English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne var yani

Ne var yani Çeviri Fransızca

1,116 parallel translation
Tamam, biraz bekleyebilirdik de ne oluyor anlamadım. Nedir bu kadar gülecek burada ne var yani?
- On aurait dû vous attendre, mais qu'avez-vous à rire?
Ne rüzgar var? - Yani sadece dişleri a. Onları sana veriyorum.
Je vais vous donner cet objet gratuitement.
"Eyghon, yani uyurgezer, bilinci yerinde olmayan birinin bedenine hükmederek, gerçek hayatta var olabilir."
"Eyghon, aussi appelé le somnambule, ne peut exister dans notre réalité que s'il possède un hôte inconscient."
Yani burada yaptığımı hatırlamadığım şeyler bile var.
Il y a des choses là-dedans que je ne souviens même pas avoir faites.
Yani bilirsin. Onla ilgili de kimsenin heyecan duymadığı şeyler var. - Ne gibi?
Il y a des aspects de lui dont personne ne se réjouit.
Yani Kevin Mets için birebir oynuyor... Ve ben sadece onun gölgesinde kalan birisiyim. Ne var biliyor musun?
Kevin fait le commentaire en direct pour les Mets, je suis que l'esclave qui compile les statistiques.
Ne yani, randevun falan mı var?
T'as un rendez-vous, ou quoi?
Yani, Nasyonal sosyalistlerin,... prensipleri hakkında ne dersen de Ahbap... Ama en azından, bir felsefesi var...
On peut dire ce qu'on veut sur les nazis.
Ne olmuş yani, söylesene ne var bunda?
Je plaisante, et alors?
Yani ne gereği var?
Tant pis.
Yani burada ne işi var?
Alors?
Yani var ama yerim, burun kanamasına neden olacak kadar yüksekte.
Enfin, j'en ai un, mais... pour tout là-haut au poulailler, où on ne voit rien.
Yani, bazı özellikleri var, ama yine de...
Elle a un petit je-ne-sais-quoi. Mais...
Ne yani, ağzında sürekli bir alet mi var?
Elle a eu la bouche occupée?
Şey, Tanıştığım - -- yani bildiğim- - şaşırtıcı bir fotoğrafçı var, ve düşündüm ki- - Adı ne?
J'ai rencontré... enfin, je connais un photographe étonnant... Il s'appelle?
Sadece bir sıra çektim, hepsi bu. Hayır, yani, yukarıda o kadar cazip ne var?
Je veux savoir ce qu'il y a de si fascinant, là-haut.
Yani sadece başka bir erkekle birlikte yapılabilecek bazı hareketler var.
Je veux dire, il y a des choses qui ne peuvent être faites qu'avec des mecs.
Veriyor olmalı yani yoksa ne anlamı var ki?
On couche forcément avec.
Yani benim katta, bulimia hastası olmayan tek bir kız var.
Il n'y a qu'une fille, à mon étage, qui ne soit pas boulimique.
Aslında, yani istatiksel olarak muhtemelen hiçbir şey yapmayacak ve bu seni deliye döndürecek ama yapabileceğim bir şey var mı, bilmiyorum.
Statistiquement parlant, il est très probable qu'elle ne fasse rien. Ce qui te rend peut-être dingue, mais tu ne peux rien faire.
Yani orada sadece bir avuçinsan var.
Ce ne sont que... des gens!
Yani, bizde yalnız bu telefon var ve işimiz bu.
C'est un standard, on ne fait que ça.
Yani böyle bir avantajımız var. Ne?
Exactement, c'est vraiment dur de se perdre au States de nos jours, et c'est encore plus du de demeuré perdu.
Şimdi müsaade edersen, yapacak çok işim var yani belki gidip başka birini rahatsız edebilirsin.
Si ça ne t'ennuie pas, j'ai beaucoup de travail, alors va plutôt déranger une autre personne.
Yani, bunun Max'le ne alakası var?
Et qu'est-ce que ça a à voir avec ce Max?
