English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne istediğimi biliyorsun

Ne istediğimi biliyorsun Çeviri Fransızca

850 parallel translation
Ne istediğimi biliyorsun.
Allez voir.
- Kim olduğumu ve ne istediğimi biliyorsun.
Vous savez qui je suis. Vous savez pourquoi je suis là.
Ne istediğimi biliyorsun Esther.
Esther, tu sais ce que je veux.
Ne istediğimi biliyorsun.
Vous savez ce que je veux.
Hayattan ne istediğimi biliyorsun. İstediğim şeyler bu kasabada değil.
Tu sais ce que j'attends de la vie, et ce n'est pas dans cette ville.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Tu e sais.
Ya sen nasılsın Bark? Ne demek istediğimi biliyorsun.
Et toi?
- Ne demek istediğimi iyi biliyorsun.
Que veux-tu dire?
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Vous savez ce que je veux dire.
Yani... Ne demek istediğimi biliyorsun.
Je veux dire- - Eh bien, vous savez ce que je veux dire.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Vous comprenez très bien.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Tu le sais bien!
Ne istediğimi biliyorsun.
Tu le sais.
Ne demek istediğimi biliyorsun. Büyük laflar etmeye zorlama beni.
Ne m'oblige pas à employer de grands mots.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Tu le sais bien.
Stefan, evde olmanı ne kadar istediğimi biliyorsun.
Tu sais comme j'attends ton retour.
Biliyorsun ki, ne bilmek istediğimi bilseydim direk sorabilirdim.
J'aimerais pouvoir te demander ce que je veux savoir.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
Tu étais à l'enquête. Tu me comprends.
Ama "kaynak yapmak" doğru tabir değil mi öyle olmasa bile ne demek istediğimi biliyorsun.
mais, "souder", est bien le mot? Tu comprends, ce que je veux dire.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Vous le savez.
- Ne demek istediğimi biliyorsun, Jonathan. - Georgia, bu gece yalnız olmalıyım
Je dois rester seul ce soir.
- Ne demek istediğimi biliyorsun. - Evet.
Vous savez ce que je pense.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Il ne s'agit pas de ça.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Les autres, oui, mais moi.
- Ne demek istediğimi iyi biliyorsun.
- Tu sais ce que je veux dire.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Vous le savez.
Annen gibi senin de ahçı olman gerektiğini veya..... bir şoförle evlenmeni istediğimi söylemiyorum. Ama ne düşündüğümü biliyorsun.
Je ne dis pas que tu dois être cuisinière comme elle, ni que je veux que tu épouses un chauffeur comme moi, mais tu connais mon sentiment.
Ne demek istediğimi biliyorsun. - Onlara bayanlar değil.
Enfin... tu comprends!
Sana ne söylemek istediğimi biliyorsun!
Tu sais ce que tu mérites...?
Ne demek istediğimi biliyorsun. Hatta daha büyük bile görünüyor.
Il parle en chef et d'ailleurs il en impose.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Tu sais de quoi je parle.
Ne demek istediğimi biliyorsun. Görüşürüz.
A tout à l'heure.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Tu le sais très bien.
- Ne istediğimi bal gibi de biliyorsun. - Hiçte bile bilmiyorum.
Par contre, faut que j'aille faire mon boulot.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Tu sais ce que je veux dire.
Yani, ne demek istediğimi biliyorsun.
Tu sais ce que je veux dire.
Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun! Kadınlar gerçekten birer şeytan!
Avec tes bains de soleil...
Ne demek istediğimi biliyorsun.
C'est important, ces choses-là.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Tu vois ce que je veux dire.
Daha ne istiyorsun? Ne istediğimi biliyorsun.
Vous le savez bien.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Ne plaisantez pas.
Ne demek istediğimi biliyorsun.
Vous le savez très bien.
- Ne demek istediğimi çok iyi biliyorsun.
- Vous savez de qui je parle.
Ne demek istediğimi biliyorsun. Oraya gidip keşfedemez miyiz?
Ne peut-on pas partir explorer un peu?
- Ne istediğimi nereden biliyorsun?
- Comment savez-vous ce que je veux? - Tu es jeune.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
Comment ça, trop jeune? Tu as très bien compris.
- Ne demek istediğimi biliyorsun.
- Tu sais ce que je veux dire.
Ne demek istediğimi biliyorsun...
Vous voyez le genre...
Ne demek istediğimi pekala biliyorsun. Şekere ne yaptın?
Qu'est-ce que tu as foutu dans le sucre?
Ne demek istediğimi biliyorsun, dişe diş?
Tu comprends? Un prêté pour un rendu.
Ne demek istediğimi biliyorsun!
Tu le sais parfaitement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]