English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Ben anlamam

Ben anlamam Çeviri Fransızca

430 parallel translation
Bakın, siz böyle şeylerden anlıyorsunuz, ben anlamam. - Tavsiyenize ihtiyacım var.
Vous connaissez ces choses, pas moi.
- Sıra onda. Ben anlamam. Sıra onda!
Il sera notre prochaine victime!
- İstesin, istemesin, ben anlamam.
- Je m'en moque! Très bien, Tony.
Belki ben anlamamışımdır.
J'ai peut-être mal compris.
Ben anlamam.
Ça m'est égal.
Bir de ben anlamam diyordunuz.
Et vous disiez que vous ne saviez pas danser.
Ben anlamam.
Je m'en fiche.
Ben anlamam, bu benim lanet işim!
Moi, je bosse ici, bon Dieu!
Ben kereste işinden anlamam.
Mais je n'y connais rien...
- Ben zaten notadan anlamam. - Demin en iyilerini dinledin.
Merveilleuse!
Ben bu işlerden anlamam.
Je ne sais rien de ces choses.
Anlamam ben, getir.
Ça m'est égal. Va en chercher.
Ben detektiflikten anlamam bay Marlowe, ve ben...
Je ne ferais pas un bon détective.
Ben köpeklerden fazla anlamam, günün birinde bir köpeği istemiştim, farklıydı o.
Je n'ai jamais adoré les chiens, mais j'en avais vu un, une fois.
- Ben de pek anlamam.
- Je n'en sais pas beaucoup plus.
Bu tip entel konulardan anlamam. Ben borsa oynuyorum.
Ces considérations intellectuelles me dépassent.
Ben böyle yaptığınız için memnunum. Böylesi trajik kayıplar önemsiz görünen şeylerin gerçek değerini anlamamızı sağlıyor.
Une perte aussi tragique nous permet une mise au point.
Bay Walz, ben altın madeninden anlamam.
Je n'y connais rien aux mines d'or.
Ben de anlamamıştım!
Moi non plus, je n'ai rien compris.
Politikaya da amma meraklıymışsın! Ben ise hiç anlamam.
Vous vous y connaissez en politique, moi je n'y comprends rien.
- Ben müzikten anlamam.
- Je ne connais rien en musique.
Ben politikadan anlamam!
- C'est pas de mon ressort.
Tabii ki Sarah ne olduğunu anlamamıştı ama ben biliyordum.
Bien sûr, elle ne comprenait pas ce qui se passait, mais moi, si.
Ben rüyalardan anlamam.
Moi, pour expliquer les rêves...
Ben sığırlardan anlamam.
Je ne connais rien au bétail.
Ben resimden anlamam, Sam. Ama gördüğüm an ölü bir adamı yüzünden tanırım. Bunun gibi.
Ce que je veux dire, Sam- - Je ne m'y connais pas en art... mais je reconnais le visage d'un mort quand j'en vois un et en voici un.
Benimle Fransızca konuştu. Ben tek kelime anlamam.
Alors que je ne comprends pas un traître mot de français!
Ben konser ayarlamaktan hiç anlamam...
Je ne connais rien aux engagements...
- Ben de anlamam.
Moi aussi.
Tamam ben şiirsel konuşmaktan anlamam ama yine de şerefe bir kadeh şarap içerim.
Avant que j'oublie les mots, sers-moi à boire. "Que ce vin soit la joie!"
Ben aşktan falan anlamam.
Je n'ai aucune vision de l'amour.
Ben de fırsatı kolladım, anlamam gerekiyordu!
J'en ai profité. Je voulais savoir.
Ben müzikten anlamam!
Je ne sais pas jouer de la harpe!
Şey, ben diskodan anlamam.
Je ne disque pas.
Bilirsin ben bu işlerden pek anlamam.
Moi, je vous serai d'aucun secours. Je suis bon à rien.
Ben silahlardan anlamam.
Je ne connais rien aux revolvers.
Sen git, George. Ben bu işlerden anlamam.
Je vous en prie, George.
Ben bu işlerden hiç anlamam.
je ne m'y connais pas.
Ben bir bakanım. - Başka hiçbir şeyden anlamam ki.
Je suis ministre, je ne sais rien faire.
Ben politikadan anlamam.
Je ne connais rien à la politique.
Biliyor musunuz, ben bu iş meselelerinden hiç anlamam hiçbir zaman da anlamadım.
Vous savez... Je ne comprends rien à ces affaires financières. Je n'ai jamais rien compris aux affaires.
Evet ben çiftçilikten anlamam.
Je ne suis pas un bon fermier non plus.
Ben bu işten pek anlamam, çünkü hiç o kadar ileri gitmedim.
Enfin, je ne sais pas vraiment, car ce n'est pas mon truc.
Sorun şu ki, ben mizahtan anlamam.
Je n'ai aucun sens de l'humour.
Ben parasal işlerden pek anlamam.
Je ne m'y connais pas du tout en affaires.
- Ben bir memurum, makinelerden anlamam.
magne-toi!
Ben atlardan anlamam. Yalnız adlarını yazarım.
J'y connais rien aux chevaux, j'inscris les noms.
Olabilir, ama ben silah sesinden fazla anlamam.
C'est possible. Vous devez comprendre que j'ai... peu l'habitude des armes à feu.
- Ben, espriden pek anlamam.
Je n'ai pas beaucoup d'humour.
Ben politikadan pek anlamam.
Je ne suis pas bon en politique.
- Ben avukatım. Başka bir işten anlamam.
- Être avocat, c'est tout ce que je sais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]