Şunu söylemeliyim Çeviri İspanyolca
1,089 parallel translation
Bu tünelin sonunu göremiyorum ama şunu söylemeliyim ki bir yıl öncesine göre daha karanlık olduğunu değil hatta bazı yönlerden daha aydınlık göründüğünü düşünüyorum.
No vemos el final del túnel, pero debo decir... que no creo que esté más oscuro que hace un año,... en algunos aspectos es más luminoso. ¿ Sí?
Ama size şunu söylemeliyim ki, bayım, hisleriniz... hisleriniz ne olursa olsun gece ya da gündüz, hiçbir zaman beni buradan aramamalısınız, acil durumlarda bile!
Pero debo decirle, señor... que, más allá de lo que sienta, no debe llamarme aquí... a ninguna hora del día o de la noche, ni siquiera en caso de emergencia.
Şunu söylemeliyim ki ev harabeye dönmüş.
El reloj da la hora. Bueno, y por último quiero deciros otra cosa. He encontrado la casa hecha un desastre.
Ve şunu söylemeliyim ki belediye başkanının planı bu departmanı, 20. yüzyılın temel anlayışına uygun hale getirmektir.
Y voy a decirle que el alcalde quiere que este departamento se rija según las normas vigentes en el siglo XX.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, eğer başka bir yolu olsaydı farklı bir çözüm için en ufak bir olasılık olsaydı burada, şu anda sizinle olmamak için her şeyi yapardım, her şeyi.
Tengo que empezar diciendo que si hubiese algún otro modo, que si hubiese siquiera la menor posibilidad de otra alternativa, daría lo que fuese para no estar aquí con vosotros, lo que fuese.
Ama kendimize Victoria Haçı Kongre Şeref Madalyası falan filan vermeden size ilkin şunu söylemeliyim :
Pero antes de otorgarnos a nosotros mismos las Cruces de Victoria las Medallas de Honor del Congreso, etcétera etcétera quiero señalar que, uno : Estamos en el lado equivocado del río.
Şunu söylemeliyim ki "Kesiciler" Takımında kayda değer bir performans görüyoruz.
El equipo Fracasado está haciendo una excelente carrera.
Şunu söylemeliyim Humphrey, burada bürokrasinin pisliği ve rahat düşkünlüğünü gösteren dehşet verici ithamlar var.
Estos hechos son una acusación espantosa de abandono y excesos.
Connie, sana şunu söylemeliyim :
Connie, debo decirte esto.
Şunu söylemeliyim ki... bunu başarırsan, pek çok insan Macho Grande'yi tümüyle unutacak.
Si lo consigues, mucha gente va a olvidar que una vez sucedió lo de Macho Grande.
Ama sana şunu söylemeliyim, sen iyiydin.
Pero tengo que decirte, eras buena.
Beni dinleyin. Şunu söylemeliyim ki ; Bu iş için seçilmem, benim için bir şereftir ve umarım beklentilerinizi boşa çıkarmam.
Quiero que todos ustedes a saber que es un privilegio que me eligieron para este trabajo y espero poder responder sus expectativas.
Bizi o havalandırmalarda çalışıtırıyorlar ve şunu söylemeliyim, çok sıcak oluyor.
Y nos tienen trabajando en estos aparatos filtrantes... y, créame, hace mucho calor.
Sana arkadaşın ve menajerin olarak şunu söylemeliyim Lou, sen hasta birisin, ama istediğin buysa tamam, yaparım. Senin için yaparım.
Sólo puedo decirte, como amigo y agente, que estás enfermo, pero que si eso es lo que quieres, de acuerdo, lo haremos.
Şunu söylemeliyim ki İngilizler kesinlikle...
Dios, debo decir, que los ingleses son absolutamente...
Şunu söylemeliyim doktor Hill beni çok hayal kırıklığına uğrattınız.
Debo decirle, Dr. Hill... que me decepciona usted.
Şunu söylemeliyim ki ; bu bebek gerçekten rüzgar gibi uçuyor.
