English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Nasıl olduğunu bilirim

Nasıl olduğunu bilirim Çeviri Fransızca

457 parallel translation
Nasıl olduğunu bilirim.
La première fois.
- Ah, nasıl olduğunu bilirim.
- Je sais comment c'est.
Nasıl olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est.
Nasıl olduğunu bilirim.
- Je connais ça.
Çocukların nasıl olduğunu bilirim, kırk yıldır bu işi yapıyorum.
Des enfants, j'en vois depuis quarante ans.
Küçük oğlanların nasıl olduğunu bilirim.
Je connais les petits garçons.
Gidelim, genç beyefendi isteyecektir... Magnanoların nasıl olduğunu bilirim.
Viens, ils veulent être seuls...
Birşey söylemeye çalışmanın ve asla işitilmemenin nasıl olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est que de parler, sentir et n'être jamais entendu.
Nasıl olduğunu bilirim.
Laissez-moi regarder.
Bakın, ben yankının nasıl olduğunu bilirim.
Je sais reconnaître un écho. Je suis preneur de son.
Gözetlemede olmanın nasıl olduğunu bilirim.
Les filatures, je connais ça.
Evet, tabii, nasıl olduğunu bilirim.
Oui, je suis de tout cœur avec elle.
Nasıl olduğunu bilirim, Bayan Celie.
Je sais ce que c'est, Miss Celie.
- Evet. - Nasıl olduğunu bilirim.
C'est ça.
Kafana bir şey taktığında nasıl olduğunu bilirim.
Je sais quand t'as quelque chose en tête.
Nasıl olduğunu bilirim.
Je sais ce que ça fait.
Şİmdi, davranışlarına dikkat et. O vahşi radyo tartışmalarının nasıl olduğunu bilirim.
Tiens-toi sage, on sait comment se déroulent ce genre de conventions.
- Evet. Nasıl olduğunu bilirim.
- Je connais ce sentiment.
- Bu işlerin nasıl olduğunu bilirim. - Zaman her şeyin ilacıdır.
Vous verrez, avec le temps, la douleur s'atténue...
Kayışla dövülmenin nasıl olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est d'être fauché.
Nasıl olduğunu bilirim.
Ouais, ben, je les comprends.
Ben babasız büyüdüm, nasıl olduğunu bilirim.
J'ai grandi sans père.
- Nasıl olduğunu bilirim.
Je connais. Crois-moi, je connais.
Yalnız ve çaresiz olmayı.. .. ve bütün dünyayı karşıma almanın nasıl birşey olduğunu bilirim.
Oui bien sûr, et j'ai su ce que c'était de se sentir isolé et délaissé.
Bazıları düzmecedir ve ben hangileri olduğunu bilirim. Nasıl mı bilirim Gorpolis?
J'en vois, des déclarations d'accident, et je sais lesquelles sont bidon.
Senin nasıl biri olduğunu senden bile iyi bilirim ben Johnny.
S'il y a quelqu'un qui ne puisse avoir de doute, c'est bien moi.
Seni öldürmek için, işini bitirmek için birini bulmaya çalışmanın işlediğin suçlardan aklanıp onları başkasına yüklemenin nasıl bir his olduğunu bilirim.
Qui prendra les crimes de votre vie sur lui, en ses mains.
Bir yerden korkmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est que d'avoir peur d'un endroit.
Yapsaydı ve nasıl üzücü olduğunu keşfetseydi bu hissi bilirim.
S'il s'arrêtait... il découvrirait sûrement à quel point il est triste. Je connais ce sentiment.
Tamam bazen kargaşalara sebep olurum. Ama bunun nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Personnellement, je me suis tapé de sévères courettes.
Nasıl bir his olduğunu bilirim. Martin ile ilk tanıştığım zaman ben de yaşadım.
Je ne sais pas pourquoi, mais je le crois aussi sincère que l'était Martin.
Evet, O acının nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Oui, je sais ca fait mal.
Nasıl olduğunu bilirim.
Je connais ça.
Nasıl olduğunu bilirim...
Je te comprends...
Evet, nasıl birşey olduğunu bilirim.
Oui, je connais.
Aşık olmanın nasıl birşey olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est d'être amoureux.
Nasıl olduğunu bilirim.
Je comprends.
Lyle, ben de babamı taze kaybettim ve bunun nasıl üzücü olduğunu bilirim.
Lyle... j'ai perdu mon père récemment et je sais combien c'est difficile...
Nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est.
Sadece oraya gitmenin nasıl bir his olduğunu bilirim.
Je sais de quelle étoffe étaient faits ces gens-là.
Sabahın 4'ünde nasıl bir dostu olduğunu bilirim.
A 4 h du matin, j'imagine avec qui elle traînait.
Bunun nasıl birşey olduğunu bilirim. Aynı boktan şeyler benim başıma da geldi.
Je connais, je suis aussi passé par là.
Yeni ölmüş et tadını aşermenin nasıl bir his olduğunu bilirim. Dizginlenemez dürtülerin sana egemen olmasını.
Je connais l'envie de chair fraîchement tuée, quand ces désirs incontrôlables s'emparent de toi.
Bunun nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim.
Oui, ça fait mal. Mais quand même, ma série!
Duygularımın kontrolü ele almasının nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Je sais ce que ça fait quand la passion m'envahit.
Çünkü geçmişteki tecrübelerim sayesinde nasıl olduğunu çok iyi bilirim.
Dans le passé ça n'a pas toujours très bien marché.
Bir odada bulunan tek siyah adam olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est que d'être le seul Noir dans une pièce.
En dipte olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est que d'être toujours emmerdé.
Konuşmazsan, sorunun ne olduğunu nasıl bilirim?
Si tu ne dis rien, je ne peux pas deviner.
Aldatılmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Je sais ce que c'est de se sentir trahie
Yapma şimdi, sinemanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Continue, je sais ce que c'est un film.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]