Ne istediğini bilmiyorsun Çeviri Fransızca
102 parallel translation
- Ne istediğini bilmiyorsun.
- Vous ne savez pas ce que voulez.
Çünkü benden ne istediğini bilmiyorsun.
Que voulez-vous de moi?
Ne istediğini bilmiyorsun.
Tu es indécis.
- Ne istediğini bilmiyorsun.
- Savez-vous ce que vous voulez?
Yorgunsun ve ne istediğini bilmiyorsun.
Vous êtes fatiguée, et vous ne savez pas ce que vous voulez.
Sen daha ne istediğini bilmiyorsun.
Tu n'en sais rien.
Ne istediğini bilmiyorsun.
Il faut qu'on sache ce qu'il veut.
- Kendin hallet çünkü ne istediğini bilmiyorsun.
- Occupe-t'en. J'ignore ce que tu veux.
Ne istediğini bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu veux.
Sen ne istediğini bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu veux.
Ne istediğini bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu me demandes.
- Ne istediğini bilmiyorsun!
- Tu sais pas ce que tu veux!
Ne istediğini bilmiyorsun.
Oh, mon Dieu. Tu ne réalises pas ce que tu me demandes.
Ne istediğini bilmiyorsun. Bunun için herkesi suçluyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu veux.
Ne istediğini bilmiyorsun.
Tu sais pas ce que tu demandes.
Benden ne istediğini bilmiyorsun.
Vous ne savez pas ce que vous demandez là.
Bahse girerim şu anda ne istediğini bilmiyorsun, beni öldürmek mi yoksa benim ile yatmak mı.
Je parie qu'en ce moment, tu hésites à me tuer ou à me baiser.
Daha 18 yaşındasın ve ne istediğini bilmiyorsun.
- Tu ne sais pas ce que tu veux.
Sen ne istediğini bilmiyorsun.
Auriez-vous perdu l'esprit?
Sen ne istediğini bilmiyorsun!
Tu sais pas ce que tu veux!
Bence ne istediğini bilmiyorsun.
Tu ne le sais même pas toi-même.
- Ne istediğini bilmiyorsun.
- Tu ignores ce que tu veux.
Sen ne istediğini bilmiyorsun.
Oh, tu ne sais pas ce que tu veux...
Tam olarak ne istediğini bilmiyorsun değil mi?
Tu sais pas ce que tu veux, gogol.
- Onun ne istediğini bilmiyorsun!
Tu ne sais pas ce qu'elle veut. Je sais ce qu'elle ne veut pas.
- O'nun ne istediğini bilmiyorsun.
- Tu ne sais pas ce qu'elle veut!
- Ne istediğini bilmiyorsun.
Tu ne te rends pas compte.
Sen ne istediğini bilmiyorsun.
Tu sais pas ce que tu veux.
Sen ne istediğini bilmiyorsun.
Vous ne savez pas ce que vous voulez.
Şunu toparlayayım-kim olduğunu bilmiyorsun, ne istediğini ve neler olduğunu bilmiyorsun.
Résumons : vous ne savez ni qui vous êtes, ni ce que vous voulez, ni ce qui se passe autour de vous.
Sen iyi bir kardeşsin, Bleek ama hâlâ ne yapmak istediğini bilmiyorsun.
Tu es un type bien, Bleek, mais tu ne sais pas ce que tu veux.
Ne istediğini bilmiyorsun!
C'est facile à dire.
Ne istediğini bile bilmiyorsun.
Tu es d'une indécision...
Ne istediğini sen bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce qu'il veut.
Artık benimle bir hayat geçirmek istediğini bilmiyorsun.
Tu ne sais pas si tu veux toujours vivre avec moi.
Bir kadının gerçekten ne istediğini bilmeyen biriyle zaman kaybedecek değilim. Kar üflemeyi bile bilmiyorsun.
Pour ce qui est de ton minable savoir de ce qu'une femme attend... je ne perds pas mon temps avec un ringard... qui ne connaît même pas le chasse-neige.
Görünüşe göre ne istediğini sen de bilmiyorsun.
Vous n'êtes pas prêt à payer le prix.
Phoebe, neyi bilmek istediğini bilmiyorsun.
Phoebe, tu ne te rends pas compte.
Alby ne istediğini bile bilmiyorsun Evet, biliyorum.
Si je le sais, je veux rentrer chez moi.
Senin Gwen'in ne istediğini hiç bilmiyorsun.
Tu n'as absolument aucune idée de ce que Gwen veut.
Ne istediğini sen de bilmiyorsun.
T'es gâtée, bordel.
Baal sana ölümüne işkence etmeye ve tekrar diriltmeye devam edecek ta ki istediğini bulana kadar, bu da imkansız çünkü sen hiç birşey bilmiyorsun, ya da ta ki sen bir daha diriltilmeye değmeyecek hale gelene kadar.
Baal va te torturer à mort et te ressusciter jusqu'à ce qu'il obtienne ce qu'il cherche, ce qui est impossible, ou jusqu'à ce que tu ne lui sois plus utile.
- Ama ders çalışman gerekecek. Kafanı bunlara vermen gerek. Daha ne yapmak istediğini bile bilmiyorsun.
Mais enfin Dean, tu devras étudier, te focaliser sur tes cours.
Onun ne istediğini bilmiyorsun!
Tu ne sais pas ce qu'elle veut!
Sevgi için ölmek istediğini söylüyorsun ama ölmek veya sevgi hakkında hiçbir şey bilmiyorsun!
Tu dis vouloir mourir pour l'amour, mais tu ne sais rien de la mort. Et tu ne sais rien de l'amour.
"Benimle evlenmek istediğini söylüyorsun ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsun."
"Tu dis vouloir m'épouser mais tu n'a pas idée de ce que ça implique."
Henüz ne istediğini bilmiyorsun.
Il ne sait pas encore ce qu'il veut faire.
Yani onun nereye yerleşmek istediğini bilmiyorsun, öyle mi?
Vous ne savez pas du tout où il voulait s'installer?
Tamam. Bunun ne olmasını istediğini bilmiyorsun.
Alors tu ne sais pas encore ce que tu veux?
Ve ne istediğini de bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu veux.
Lana, sana zaman tanıdım. Seni rahat bıraktım. Ama ne istediğini hala bilmiyorsun.
Lana, je te donne du temps, de l'espace, mais tu ne sais toujours pas ce que tu veux.
ne istediğini biliyorum 65
ne istediğini söyle 33
ne istediğini bilmiyorum 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorsunuz 29
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istediğini söyle 33
ne istediğini bilmiyorum 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorsunuz 29
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne istiyorsunuz benden 17
ne istiyorum biliyor musun 25
ne işin var burda 21
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne istiyorsunuz benden 17
ne istiyorum biliyor musun 25
ne işin var burda 21