o kadar zamandan sonra, Grant'ın da bana aynı şekilde baktığını görüyorum.
Sabes, es curioso, cuando tú y yo estábamos juntos no podía mirarte cuando no podías contarme donde habías estado o lo que estabas haciendo y, ahora, de vez en cuando descubro a Grant mirándome de la misma forma.
Ferit sen nereye?
¿ Qué está pasando?
- Nereye gidiyorsun sen?
- ¿ Dónde vas?
"Ben nereye gidersem, sen de geliyorsun."
"Dondequiera que yo voy, vas tú".
Sen istersen topla eşyalarını, git bir yetimhaneye ya da nereye gideceksen.
Empacarás tu cosas y te llevarán a un orfanato o a una casa de acogida - Deténganse.
Bak, bana öyle geliyor ki sen buna sahipsin, bilmiyorum, bir geçiş, sanıyorum, ölüme ve ondan sonra nereye gidersek.
Mira, me parece como si tuvieras, no lo sé... una comunicación con la muerte y lo que viene después de ella.
nereye gittiğini sanıyorsun sen?
¿ A dónde crees que vas?
- Sen nereye gidiyorsun?
- ¿ A dónde vas?
Sen nereye gideceksin?
- Salgo con John.
Sen sarhoşken nereye gitmek istesek şeye girer girmez uyuyorsun.
Cuando vamos a algún lado cuando estás ebria siempre te quedas dormida apenas nos subimos al...
sen polis memurusun, bunun nereye gittiğini biliyorsun.
Pete, eres un agente de policía, sabes cómo se maneja esto.
Beni nereye getirdin sen?
¿ A dónde me has traído?
Hem nereye gidiyorsun ki sen?
¿ A dónde vas de todos modos?
Hey sen! Nereye bakıyorsun?
Hey, gallito de pelea...
Hey sen, nereye gidiyorsun?
¡ Ey tú! , ¿ a dónde te diriges?
Sen "Kutu seni nereye götürür peki?" diye sorardın.
y tu preguntabas, "¿ Dónde lo tomaremos?"
Sana tapan insanlar, tapmayı bıraktıkça öldükçe, yollarına devam ettikçe onları çıkarıp attıkça, kendi güzelliğini çıkarıp attıkça, gençliğin.. ... dünya seni unutmaya başlayınca, sen fani olduğunu fark ettikçe özelliklerini bir bir kaybettikçe seni artık kimsenin izlemediğini ve eskiden de hiç izleyenin olmadığını öğrendiğinde, sadece sürmeyi düşüneceksin. Ne nereden geldiğini ne de nereye gideceğini sadece süreceksin, vakit öldüreceksin.
Como la gente que te adora deja de adorarte y el mundo te olvida, reconociendo tu transitoriedad y nunca lo hubo, tú piensas solo en conducir no para ir a algún lado, no para llegar a algún lado solo conducir, contando tiempo-fuera.
Sana sebebini anlatacağım. Ama önce sen bana o insanların nereye gittiğini söyleyeceksin.
Yo te diré por qué ni bien me digas adónde se fueron esas personas.
Hayır. Sen bana nereye gideceğimizi sor.
Usted tiene que decir, " ¿ Adónde vas?
Nereye gittin sen?
¿ Dónde estabas?
sen nereye gidiyorsun 94
sen nereye gittiğini sanıyorsun 29
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
sen nereye gittiğini sanıyorsun 29
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39
nereye gidersen git 48
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gitmek istersin 48
nereye istersen 53
nereye gidiyoruz 1074
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521
nereye gittiniz 39
nereye gidersen git 48
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gitmek istersin 48
nereye istersen 53
nereye gidiyoruz 1074
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521