English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Daha iyi ya

Daha iyi ya Çeviri Fransızca

1,077 parallel translation
Daha iyi ya.
Tant mieux.
Daha iyi ya? Karısını rehin aldıklarını öğrenirse onu kurtarmak için üstlerine gidecektir.
Ce serait le meilleur moyen d'attirer Fang Gang à la forteresse.
Daha iyi ya!
Tant mieux.
Daha iyi ya da kötü, burada sadece bir lider olabilir.
Il ne peut y avoir qu'un seul leader. Et vous avez le mauvais.
- Daha iyi ya?
Ça va mieux?
Daha iyi ya, seni güldürüyor işte.
C'est pour mieux te faire rire, mon enfant.
- Daha iyi ya.
- Encore mieux!
- Bay Dubois daha iyi, ya da...
M. Dubois ou un autre...
Potter'le ya da diğer çocukların biriyle dövüşseniz daha iyi.
Mieux vaux attendre votre tour avec Potter ou un autre.
Bir 109'un canını okudu, daha sonra sıkıntıya düştü. Ama şimdi iyi.
Il a eu un 109, puis, il a rencontré un obstacle mais il est sain et sauf.
Tanrı'nın seni daha iyi işitmesi için dışarıya çıksan,... burada ben konuşacağım da.
Pourquoi vous faites pas ça dehors où Dieu peut mieux vous entendre, parce que j'ai à parler, ici.
- Villarosa'ya gidiyoruz. Orada daha iyi olacak.
- Ça ira mieux à Viarosa... la semaine prochaine.
Sizlere öğretmenlerimiz olmanız için bir fırsat verdik, iyi ya da kötünün daha güçlü olduğunu göstermeniz için.
Nous vous offrons la chance de nous enseigner en nous montrant lequel, du bien ou du mal, est le plus fort.
Mozart'tan ya da Bach'tan daha iyi bir şey var mı?
Que peut-il y avoir de meilleur que Mozart ou Bach?
Deuteronomy'nin iyi insanları... burada, bugün kaçınız hayır dualarınızı sayıyorsunuz... siz ya da sevdikleriniz doğal algılarının iki ya da daha fazlasından yoksun bırakılmadığı için?
Nobles habitants de Deuteronomy, combien de ceux qui sont ici aujourd'hui remercient le ciel de n'etre pas prives d'un ou plusieurs des sens qui leur sont naturels?
Aslında, bu gece ya da yarın sabah onu ziyaret ettiğimizde daha iyi olacak.
- Il va très bien. Trop bien même. Il pourrait agir ce soir ou demain matin.
Eğer sorunuz varsa, Leo'ya sormanız daha iyi olur.
Si vous avez des questions, posez-les à Leo.
Param için mi ya da benimle daha iyi fırsatlar yakalamak için mi yoksa beni sevdiğin için mi?
Parce que j'ai de l'argent, pour ta carrière, ou... parce que tu m'aimes...
İşler çuvalladığı zaman, yada bir kişi yaptığı şeyin ilgisini çekmediğini düşündüğünde ya da tek başına daha iyi şeyler ortaya çıkarabileceğini düşündüğünde.
Quand le tout s'écroule, quand l'un de nous ressent que ce qu'il fait ne l'intéresse pas, ou qu'il pourrait faire mieux en solo.
Plajda buluşsak daha iyi olacak galiba ya da kule de...
Il vaudrait mieux se rencontrer sur la plage ou à la tour...
Böylesi ikimiz için de daha iyi. Sen St Jo'ya gideceksin. Ben yeni araba alacağım.
Tu vas à St Joe et moi, je change de voiture.
Bence hızlı silah çekmek için daha iyi, anlarsın ya.
Je pense que c'est probablement plus rapide pour tirer, tu sais.
- Daha iyi ya.
Chut!
İngilizler daha önce Fransa'ya gelmişti. Ama hiçbir zaman benimkinden daha iyi bir sebepleri yoktu.
Les Anglais ont déjà envahi la France, sans avoir de meilleure raison que la mienne.
"Gazete" ya da "çöp tenekesi" nden daha iyi.
C'est mieux que "journal" ou "poubelle".
İyi hazırlanmış bir kadının acıya erkeklerden daha dayanıklığı olabileceği... Onlar için akıl alır bir şey değil.
Il est impensable pour eux qu'une femme bien préparée puisse supporter la douleur mieux qu'un homme.