Yani, bunun Prue'yla ne alakası var?
Quel rapport avec Prue?
Var olan arkadaşlarına asılma yani.
Ne t'attaque pas à tes vieilles amies.
- O zaman ne önemi var değil mi? Yani bir önemi yok. Ve bir anlamı yoksa, gerçekten yoksa o zaman ne önemi var?
tout ça est vain puisque ça sert à rien... à quoi ça sert alors?
Yani, şurada ne var acaba?
Je me demande ce qu'il y a...
Yani Sam'in hiçbir şeyden haberi olmayan bir biyolojik babası var.
Sam a donc un père naturel qui ne sait rien de lui.
Niye burada olduğunu biliyorum, ve ne istediğinide! " demiştiniz! Yani bilmem gereken şeyler var öyle mi?
Mais il faut que je vous dise une chose, moi aussi.
Şu araba hırsızlarıyla takılıyorsun. - Ne var yani?
- Tu traînes avec ces voyous.
- Ne var? - Su numaralarla ilgili bir sey- - - Ne yani, sayamiyo musun?
Tous ces chiffres...
Ne olmuş yani? Bir su aygırını boğacak kadar çok param var.
J'ai une liasse à étouffer un hippopotame.
- Yani hayatının geri kalanını zavallı... bir dişçiyle geçirmeye var mısın?
- Alors... ça ne te dérange pas de passer ta vie avec un pauvre dentiste?
Yani, benimle ne işin var?
Je suis quoi là-dedans?
"General, acaba savaş kameramanlarınızın tabanca taşımasının bir yolu var mı?" dedim. "Nasıl yani?" dedi. "Elimizde sadece kamera var." dedim.
Il m'a dit : "Je ne comprends pas?" Je lui ai dit : " On n'a pas d'armes.
Ayoub'un derslerini bırakması lazım Çünkü amcamın sekiz tane çocuğu var yani bize daha bakamayacakmış
Ayoub a abandonné ses études car notre oncle, avec huit enfants, ne peut pas s'occuper de nous en plus.
- Yani, sevilmeyecek ne var ki?
- Que demande le peuple!
Bu Plaktisin miktarına göre yetişkin bir iblisimiz var demek. Yani o ailedeki birisinin kafasında bir işgalci var. Biz ne yapacağız?
Si l'un d'eux est possédé, qu'est-ce qu'on peut y faire?
Yani ne kadar ömrüm var?
Ca me donne quoi?
Yani, Ross'un nesi var ki?
Tu ne le trouves pas bien, Ross?
Yani onda yanlış birşeyler var
Elle a quelque chose qui ne va pas.
Yani, dünyanın sunabileceği daha buna benzer ne keyifler var, Lucifer.
Le monde a de nombreux plaisirs à offrir, Lucifer.
Yani, ne gereği var? Gerçekten ha?
Non, mais c'est vrai, ça sert à rien.
Ne olmuş yani? Adam 5 adımda işe varıyor.
Facile, en cinq pas il est sur place.
Yani var. Ama kim olduğunu bilmiyorum.
Enfin, si, mais je ne le connais pas.
Ama bunun yanında bu bilgileri taramanın yani adresimi annemin kızlık soyadını falan ne önemi var?
Mais ce n'est pas le propos... que je puisse ou non retrouver cette information... sur mon adresse, ou tu vois... sur le nom de jeune fille de ma mère ou autre.
Yani hiç var olmamasını düşünürsek, Tanrı ve onun arasındaki fark ne?
Quelle est la différence entre ça et qu'll n'existe pas du tout?
Yani Hıristiyanlık aptalcadır ama en azından içinde inanılacak bir şey var. Veya inanılmayacak.
Le christianisme, c'est débile, mais au moins on peut croire, ou ne pas croire.
Yani bu yerel polislerin yüz tane chiba anahtarı var ve haberleri yok mu?
Ainsi ces mères de gens du pays ayez cent clefs de Chiba et ne le savez pas ]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]