English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Elimizde ne var

Elimizde ne var Çeviri Fransızca

1,091 parallel translation
Sadece görüntüyü büyütmem... ve arka plandaki gürültüyü yok etmem yeterli.Bakalım elimizde ne var.
Je vais faire un zoom avant... supprimer le fond sonore, et on verra ce qui nous reste.
Elimizde ne var? Brikoff.
J'écoute, Birkoff?
- Elimizde ne var?
- On sait quoi?
Elimizde ne var?
Où on en est?
Elimizde ne var?
Qu'est-ce qu'on a?
Elimizde ne var? İstihbarat, bir amaç ve sürpriz etkisi.
Nous avons l'intelligence, la résolution, l'effet de surprise.
Elimizde ne var, Bay Manley?
Qu'est-ce qu'on est censés voir?
Elimizde ne var, Paulie?
Qu'avons-nous, Paulie?
Elimizde ne var, bir bakayım.
Je vais voir ce que nous avons.
Tek başına oldukça zor olmuş olmalı. Pekala bakalım elimizde ne var.
Voyons voir pourquoi on m'a réveillé.
- Elimizde ne var?
- On a quoi?
- Elimizde ne var?
- Qu'est-ce que c'est?
D'Argo'yu bayıltmak için elimizde ne var?
Quelle solution pour neutraliser D'Argo?
Elimizde ne var?
Qu'est-ce qui se passe?
Elimizde ne var?
Résultat?
- Elimizde ne var?
- Y a quoi?
Elimizde ne var?
Que sait-on?
- Elimizde ne var bakalım?
- Que se passe t'il, ici? - Vous n'êtes pas...
Elimizde ne var bakalım?
Alors, qu'est-ce qui se passe?
- Tamam. Elimizde ne var?
- Qu'est-ce qu'on a là?
Elimizde ne var biliyor musun O'Reily?
Tu sais comment on appelle ça?
Ya eğer öyle değilse ve bunu yapamazsak? Sizin öneriniz nedir, Albay? Ben elimizde ne var ne yoksa gemiye sallayalım derim.
Et si ce n'est pas le cas? Que suggérez-vous, colonel? Qu'on pulvérise le vaisseau.
Evet, elimizde ne var bakalım?
Qu'avons-nous là?
Elimizde ne var?
Alors?
- Elimizde ne var?
- On a quoi ici?
- Elimizde ne var?
- Que se passe-t-il?
- Şimdi elimizde ne var?
- On en est où?
Elimizde tek bu var. Diğerleri ne olacak? Test edildiler mi?
- Les autres ont-ils été testés?
Duygusuzluk etmek istemem, ama elimizde müthiş bir fırsat var.
Je ne veux pas être cynique, mais l'occasion est trop belle.
- Elimizde ne var bir görelim.
Voyons ça.
Bu, davayı etkilemez. Hikaye sadece bizim elimizde. - Elimizde eşi olmayan bir şey var.
Le sceau ne nuit pas à la poursuite de Scruggs, et puisqu on est les seuls à traiter de ça, je crois qu'on a l'exclusivité.
Ne var elimizde?
Quelles sont les réjouissances?
Elimizde ölü bir genç var ve bunun azarını ben işitecek değilim.
Un gosse est mort... et je ne veux pas en subir les conséquences.
- Ne var elimizde?
- On a quoi?
- Ne var elimizde?
- Qu'est-ce qu'on a?
- Ne var elimizde?
- On a quoi ici?
Ne var elimizde?
Qu'est-ce qu'on a?
- Görecek ne var ki? Elimizde saç, kumaş, parmak izi yok.
On n'a ni cheveu, ni fibre, ni empreinte.
Bakalım elimizde ne var?
C'était évidemment une prostituée!
- Evinizi aramak için elimizde izin var. - Ne?
Quoi?
Ne yazık ki elimizde sadece bu kamera var Schorm.
Malheureusement, c'est la seule caméra qu'on ait, Schorm.
Bakalım elimizde pişirecek ne var.
Voyons voir ce qu'il ya à manger.
"General, acaba savaş kameramanlarınızın tabanca taşımasının bir yolu var mı?" dedim. "Nasıl yani?" dedi. "Elimizde sadece kamera var." dedim.
Il m'a dit : "Je ne comprends pas?" Je lui ai dit : " On n'a pas d'armes.
- Elimizde kanıt var! Bu küçük sürtük, kimbilir daha ne yalanlar söyledi.
Qu'est-ce que cette garce nous cache encore?
- Elimizde ne var?
Rachel Camden.
- Elimizde şu anda bu adamlar tamamen kontrolden çıkmadan önce onları hayvana geri dönüştürecek ufak bir hokus pokus yazan kız kardeşimiz var.
- Au charme envoûtant de notre soeur qui, "abracadabra", va refaire de ces hommes des animaux, avant qu'ils ne deviennent incontrôlables.
Elimizde sözleşmeniz var - Hadi canım. Bakın sözleşmeniz hakkında ne düşünüyorum.
Voilà ce que j'en pense de votre contrat.
Yine de elimizde başka bir şey olması iyi olur. DNA'dan başka ne var?
Il faudrait un filet de protection.
Elimizde 17 yıl önce doğmuş 7 yaşında sağlıklı bir çocuk var.
- Posez-les sur la table. Nous voici face à un enfant de 7 ans en parfaite santé, né il y a 17 ans.
Bakalım elimizde ne var?
Alors, qu'avons-nous là?
Soğuk olmalı. Elimizde ne var?
Alors, qu'est-ce qu'il y a?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]