Tengo que decirte, que esta cosa vuela como el viento.
Şunu söylemeliyim ki, annen seni nasıl sinir edeceğini biliyor.
Todo lo que digo es que tu madre sabe cómo hacerte enfadar.
O kadar adil konuştunuz ki, sanırım şunu söylemeliyim, bileklerimdeki bu bilezikler için size teşekkür etmeliyim.
Mejor será que hable libremente a mi podrìa yo decir, que es usted a quien debo agradecer por estas esposas en mis muñecas.
Şunu söylemeliyim ki, eski müdür bizi severdi.
Por lo que parece, al antiguo encargado le caíamos bien
Şunu söylemeliyim, bu filme çok para yatırdık ve size de oldukça güvendik.
Déjeme solamente decir, que hemos invertido mucho dinero en esto, Que he invertido mucha confianza en usted y en su personal.
Şunu söylemeliyim ki, Don, başlangıçta bu birleşme fikri... beni sallanan sandalyelerle dolu bir odadaki... uzun kuyruklu kedi gibi tedirgin etmişti.
Debo reconocerlo. Al principio, esta fusión me puso tan nervioso... como un gato de cola larga en un cuarto lleno de mecedoras.
Şunu söylemeliyim ki en kabul gören görüş, evrenin sonsuza dek genişleyeceğidir fakat bana sorarsanız bu da kesin değil.
Debo decir que la opinión predominante es que el Universo continuará expandiéndose eternamente. Pero eso, en mi opinión, de ningún modo es una conclusión muy firme.
Şunu söylemeliyim ki arkadaşlığından zevk almıştım, ama işime dönmeliyim.
Debo decirlo... Disfrute tu compañía pero... Debe seguir con mis cosas.
Size şunu söylemeliyim ki Bay Holmes en başta komiser Gregory'nin sizi buraya çağırma konusundaki teklifine hiç de sıcak bakmamıştım.
Debo decirle, Sr. Holmes, que al principio no me pareció muy buena... la sugerencia del Inspector Gregory... sobre pedirle que venga aquí.
Dün geceki gösterinizi gördüm ve şunu söylemeliyim ki çok etkilendim.
Vi su actuación anoche... y debo decirle que quedé muy impresionado.
Şunu söylemeliyim ki Catherine "Öğretmen de öğrencilerden bir şeyler öğrenebiliyor."
Como diría Wade. "El maestro también aprende de los alumnos".
Şunu söylemeliyim. Bizim çalıyor ve sizin dinliyor olmanızı çok özel kılıyor. - Değil mi Susie?
Sólo puedo decirles que es muy especial para nosotros tenerles aquí esta noche, ¿ verdad, Susie?
Ve şunu söylemeliyim ki, herşey mükemmel gidiyordu gerçek polis gelene kadar. Planınızı bozmuş oldular.
Y debo decirles, que todo el asunto, todo el asunto iba muy bonito hasta que aparecieron unos chicos reales.
Ama size şunu söylemeliyim ki... aslında bu cinayetin doğasını gösteriyorlar.
Pero sirven para demostrar la naturaleza del crimen.
Şunu söylemeliyim ki, Komutan, bu erken ziyarete gücendim.
Pero me ofende que lleguen tan pronto.
En başta şunu söylemeliyim ki bizim bir kuralımız vardır
Déjame decirte que sólo tenemos una regla aquí.
Şunu söylemeliyim!
¡ Tengo que decirte algo!
Şunu söylemeliyim ki Fink,... iş yapmaz.
Tengo que decirte, Fink, que no la hace.
Bir dakikan varsa, şunu söylemeliyim.
Pero, si tienes un momento, quiero decirte esto.
Şunu söylemeliyim ücretiniz garantidedir, Mr. Holmes.
No hace falta que diga que sus honorarios están asegurados, señor Holmes.
Şunu söylemeliyim, Bay Holmes, Yapacağınız hareketin nelere sebep olacağını kavrayamıyorsunuz.