Daha iyi şeyler de yapabileceğimi gösterecek... bir dostum ya da koruyucum hiç olmadı.
Je n'ai jamais eu d'ami ni de protecteur... pour montrer que je suis digne d'un meilleur sort.
Doktorumla bir şeyler ayarlasanız... ya da aşçıya omletimi arsenikle tatlandırmasını söyleseniz daha iyi olmaz mı?
Que ne voyez-vous mon médecin... ou le cuisinier, pour qu'il parfume mon omelette à l'arsenic?
Ya, ya! Küçük kardeşim daha iyi çevrelere geçiyor.
Mon petit frère évolue dans les hautes sphères.
Bayan Guilbault, şimdi daha iyi hissediyorsunuz ya?
Ça va mieux, Mme Guilbault? Est-ce que ça va mieux?
- Daha iyi ya!
Ça te dit?
Buradasınız ya, daha iyi hissediyorum.
Votre présence me rassure.
Belki de buradan çıktığında Amerika'ya dönmelisin o zaman kendini çok daha iyi hissedersin.
Peut-être que tu devrais partir d'ici, rentrer aux Etats-Unis.
Tanrı biliyor ya, erken olması geç olmasından daha iyi.
Mieux vaut tôt que tard.
Siz daha iyi bilirsiniz herhalde... ama yerinizde olsam yabanda yolculuk ederken bir avcıya güvenmezdim.
Ça vous regarde... Mais je ne me fierais pas à ce... cet étranger!
- Daha iyi olamazdım, efendim. Ya siz?
Très bien, monsieur.
Ve şimdi batıya, daha iyi olan bir yere gidiyorsun.
Mais vous partez pour l'Ouest, où tout va mieux.
Bakar bakmaz çıkardığı anlamın, "uzun uzadıya düşünmenin yol açtığı, sistemli hatalardan" koruduğunu, bu nedenle de fazla düşünmeye dalmadan daha iyi sonuçlar elde edildiğini söyledi.
Il dit qu'en la déchiffrant si vite... il évitait "les erreurs systématiques... qui surgissent d'une réflexion prolongée."
Ayrıca Bay Racine gelecek sefer mahkememde ya daha iyi bir savunma yapın ya da daha iyi müvekkiller bulun.
M. Racine! La prochaine fois... j'espère que vous aurez un meilleur dossier... ou un meilleur client.
- Ya sen, JB? - Ben kendim daha iyi prodüksiyonlar yaptım.
J'ai fait mieux.
Birisi daha iyi bir dünya için değerlerimizi korumak zorunda. Ben Hamlet'i oynuyorum. İktidardakiler Shakespeare'den hoşlansın ya da hoşlanmasın.
J'ai toujours détesté les génies de café, tout comme je déteste les résistants de café.
Bırak ya, ağzımı burnumu kırsın ki kendimi daha iyi hissedebileyim.
Ça me fera du bien qu'il me casse la gueule!
Daha iyi ya?
Il y a du mieux?
Eger onlara bir geç miº bagiºlarsak, duygulari iç in bir temel... ya da destek yaratiriz ve böylece onlari daha iyi denetleyebiliriz.
En les dotant d'un passé, nous canalisons leurs émotions, pour mieux les contrôler.
Şimdi daha iyi ya?
Là, c'est pas mieux?
Bir şeyleri değiştirmek istiyorsak bunun, trenleri raydan çıkarmak ya da birini kılıçla kesmekten daha iyi yolları var.
Si nous voulons vraiment changer les choses... il y a de meilleures façons de faire... que de faire dérailler des trains ou d'égorger des gens.
Aşağıya gel de seni daha iyi görebileyim.
Descends que je voie mieux.
Okumak ya da çalışmak için, burası daha iyi.
Pour lire ou travailler, c'est mieux ici.
Sicilya'ya bu kadar erken dönmek zorunda olması çok yazık. İkiniz birlikte biraz daha zaman geçirseniz iyi olurdu.
Quel dommage qu'il reparte si vite, vous auriez pu vous voir plus.
Kahramanca kaçışımızı şarkıya döksen daha iyi olur.
Il vaudrait mieux chanter notre heroïque évasion.
Anne ve babanın seni birbirlerine karşı kullandıklarını söylemiştin ya? O kulvarda ben daha iyi olmaz mıyım?
Si tes parents se servent de toi pour régler leurs comptes... je pourrais peut-être leur donner une bonne raison de se chamailler?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]