Bir saat önce Çeviri Fransızca
3,346 parallel translation
- Savunma bir saat önce elinde ne varsa döktü.
La défense se reposait il y a une heure.
Yaklaşık bir saat önce, bu binada aynı anda iki kişi ölmüş.
Oui, il y a une heure, deux hommes ont été tués dans cet immeuble, en même temps.
Tatlım asıl garip olan karımın bir saat önce kullandığı kelimelerin, neredeyse aynısını kullanman.
Chère... C'est si étrange... Mon épouse a utilisé exactement les mêmes mots que vous, il n'y a pas une heure.
Bir saat önce şu haydut arkadaşın beni öyle bir derin kesecekmiş ki vajinam olacakmış anlamında bir tehdit savurdu.
Heu, il y a une heure, votre amie délinquante a menacé de me faire un vagin au couteau.
Kütüphane yaklaşık bir saat önce adamın tanımına uyan birini rapor etti.
La bibliothèque dit qu'un homme qui correspond à sa description est parti il y a une heure.
Sizinle buluşmak için bir saat önce çıkmıştı.
Ca fait une heure qu'elle est partie pour vous rejoindre, les gars.
Partim bir saat önce başladı,
- Ma fête a déjà commencé.
Trafik polisi arabayı bir saat önce fark etmiş.
Une patrouille a remarqué la voiture il y a une heure.
Uçağın bir saat önce inmiş olması lazımdı.
Leur avion aurait dû atterrir il y a une heure.
Ölümünden bir saat önce.
Une heure avant sa mort.
Neden ki? Silver Saddle Otel'deki telefon kayıtları odanın Yüzbaşı Kessel anahtarı almadan yaklaşık bir saat önce Edward Munte adına rezerve edildiğini gösteriyor.
Le truc c'est que, le registre du téléphone au motel Silver Saddle montre que la chambre a été réservée sous le nom d'Edward Munte, une heure avant que le capitaine Kessel ait pris la clé.
GPS'i olan kiralık bir araç, bir saat önce istikamet belirlenmiş.
C'est une location équipée d'un GPS, et la dernière destination a été programmée dans le véhicule une heure auparavant.
Bir saat önce başladı.
Ca a commencé il y a une heure.
Bir saat önce başlamış.
Ca a commencé il y a une heure.
Kuzeni aradı, bir saat önce olmuş olmalı.
Son cousin a appelé le poste il y a une heure.
Bir saat önce burada olacaktın.
Tu étais censé être là il y a une heure.
Bir saat önce helikopterle napa'ya gitti!
Il est où? Il est parti en hélicoptère à Napa il y a une heure.
- Yaklaşık bir saat önce demir attı.
Ouais, il a jeté l'encre il y a environ une heure.
Bir saat önce bitti.
J'ai erminé il y a une heure.
Evet, bir saat önce cesedini bulduğumuz zaman gelmiş. Mesaj bırakmış.
ouis, comme il y a une heure quand on a retrouvé son corps.
Philadelphia treninden daha yeni indim sizler beni buraya getirmeden bir saat önce.
Non, Je-Je sortais juste du train de Philadelphie, uh, une heure avant que vos gars viennent me chercher.
Yaklaşık bir saat önce kasabaya geldim ve bir sorum olacak.
Je suis en ville depuis une heure, et j'ai une question.
Ödenecek 45,000 dolar öğrenci kredim var üç haftalık maaşımı kıç kadar, tek yatak odalı bir daire için harcadım bir saat önce koyulmuş bir içki ile barda yalnız oturuyorum.
j'ai 45000 $ de prêt étudiant à payer, J'ai passé trois semaines de congés dans un studio de la taille d'une boite à outil, et je suis assise seule dans un bar à boire un verre qui a été servit il y a une heure.
Yaklaşık bir saat önce iletişim kurmuş muyduk?
Est-ce qu'on s'est parlé il y a une heure?
Trenin bir saat önce oraya varmış olması gerekirdi.
Le train était censé s'y arrêter il ya une heure.
- Bir saat önce Escalade'le geldi.
Il s'est pointé il y a une heure avec l'Escalade.
Giyinip, hazırlanıp, bir salon dolusu yardım bekleyen eziğin karşısına çıkmadan önce tam olarak 1 saat 43 dakikanız var.
OK, tu as exactement 1 heure et 43 minutes... - Pour être habillé, te presser et être prêt à aider une autre salle pleine de loosers.
Doktor Eve'n öldürülmeden bir kaç saat önce okuryazar kitabevinde kitap imzalama etkinliği varmış.
Mais Dr. Eve avait une séance de dédicace à la librairie "Libérez votre esprit" quelques heures avant qu'elle soit tuée.
İki saat önce Yılbaşı ağacı Macy'nin satışı güzel bir uyku çekmiş.
Il y a deux heures, vente des sapins de Noël chez Macy - Faire une sieste.
Burada, 7 saat önce Walter Lutulu adında, demokratik bir Zimbabwe için çalışan bir siyasi partinin lideri bulunuyordu.
Il y a quelques heures, il abritait encore Walter Lutulu, un leader politique pro-démocratie au Zimbabwe.
Dr. Nolan geçen gece 10 : 32'de bir mesaj göndermiş. Kazadan yaklaşık yarım saat önce oluyor.
