Bana geldi Çeviri Fransızca
5,757 parallel translation
İç işlerinden Gradishar bana geldi.
Les Affaires Internes... Gradishar est venu me voir, elle voulait passer un marché pour vous.
Burl bana geldi, hâlâ Lockhart Gardner'da çalıştığını sanarak, ben de...
Burl est venu me voir, pensant que tu travaillais toujours pour nous, et j'ai juste...
bu konuyla ilgili konuşmak için bana geldi.
Elle est venue me voir pour m'en parler.
Evet. Joe yaralı olarak bana geldi.
Oui, Joe est venu à moi, blessé.
Bak bir şey demeyecektim, ancak bu sabah bana geldi çünkü sana onu gammazladığımı düşünüyor ki bende bunu bir şekilde yaptım...
Je voulais rien dire, mais elle est venue me voir ce matin parce qu'elle pense que je l'ai balancée.
Arkadaşın Kenna bana geldi, Diane'nin Bash'i yasallaştırmak için olan planlarını öğrenmişti.
Votre amie Kenna, est venue à moi, elle a appris le plan de Diane pour légitimer Bash.
Ama o bana geldi.
Mais il est venu me voir.
Bana geldi, okuldan bir çocuğun yemek parasını çaldığını söyledi.
Il est venu me dire qu'un gosse de l'école lui volait l'argent de son repas. J'ai juste...
Çocuk güvendiği için bana geldi.
Il est venu se confier à moi.
Ben... Biri bana çarptı aslında. Karanlığın içinden biri geldi ve...
Quelqu'un m'a percuté, en fait, quelqu'un est sorti de l'obscurité et... et... je peux entrer et passer un appel?
Bana daha çok altın tavuk gibi geldi.
Il ressemble plus à... à un sale poulet.
- Bana oldukça düz geldi.
- Ça m'a l'air parfaitement droit.
Çok severim ama bana ladin için hazırmışsınız gibi geldi.
Je pense que vous êtes prêt pour un épicéa.
- Bana bu mazeret gibi geldi.
- Tu te cherches des excuses.
Bana tamamen annemden kaçınıyormuşsun gibi geldi.
Il me semble plutôt que tu fais tout pour éviter Maman.
Oradaki semboller cennete gitmeden de çıkıldığını gösteriyor gibi geldi bana.
Je pense que ces symboles indiquent qu'il y a d'autres sorties.
Senin istediğin bir dosya için bugün bana bir ihbar geldi.
J'ai reçu une notification ce matin comme quoi tu avais demandé un dossier.
Şu anki işletme ile bir problem gibi geldi bana. 15 saniye.
On dirait que tu as des soucis avec son actuel propriétaire. 15 secondes.
Bana gereğinden fazla itinayla hazırlanmış gibi geldi.
Ça me titille juste... c'est trop prudent.
Bana saldırı gibi geldi.
Ça ressemble à une attaque pour moi.
Bu bana onay gibi geldi.
C'est une confirmation pour moi.
Bana baya kolay geldi.
Ca me semble assez simple.
Bir takım elbise alıp üzerine geçirdi ve bana kendini tanıtmaya geldi.
Il a donc acheté un costume, s'est habillé, est venu se présenter à moi.
- Bana çok mantıklı geldi. - Tabii tabii.
Ça me parait tellement sensé.
Bu bana biraz ters geldi.
Ca m'a tout l'air d'être une brèche.
Bana gidiyor gibi geldi.
Il me semble qu'elle s'en va.
Bana daha çok hippi ve sanat inekleri gibi geldi.
On dirait une bande de hippies passionnés d'art.
İyice öğrendi ama bana da daha bağımlı hâle geldi.
Elle ne le montre pas, mais elle devient de plus en plus dépendante de moi.
Önce benimle tartışman gereken bir kararmış gibi geldi bana.
Cette décision aurait pu être discutée en amont.
Bana mantıklı geldi doğrusu.
Ça a du sens pour moi.
Bana uygun gibi geldi.
Ça me paraît pas mal.
Bana her şey yolundaymış gibi geldi.
Ça m'a tout l'air qu'il va y passer.
Birden bire her şey daha anlaşılır geldi bana.
Soudainement, tout m'est devenu clair.
- Bana uygun geldi. - Neye göre?
- Cela me semble approprié.
Tehlikeli gibi geldi bana. - Sırf bu yüzden bu işi öneriyorsun.
Ça doit être dangereux, pour que vous m'offriez le boulot.
Erlerden birkaçı bana geldi.
Deux des hommes enrôlés sont venus me voir.
Bana mı öyle geldi yoksa mahsus mu üstü kapalı konuşup geçti?
C'est moi ou elle fait exprès d'être vague?
Bana mı öyle geldi yoksa mahsus mu üstü kapalı konuşup geçti?
Elle ferait pas exprès de rester vague?
Aslında dürüst olmak gerekirse, bana biraz tuhaf geldi.
En fait... pour être franche, c'est un peu bizarre pour moi.
Bana Nanotyrannus gibi geldi.
C'est un Nanotyrannus selon moi.
Adam bana Saksağan gibi geldi.
On dirait bien la Pie.
- Yani, geldi o bana dadaştı...
- Mais il s'est foutu de ma gueule...
Yerimde oturuyordum ve hiçbir şey yapmıyordum. Sonra o uçarak geldi, bana yaklaştı ve onu tanıdım.
J'étais assise à ne rien faire, quand il est venu vers moi, en flottant
Kariyer yapabilirsin gibi geldi bana.
Je pense que tu pourrais faire carrière là-dedans.
Uyurgezer kişiliğin bana erkenden geldi.
Donc, ton toi-somnambule est venu me voir plus tôt.
Bana şehir dışı sikiş partisi gibi geldi.
Des week-ends de baise, si tu veux mon avis.
Adam bana Saksağan gibi geldi.
On dirait bien la Pie. Répondez.
- Bana gurur gibi geldi.
Ca ressemble à de la fierté.
Bana biraz ucuz geldi.
Ils me semblent assez modestes.
Bebekken, çöp kutusu bana yeterli geldi yetişkin olunca hâlâ yeterli.
Je vivais dans une poubelle quand j'étais bébé, alors ça ne change pas grand chose.
Ben- - - Wise bana kendi isteği ile geldi.
- Wise est venu me voir de son propre chef.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70