Buna hiç gerek yoktu Çeviri Fransızca
99 parallel translation
Buna hiç gerek yoktu.
C'était inutile.
- Buna hiç gerek yoktu. - Evet.
- Cela me semble tellement inutile.
Buna hiç gerek yoktu.
C'était pas nécessaire.
- Buna hiç gerek yoktu.
Je n'aurais pas dû.
Buna hiç gerek yoktu. Kocam kütük gibi uyur.
Comme si quelque chose pouvait le réveiller!
Hiç gerek yoktu, buna hiç gerek yoktu!
Tu n'avais pas besoin de faire ça!
Bayan, buna hiç gerek yoktu bu davranışınızla, beni çok mahcup ettiniz.
Demoiselle, on se connaît à peine. Vous êtes tellement serviable. Je suis gêné.
Buna hiç gerek yoktu
Pourquoi avoir fait cela?
Buna hiç gerek yoktu, ahbap.
C'est pas la peine, compris?
- Buna hiç gerek yoktu işte! - Uzatmayalım artık!
Salut, poulet!
- Buna hiç gerek yoktu.
- Il ne fallait pas.
Paddy, buna hiç gerek yoktu.
Paddy, c'était inutile,
Buna hiç gerek yoktu ki.
Mais enfin, Smithers, c'était inutile.
Buna hiç gerek yoktu.
Tu n'aurais pas dû. - Super!
Buna hiç gerek yoktu!
A quoi ça rime, hein?
Buna hiç gerek yoktu.
C'est inutile.
Aslına bakarsan, buna hiç gerek yoktu.
Ca, des vagues? OK, très bien.
- Buna hiç gerek yoktu.
- T'aurais pas du, mec.
- Buna hiç gerek yoktu.
- C'ètait pas utile.
Buna hiç gerek yoktu, daha kolay oldan olabilirdi.
Détends-toi, ce sera plus facile.
- Tanrım. Bettina. Buna hiç gerek yoktu.
Bettina, fallait pas!
Doğum günün kutlu olsun. Steven, buna hiç gerek yoktu!
Steven, t'aurais pas dû.
Buna hiç gerek yoktu. Bence arabalarını sürekli garajda tutmalısın.
Je pense que tu dois te limiter au garage en toute circonstance
Fred, buna hiç gerek yoktu. Teşekkür ederim.
Oh, Fred, ce n'était pas nécessaire.
- Buna hiç gerek yoktu, Alan.
Ce n'était pas nécessaire.
Buna hiç gerek yoktu.
Ce n'était pas nécessaire.
- Buna hiç gerek yoktu.
- Ce n'était pas nécessaire.
Tom, Tanrı aşkına. Buna hiç gerek yoktu.
Voyons, ce n'était pas la peine.
Buna hiç gerek yoktu.
Tu n'étais pas obligée de faire ça.
buna hiç gerek yoktu.
T'inquiéte.
Buna hiç gerek yoktu.
Il ne fallait pas.
Taytlı halini gördüm ki bence buna hiç gerek yoktu.
Comment il est, tendu, alors que c'est pas nécessaire.
Bu, buna, buna hiç gerek yoktu.
C'était pas nécessaire.
- Uh... - Buna hiç gerek yoktu. Keyfine bak.
Vous n'en aurez pas besoin.
Buna bana hatırlatmana hiç gerek yoktu Ernest.
Bien sûr. C'était...
Meksikalıyı aldattı, fakat hiç de gerek yoktu buna.
Il a piégé le Mexicain, alors que c'était inutile.
Hiç gerek yoktu buna
Oh, vous n'avez pas raison.
- Hayır. - Hiç değilse ben, Şerif Yardımcısı'na kendimi sunmadım. Buna gerek yoktu ki.
Si ça avait été moi, j'aurais pas agité mes fesses sous le nez du garde!
Buna hiç gerek yoktu.
Il ne fallait pas!
Buna hiç gerek yoktu!
C'était purement gratuit!
Buna hiç gerek yoktu.
- Il ne fallait pas, Mme Remington.
Ama buna hiç gerek yoktu.
Tu n'aurais pas dû...
Buna hiç gerek yoktu, sağ ol.
On a pas besoin de ça, merci.
Buna hiç gerek yoktu, dostum.
Franchement.
Buna bana hatırlatmana hiç gerek yoktu Ernest.
Inutile de me le rappeler.
- Anne, buna hiç gerek yoktu.
Maman, tu n'aurais pas dû.
Buna gerçekten hiç gerek yoktu.
C'est tout à fait superflu.
- Buna hiç ama hiç gerek yoktu.
Ce n'était absolument pas nécessaire.
Buna hiç gerek yoktu doktor.
Ce n'est pas nécessaire, Docteur.
- Hiç gerek yoktu buna.
- Ce n'était pas la peine.
- Hiç gerek yoktu buna.
Ce n'était pas la peine.
buna hiç şüphem yok 17
buna hiç gerek yok 66
buna hiç şüphe yok 40
buna hiç şaşırmadım 16
hiç gerek yoktu 44
gerek yoktu 39
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna hiç gerek yok 66
buna hiç şüphe yok 40
buna hiç şaşırmadım 16
hiç gerek yoktu 44
gerek yoktu 39
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna dayanamam 103
buna değer 39
buna ihtiyacım yok 72
buna göre 57
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48
buna rağmen 175
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna dayanamam 103
buna değer 39
buna ihtiyacım yok 72
buna göre 57
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48
buna rağmen 175