English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne var ki

Ne var ki Çeviri Fransızca

5,639 parallel translation
İçinde ne var ki bu kadar yaygara kopardın?
Qu'est-ce qui vous met dans cet état?
Fransız Rivierası'nda güneşlenirken Geceler Tatlıdır'ı okumaktan daha güzel ne var ki?
Que lire de mieux que "Tendre est la nuit" pendant que tu bronzes sur la Côte d'Azur?
Bu kez bu kadar tehlikeli olan ne var ki acemileri göndermen gerekiyor?
Quelle mission périlleuse justifie la présence de ces bêtes de foire?
Ne var ki, kötü amaçlı yazılımlar bilgisayarını kullanılmaz hale getirmişti.
Mais l'afflux de programmes malveillants avait rendu son ordinateur inutilisable.
Don bir an için sadece hayal gücüyle mastürbasyon yapmayı düşündü, ne var ki İnternet'in sunduğu kalite ve çeşitlilik karşısında beyni kifayetsiz kalıyordu.
Don envisagea de se masturber en comptant sur sa seule imagination, mais la qualité et la variété d'Internet avaient fait de son cerveau un pâle substitut.
Ballard Lisesi'nden yola çıkıp aksi yöne doğru giderek araçlarını değiştirmişler. Sonra da yola devam etmişler. Bu yol üzerinde başka ne var ki?
Si tu pars de l'école Ballard, en passant par l'endroit où ils ont abandonné leurs voitures si tu continues, t'as quoi d'autre sur le chemin?
Konuşacak ne var ki?
Parler de quoi?
Bölge savcısına gitmesini engelleyecek ne var ki?
Qu'est-ce qui pourrait l'empêcher d'aller voir le Procureur de tout façon?
Görecek başka ne var ki?
Qu'y a-t-il d'autre à voir?
Sıkılmaktan daha kötü ne var ki?
Qu'y a-t-il de pire que l'ennui?
Yarın gece ne var ki?
Qu'est-ce qu'il y a demain soir?
Başka ne var ki?
il y a quoi autour de nous?
Buz almakta ne var ki yani?
Pourquoi?
Var, ve ne kadar şanlısın ki, biraz boş zamanım var.
Oh que si, et heureusement pour toi, j'ai un peu de temps libre.
- Ne önemi var ki?
Quelle importance?
Ne önemi var ki?
Qu'est ce qu'il y a?
Portekiz tavuğunun ne olduğunu bilen birileri var mı ki?
- Le poulet portugais, c'est flou. - C'est au pili-pili.
Polis demiş ki, "Bunda ne var, hanımefendi?"
L'officier répond, "Où est le problème, Madame?"
Silah ve para dışında başka ne yol var ki?
Quelles autres méthodes que les armes et l'argent?
Eğer kullanmana izin vermiyorlarsa çipin ne anlamı var ki?
A quoi te sert ta puce s'ils t'interdisent de l'utiliser?
Ne yazık ki, kötü haberlerim var.
Je dois vous annoncer une mauvaise nouvelle.
Geçmişe dönmenin ne anlamı var ki?
À quoi bon regarder en arrière?
Başka ne şansım var ki?
Que faire d'autre?
Hak etmenin konumuzla ne alâkası var ki?
Qu'est-ce que le mérite a à avoir avec tout ça?
Yine de şu anda itiraf etmeliyim ki kimin kimi kovaladığı hakkında bu balıklar kadar bilgim var.
Et pourtant en ce moment, je dois avouer que... je ne sais pas qui chasse qui plus que ces poissons.
Ne önemi var ki?
Qu'est ce que ça va changer?
Bay Nightingale'de, saatçide, benim şiddetle arzu ettiğim bir bilgi var. Ancak ne üzücüdür ki bilgiyi kendim için alamadan kendini öldürmeye kalkışmış.
M. Nightingale, l'horloger, a un savoir que je convoite beaucoup, mais péniblement, il a cherché à se suicider avant que je puisse le prendre pour moi-même.
Onun ne ilgisi var ki?
Quel rapport avec ça?
Sizin için ne önemi var ki?
Qu'est-ce que ça te fait?
"Umudunuz yoksa yaşamanın ne anlamı var ki?"
Sans espoir, à quoi bon vivre?
Vücudumun bana sunacağı başka ne sürpriz var ki?
