Boş ver Çeviri Fransızca

- Boş ver.

Laisse tout.

- Boş ver.

Pas grave.

- Boş ver arabayı.

Oublie la voiture.

Sanırım bana söylemeye çalıştığı "boş ver" gibi bir şey.

À mon avis, elle dit un truc comme... "laisse tomber".

Bana "boş ver" diyormuş gibi geliyor.

Ça ressemble à "laisse tomber".

" Simitleri boş ver, hemen eve gel.

" Tant pis pour les bagels, rentre.

- Konuşmayı boş ver Bud. Hayır, hayır!

Oublie la discussion, Bud.

Boş ver, ıslak mendille silerim.

Oubliez ça, j'utiliserai une lingette.

- Boş ver!

Ça va aller!

Boş ver. Sen de iyileştiğine göre Clarke'ı aramaya çıkıyorum ben.

Maintenant que tu vas mieux, je vais chercher Clarke.

Boş ver. Kaseye burbon doldur ve kepçe de getir.

Mettez ça dans un bol avec du bourbon et une louche.

Neyse, boş ver.

- Tu sais quoi? Laisse tomber.

Boş ver. Buldum galiba.

- Laisse tomber, je trouverai bien.

Neyse boş ver.

Ça ne fait rien.

Hatta konuşmayı boş ver.

Epargnez-moi seulement vos discours.

Boş ver.

Laissez tomber.

Detayları boş ver.

Epargne-moi les détails.

- Kesinlikle. Tamam, boş ver.

Laissez tomber.

Boş ver gitsin.

Oublie ça.

Boş ver.

Oublie ça.

Düşündüm de... neyse boş ver.

J'ai pensé que.. C'est juste que je ne m'attendais pas vraiment à ce que tu sois encore là, alors... Peu importe.

Boş ver.

- Rien.

Ya da bir daha düşündüm de, boş ver.

Tu sais quoi?

Neyse, boş ver.

Oublie ça.

Harper Avery Ödülü'nü ilk kazandığımda "Boş ver o erkekleri" diye düşündüm.

La première fois que j'ai gagné un Harper Avery, je me suis dit : "Au diable les hommes."

Bu sorunun bana ne yaptığını boş ver.

Oublie ce qu'il m'a fait. Réfléchis.

Boş ver şimdi onu.

C'est ça.

Boş ver.

Oh, peu importe.

Ya da yemeği ve filmi falan boş ver.

Oublie le dîner et un film.

Boş ver kapağı falan.

D'où elle sort, cette trappe?

Boş ver Darrin.

Oublie ça, Darrin.

Ya da boş ver. Eminim Kai o gücü kazandıktan sonra kuzu gibi birine dönüşür.

Je suis sûr qu'au moment ou Kai retrouvera ses pouvoirs, il se radoucira.

- Ki ediyorsunuz, ama... boş ver.

- C'est le cas mais... peu importe.

Beni boş ver.

On ne parle pas de moi.

Beni boş ver.

Ne t'en fais pas pour moi.

Aman, boş ver.

Peu importe.

- Tanrım, Ellie, boş ver artık.

Décidément, Ellie, laisse tomber.

Boş ver bunları. Kız arkadaşımın zihninden sildiğin hoş ve kahramanca şeylere odaklanalım.

Bref, concentrons-nous sur tous les charmants trucs héroïques que tu as occultés dans l'esprit de ma copine.

Annemi her pazar sabahı arardım. Ama bugün, " boş ver, bu gün de uyuyayım.

J'appelle ma mère tout les samedis matins, mais aujourd'hui je me suis dit " Tant pis.

- Salla. Boş ver. Angus, Sunderland'da bir iş bulmuş.

Je ne crois pas que tu aies bien compris la question.

Boş ver mücevherleri.

Oublie les bijoux!

- Boş ver gitsin.

- Non, laisse tomber.

Sen boş ver onları.

Oublions ça.

Boş ver, alışverişe gitmek istemiyorum.

Peu importe.

- Zed'i boş ver.

Ne t'inquiète pas pour Zed. C'est une dure à cuire.

Boş ver.

C'est pas grave.

Bizi boş ver de Yichuan, sen nereye gitmek istiyorsun?

Yichuan?

Boş ver Evie'yi.

Oublie Evie.

Hem bu yüzden hem de boş ver.

Aucune importance.

Neyse, boş ver.

Laissez tomber.

Neyse, boş ver.

Ce n'est pas un tartan.