Me atrevo a decir, señor Holmes que no se da cuenta de las consecuencias de su acción.
Ama şunu söylemeliyim, seks...
Pero te diré que el sexo...
Ve şunu söylemeliyim ki tarihi sınırlarımızı korumak bizce çok önemli.
Y les doy mi palabra que nosotros no buscamos mas que defender nuestras fronteras históricas
Kesinlikle. Beni konuşturan şampanya mı bilmiyorum ama şunu söylemeliyim ki liderliğiniz tüm projelerimize ilham kaynağı sağlıyor.
Quizás sea la champaña, pero su dirección... nos sirvió de inspiración.
- Newton, şunu söylemeliyim...
- Ahora que Newton- -
Şunu söylemeliyim, harikaydı.
Debo decirte que fue estupenda.
Şunu söylemeliyim, ben gayet rahatım.
Debo decirte, estoy muy cómodo.
Şunu söylemeliyim ki ; Lütfen, hoşunuza giden bir şey bulun.
Gustaría de decirles... para encontrar alguna cosa de que realmente gusten.
Şunu mutlaka söylemeliyim ki, bu tür şeyler yara gibidir.
Permítame que insista. Estas cosas son como heridas.
Bugünkü açılışı dinledim ve sana şunu..... dürüstçe söylemeliyim ki, Phil ; seni hiç bu kadar eğlenceli bulmamıştım.
Escuché tu comienzo de hoy y debo decirte... honestamente, Phil, nunca escuché algo tan gracioso.
Gerçekten hoşlanıyorum. Ama şunu da söylemeliyim. Teyzem olmayan birisiyle ciddi ve duygusal bir ilişkiye girdim.
De veras me gustas, pero debo decirte que... tengo una relación seria y amorosa con alguien que no es mi tía.
Ama size şunu açıkça söylemeliyim ki o gün asla gelmeyecek. Çünkü burada olmak bizim kaderimiz.
Pero yo estoy aquí para deciros de frente que ese día nunca llegará, pues es nuestro destino estar aquí.
Va şunu da söylemeliyim, efendim.
Y debo decir, señor,
Şunu söylemeliyim ki, bir burjuva çocuğu olarak senin oğlanın değerleri biraz yanlış yönlendirilmiş.
Mi nieto no es clase media y nunca lo ha sido.
Bu konuda biraz düşündüm ve şunu söylemeliyim kariyer olarak hiçbir şeyi satmak, almak, ya da işlemek istemiyorum.
... no quiero vender, comprar, o procesar nada como una carrera.
şunu söylemeliyim ki 59
söylemeliyim ki 66
söylemeliyim 34
şunu biliyor musun 19
şunu kafana sok 20
şunu demek istiyorum 22
şunu unutma 42
şunu alır mısın 16
şunu söylemek istiyorum 27
şunu izle 69
söylemeliyim ki 66
söylemeliyim 34
şunu biliyor musun 19
şunu kafana sok 20
şunu demek istiyorum 22
şunu unutma 42
şunu alır mısın 16
şunu söylemek istiyorum 27
şunu izle 69
şunu kapatır mısın 20
şunu bil ki 30
şunu söyleyeyim 38
şunu da al 21
şunu al 120
şunu görüyor musun 85
şunu alayım 31
şunu keser misin 82
şunu alın 21
şunu açıklığa kavuşturalım 51
şunu bil ki 30
şunu söyleyeyim 38
şunu da al 21
şunu al 120
şunu görüyor musun 85
şunu alayım 31
şunu keser misin 82
şunu alın 21
şunu açıklığa kavuşturalım 51
şunu bir dinle 33
şunu bana ver 52
şunu dinleyin 96
şunu tut 56
şunu oku 25
şunu gördün mü 104
şunu iç 23
şunu yap 25
şunu dinle 257
şunu tutar mısın 45
şunu bana ver 52
şunu dinleyin 96
şunu tut 56
şunu oku 25
şunu gördün mü 104
şunu iç 23
şunu yap 25
şunu dinle 257
şunu tutar mısın 45