Quelle autre surprise mon corps me réserve-t-il?
Kullanan var mı ki hâlâ?
Personne ne parle comme ça.
Ama dosya odasındaki güvenlik de o kadar eski usul ki girmek için bir anahtar kartına ihtiyacın var. Ki olsa bile dosyayı nerede aramaya başlayacağını dahi bilmiyorsun.
Sauf que la sécurité est de l'ancienne école, tu as besoin d'une carte d'accès pour entrer et même si tu l'as tu ne saurais pas par où commencer à chercher.
- Bunky Collier'la ne işin var ki senin?
Quel genre d'affaire faites-vous avec Bunky Collier?
Ne yazık ki, şöyle de bir şey var politikacılarla dolu bir dünyaya hiç güvenim kalmadı.
Malheureusement, en y réflechissant, Je ne pense pas pouvoir faire confiance à un politicien.
- Havalandırmada kitapların ne işi var ki?
Pourquoi y a t-il des livres dans un conduit d'aération?
Annemle ne alakası var ki?
Qu'est-ce que je devais faire avec maman?
Ne var biliyor musun? Swedish House Mafia ile yaşanabilecek en güzel anları yaşadık,... ve kendimizi daha fazla adayacağımız yok,... o yüzden neden bu noktada bırakmayalım ki?
On s'est bien amusés avec Swedish House Mafia, donc autant arrêter maintenant, car on n'est pas prêts à s'engager.
Dua et ki Jake yerine hala bana sadık olan bazı dostlarım var. yoksa seninle bu görüşmeyi yapma şansım olmayacaktı. B613'ün düşmanlarına ne yaptığını ikimiz de biliyoruz.
Si je n'avais pas demandé et des vieux associés, des hommes qui me sont plus loyaux qu'à Jake Ballard, et bien, on sait tous les deux ce que B613 fait à ses ennemis.
Kilitleri değiştirdim ve silahım var. Bir daha karşıma çıkarsa onu öyle bir benzetirim ki benimle karşılaştığına pişman ederim.
Je vais changer les serrures, j'ai un pistolet, et je lui ai bien fait comprendre cette fois qu'il ne fallait pas jouer avec moi.
Bütün ülkeler sualtı gittiğinizde deniz seviyesindeki yükselmenin nedeni Zaman tüm ülkeler bulmak çok kuraklık var ki Onların nüfusu beslemek olamaz ve sonuç olarak, onlar umutsuzca gerek Başka bir ülkeye göç ya da başka bir ülkeyi işgal...
Quand des pays entiers disparaissent avec la montée des eaux, quand des pays entiers souffrent tellement de la sécheresse qu'ils ne peuvent pas nourrir leur population, et sont dans une situation si désespérée qu'ils doivent immigrer ou envahir un autre pays,
Ne yazık ki senin için, aklımda çok daha farklı bir şey var.
Malheureusement pour toi, j'ai autre chose en tête.
Fakat yardım teklifini kabul edemememin o kadar çok sebebi var ki.
Mais il y a tellement de raisons de ne pas accepter ton aide.
Ne önemi var ki?
Aucune importance.
Başka ne seçenekleri var ki?
Quel choix ont-elles? Elles n'ont pas de carte d'identité.
Ne faydası var ki?
À quoi bon?
Bilmeniz gerekir ki Eş-Patronlar zaten var ve siz Eş-Patronlar gibi hareket edemezsiniz.
Vous devriez savoir qu'il y a déjà une compagnie Boss. Et vous ne pouvez pas agir comme si vous étiez de la compagnie Boss.
- Gerçek şu ki, bakın... Helen hak ne var olmasıdır.
Écoutez, la vérité c'est... qu'Helen a eu ce qu'elle méritait.
Ne anlamı var ki? Parayı harcayamadan ölmüş olur zaten.
Il sera mort avant de pouvoir dépenser tout l'argent.
Ama geçen sene içinde öğrendiğim bir şey var ki böyle şeyler bizi yıkamaz.
S'il y a une chose que j'ai apprise cette année, c'est que ces choses ne nous détruisent pas.
Bu Amy olayının hiçbir yere varacağı yok. Ama belli ki senden çok hoşlanan bir kız var.
Cette histoire avec Amy ne va nulle part, mais il me semble que tu as une fille qui t'aime vraiment.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]