English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ F ] / Faydası yok

Faydası yok Çeviri Fransızca

1,201 parallel translation
Köylülerin bize hiçbir faydası yok, Bay Reinhart.
Nous n'intéressons pas les villageois, et c'est réciproque.
Saklanmanın faydası yok.
Inutile de vous cacher.
Maria'nın bu manastıra bir faydası yok
Maria n'est certainement pas Un atout pour l'abbaye
- Bunun pek faydası yok, değil mi?
Ça ne nous aide pas beaucoup, n'est-ce pas?
Faydası yok. Hadi, yardım et.
Venez, donnez-moi un coup de main.
Bu tarafı daha fazla incelemenin faydası yok.
On n'apprendra rien de plus de ce côté.
Sofia. Ağlamanın bir faydası yok sevgilim.
Inutile de pleurer, Sophia chérie.
- Michiko! - Faydası yok!
- Michiko.
Sam, saklamanın bir faydası yok.
Sam, ça sert à rien de le cacher.
Bunu uzatmanın kimseye bir faydası yok.
Ça fait de bien à personne.
Faydası yok. Bundan sonraki durak Japonya.
- C'est le Japon.
Bunun bir faydası yok.
Je n'ai pas le choix.
Tomi, belki bir faydası yok.
Elle finira dans les ténèbres.
- Faydası yok, bizi ezecekler.
Lutte inutile. Nous serons anéantis.
Faydası yok, çıkış yok.
C'est inutile. Il n'y a aucune sortie.
Bu iletişimin bir faydası yok.
Cette communication est inutile.
Faydası yok. Her yerdeler.
Ce n'est pas la peine, ils sont partout.
- Faydası yok, Kaptan.
- C'est inutile, capitaine.
- O Kızıl'ı öldürmenin bize faydası yok ki.
- Ce coco ne servait à rien, une fois mort.
Faydası yok.
Tu perds ton temps.
Bunun faydası yok.
Ça ne sert à rien.
Faydası yok.
Plus personne ne travaille.
Üç dört Paddles, topu çevir. Kırmızı hücreye bak ve gir. Faydası yok.
Dirige ton engin et vérifie la boîte rouge... et avance.
Çünkü sana bir faydası yok.
Parce que ce n'est pas à votre avantage.
Karşı koymanın faydası yok.
Il est inutile de résister.
Faydası yok.
Ça ne sert à rien.
Sıcak havayı içeri bırakmanın faydası yok, değil mi?
Inutile de faire entrer l'air chaud.
Bence meraklı Parislileri hayal kırıklığına uğrattığı için onu cezalandırıyormuşuz gibi yapacaksak onu ormandan buraya getirmiş olmamızın hiçbir faydası yok.
Il était inutile de l'arracher â la forêt si c'est pour l'enfermer ici, comme pour le punir d'avoir déçu les Parisiens.
Ağlamanın faydası yok.
Inutile de se lamenter.
Dikilmenin bir faydası yok.
Tu n'as aucune raison d'attendre.
Onların sevgi ve saygılarının bana hiç faydası yok.
Je ne sais qu'en faire... de leur bonté et de leur estime. Selon moi, tu te méprends.
Konuşmanın faydası yok Joe.
Economise ta salive, Joe.
Zaten bildiğim bir şeyi okumanın faydası yok.
Détruisez-les. A quoi bon me faire lire ce que je sais déjà?
Faydası yok, Hal.
C'est inutile.
Üzülmenin kimseye faydası yok oğlum.
Les regrets, ça n'a jamais aidé qui que ce soit, mon garçon.
Hiçbir faydası yok.
Ca sert a rien.
Faydası yok, bayan.
Vos charmes ne me perturbent pas.
Aramanın faydası yok.
C'est pas la peine de continuer de chercher.
Bana karides getirmenin faydası yok!
Inutile de me ramener vos crevettes!
Konuşmanın sana faydası yok.
Ca ne ferait que créer de la confusion dans ta tête.
Söyleyecek çok şey var ama... biliyorum faydası yok... onun için, lütfen git.
Je sais qu'il a pas mal de choses à dire... Mais ça ne vaut pas le coup... S'il te plaît, sors.
- Faydası yok!
- Ça ne changera rien.
Hiçbir faydası yok!
Ce n'est pas la peine!
O dağları geçip inebilmesi için Nancy ile konuşmanın faydası yok.
Impossible de faire naviguer Nancy à travers ces montagnes.
Hiçbir faydası yok.
Bien que ça ne serve à rien.
Bunun kimseye faydası yok.
Calmez-vous.
Ah, faydası yok.
Ca ne sen à rien.
Enstalasyonları yok ederek, Organia'yı onlar için faydasız hale getirebiliriz.
Détruire les installations, leur rendre la planète inutilisable.
Faydası yok!
Vos efforts sont vains!
Bence borsaya çok faydası olur. Yok, hayır.
La jambe droite ne l'est pas, et la gauche se suspend en l'air.
Ama yakınmanın faydası yok.
Mais à quoi bon se plaindre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]