English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Annem geldi

Annem geldi Çeviri Fransızca

273 parallel translation
Annem geldi.
Ma mère est arrivée.
- Myra, annem geldi mi?
Oh Myra? Ma mère est arrivée?
Annem geldi.. .. sizi tanımak istedi.
Ma mère aimerait vous connaître.
Cesedini kayığa geri getirdiklerinde... annem geldi ve ona baktı... sonra bana baktı ve ne dedi biliyor musun?
Quand ils ont ramené son corps sur la péniche, maman est venue et l'a regardé, puis elle m'a regardé, et elle a dit, en me fixant dans les yeux :
Okula annem geldi ve bana : "Aynen baban ve büyükbabanın yaptığı gibi senin West Point'e gitmeni istiyoruz." dedi.
Ma mère est venue me voir à l'école et m'a rappelé que j'étais censé suivre les traces de mon père et de mon grand-père.
Hay aksi. Annem geldi.
C'est sûrement ma mère.
Annem geldi!
C'est Maman!
annem geldi.
Maman est venue.
Annem geldi!
C'est elle!
- Ama annem geldi.
- Mais c'est maman.
- Sakin ol ve otur! - Annem geldi.
- Reste tranquille et assieds-toi!
Annem geldi.
Maman est rentrée!
Annem geldi, beni çağırdı ve uçup gitti.
Ma mère vint, fit un signe et s'envola.
Annem geldi, anahtarını duydum.
J'entends la clé de ma mère...
Sonra annem geldi ve annemle oynadım.
Après, maman est venue et j'ai joué avec elle.
- Annem geldi.
- C'est maman.
Annem geldi mi?
Ma mère est là?
Hiç yoktan, üvey annem geldi aklıma.
Je vois ma belle mère, là...
Çocukları yatırdım. Sonra annem geldi. Ben de Leo'yla dışarı çıktım.
Je les ai couchés et ma mère est arrivée et je suis sorti avec Léo.
Şimdi aklıma annem geldi.
Je pense â ma mère maintenant!
Annem geldi, okulda görüşürüz.
Ma mère est là. On se verra en cours.
- Annem geldi mi?
- Ma mère est là?
Annem şehre geldi.
Ma mère est venue en ville.
Annem mayın filan dinlemeden yanıma geldi.
Ma mère m'y rejoint.
Annem aklıma geldi.
Je pensais à ma mère.
Annem geldi mi?
Ma mère n'est pas arrivée?
Ambulans annem için mi geldi?
L'ambulance est pour maman?
Tanrım! Annem geldi...
Voilà maman!
- Annem de geldi.
- Maman aussi est venue.
Annem ve babam, Batı'da bir çiftlikleri olsun isterdi ve ellerinden en fazla bu kadarı geldi.
Mes parents rêvaient d'une ferme dans l'Ouest et ils sont arrivés jusqu'ici.
Annem öldükten sonra tekrar gizlice beni görmeye geldi.
Après la mort de ma mère, il est revenu me voir en cachette.
Annem mi geldi?
Ma mère est venue?
Sonra, Ted Amca bir kasa koyu bira ile içeri girdi... annem de dedi ki... "Ted, bak kim geldi?"
... Alors oncle Ted arrive avec la caisse de bière... et ma mére dit, "Oh, Ted, regarde qui est là".
Annem geçen hafta Fransız bir adamla geldi.
Maman est venue avec un Français, la semaine dernière.
Biraz evvel annem şehir dışından geldi.
Ma mère vient de débarquer en visite.
- Annem eve mi geldi?
- Elle est là?
Annem sonunda geldi.
Ma mère est enfin arrivée.
Annem geldi.
- Ma mère.
Bugün de annem babanı görmek için geldi.
Et aujourd'hui, c'est elle qui vient ici.
Sophie dünyaya geldikten sonra annem beni ziyarete geldi.
À la naissance de Sophie, ma mère est venue.
herşeyden güzeli annem de geldi... ve bana sütünü verdi
Mais mieux encore, maman est venue. Elle m'a donné la tété.
İşte, annem de geldi.
Voici maman!
Annem geldi.
Voilà maman!
Bay Escobedo, annem, Annette, Charlie ve Fran Bennett Babamın annesi. Bize yardım etmeye geldi.
M.Escobedo, ma mère Annette, Charlie et Fern Bennett, la mère de papa venue nous aider.
Her neyse, annem aşağıya geldi ve oyunumu seyretmeye başladı.
Bref, elle est descendue du premier étage... et elle m'a juste regardée jouer.
- Annem geldi sandım.
J'ai cru que c'était maman.
Annem buraya geldi ve tüm gün sana köfte yapmayı... öğreterek geçirdi.
Ma mère est venue ici passer la journée avec toi pour te montrer comment faire ses spaghettis.
Birdenbire annem belirdi... ve o küçük çocuk grubunu yarıp geldi, parmağımı tuttu. Çat! Parmağımı yerine oturttu.
Ma mère est descendue des gradins, a traversé un groupe de mômes, attrapé mon doigt, et l'a remis en place.
Annem benimle birlikte Hindistan'a geldi.
Et donc, maman est revenue en Inde avec moi.
Annem ve babam geldi.
Mince, voilà papa et maman.
Senin yaşlarındayken annem vermişti ve sanırım onu devretmenin zamanı geldi.
Maman me les a données à ton âge. Il est temps de les transmettre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]