Le Dr Nolan a envoyé un texto la nuit dernière à 22 : 32, près d'une demi-heure avant l'accident.
Muhteşem bir takasla Hawks 24 saat önce Joe Toes Kittridge'ı almayı başardı.
En une transaction digne d'une superproduction, les Hawks ont réussi à acquérir Joe "Toes" Kittridge il y a juste 24 heures.
Bizle bir ilgisi yok. 6 saat önce Mali'de bir CIA uçağı düşürülmüş.
Ça n'a rien à voir avec notre mission. Un vol de la CIA à été abattu au dessus du Mali il y a 6 heures.
Biraz önce bilgilendirildim, müvekkilim son 24 saat içerisinde bir ilaç testine katılmış.
Je viens juste d'être informé que ma cliente a participé à un essai clinique au cours des dernières 24h.
Hesaplarını kontrol ettiğimde dün akşam Baltimore Sposare's Pizza'da saat 03 : 00'den hemen önce bir harcama olduğunu buldum.
Ensuite? - Son compte montre un achat chez Sposare Pizza à Baltimore, juste avant 3 h.
Görünüşe bakılırsa, Red John ya da onun gibi görünen biri o kızı bir saat kadar önce civardaki bir parktan kandırıp buraya getirmiş.
Apparemment, Red John ou quelqu'un se faisant passer pour lui a attiré la fille hors d'un parc avoisinant il y a une heure environ.
Çoğunuzun bildiklerini doğrulamakla başlayacağım. Bir saat kadar önce, eski çalışanlarımızdan Dedektif Isaiah Freeman öldürüldü.
Je commencerai en confirmant ce que, pour la plupart d'entre vous, vous savez déjà, il y a environ une heure, notre premier collègue, Detective Isaiah Freeman, a été assassiné par l'un de nos gars.
Yarım saat önce bilmediğin bir şeyi nasıl bilebilirsin ki?
Comment vas-tu savoir quelque chose que tu ne connaissais pas 30 minutes avant?
- Bir saat kadar önce FBI isteğiyle onu gözaltına aldılar.
Ils l'ont emmené en garde à vue il y a une heure A la demande du FBI.
- Hayır. Bildiğin gibi, birkaç saat önce ondan bir kısa mesaj aldım.
Elle m'a envoyé un texto il y a quelques heures.
Pekala, benim saatime göre bu vardiya 40 saat önce sona erdi, yani hepiniz bir içki alabilirsiniz.
À ma montre, cette garde est finie depuis 40 heures. - Vous avez mérité un verre. - Je rentre voir mes gosses.
Bir saat kısa bir süre önce Paris'te olduğuna dair istihbarat aldık.
Nous avons une info qui la situe à Paris il y a moins d'une heure.
Bu, bir saat kadar önce Beverly Regis'te çekilmiş.
La vidéo a été prise au Beverly Regis il y a moins d'une heure.
3 saat önce masamda oturuyordum. Sonra şiddetli bir fırtınanın içinde Atlantik'in ortasında bir yere uçtum.
Il y a trois heures, j'étais assis à mon bureau, puis j'ai été à choppered dans le milieu de l'Atlantique dans une violente tempête atterri sur le pont de tangage d'un LPD au milieu des mers de 20 pieds,
Ben gerçekten sabırsızlıkla beklediğim bir şey için, bir saat falan önce giderim.
Quand j'attends vraiment quelque chose avec impatience, j'ai, genre, une heure d'avance.
İki gece önce saat : 01.00'de meydana gelen muhtemel bir cinayeti araştırıyoruz.
Et nous enquêtons sur un possible meurtre ça se passé ici il y a deux nuit à 1 : 00 du matin
Sana ne diye inanalım ki? Daha bir saat önce...
Pourquoi devrions nous te croire alors qu'il y a à peine une heure... dites moi, Northman, lorsque tu etes suspendu sur ces magnifiques colonnes de style turque
Ama onu saat 5'ten önce bulman lazım, dostum. Yoksa düşüncelere dalan, Lisa'ya kafiyeli kelimeler bulmaya çalışan şiir yazan bir zombiye dönüşecek.
Mais faut le retrouver avant 17H sinon il va se transformer en un zombie poète dépressif qui essaie de trouver des mots qui riment avec "Lisa".
Beni tam üç saat önce alması gerekiyordu yani ya başına çok kötü bir şey geldi ya da bensiz gitti.
Il devait venir me chercher il y a trois heures, donc soit quelque chose d'horrible lui est arrivé... Soit il est parti sans moi.
Patronu bir saat önce gelmediğini söylemek için aramış.
Son patron a appelé il y a une heure pour dire qu'il n'est jamais venu.
Bizi izlemeye yeni başlayanlar için, Kahire'de bir devrim yaşanmak üzere tahminen 100.000'den fazla insan Mısır'ın başkenti Kahire'de Tahrir Meydanında birkaç saat önce toplanmaya başladı...
Si vous nous rejoignez maintenant sachez qu'au Caire, une foule estimée à plus de 100 000 personnes rassemblée plusieurs heures au square Tahrir dans la capitale égyptienne...
bir saat sonra 47
bir saat 138
bir saat mi 31
bir saat kadar önce 20
bir saat içinde 57
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
bir saat 138
bir saat mi 31
bir saat kadar önce 20
bir saat içinde 57
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce sen git 20
önce siz 62
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028