English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Silahsız

Silahsız Çeviri Fransızca

1,324 parallel translation
- Adamım silahsız binmez.
Mon homme n'embarque pas sans son arme!
Niye ki? Erkek dediğin silahsız yapamaz.
UN HOMME SANS UN FLINGUE, C'EST PAS UN HOMME.
- Silahsız kazandım o parayı.
- Je l'ai gagné, sans arme.
Bu yüzden Samoa ve diğer gelişen toplumlarda ergenler ormanın içine, silahsız olarak gönderilir ve bir ya da iki şey öğrenene kadar geri dönmezlermiş.
C'est pourquoi, à Samoa et dans les pays en développement on envoie les ados dans la forêt pour les initier à la vie.
Uçaksız. Kamyonsuz. Silahsız.
Ni avions, ni camions, ni armes, ni rien
Silahsız!
Sans arme!
Bak, konuşmaya geldim, silahsızım.
Calme-toi. Je veux juste te parler. Je n'ai pas d'arme.
- Silahsızım.
- Pas d'arme.
Ayrıca silahsız personel de ateş etme yetkiniz var.
Vous êtes autorisés à exécuter les civils.
Silahsız dövüş eğitimini tamamen ektin.
Tu as séché le combat à mains nues.
Bu öğleden silahsız dövüş eğitimi yapmak, gece de devriye gezmek zorundasın. Altıncı dersten sonra doğruca buraya gelmeni ve ev ödevini yapmanı tavsiye ederim. Arkadaşlarınla oyalanma.
Tu as combat à mains nues cet après-midi et patrouille ce soir, alors reviens ici, fais tes devoirs et ne traîne pas avec tes amis.
Efendim, evet, efendim! Çok şükür ki artık altı farklı dalda silahsız dövüş tekniği öğrendim, efendim!
Oui, mon commandant, j'ai été formé à six nouvelles formes de combat sans armes.
Güvenimi de kazanana dek, onların silahsız olmasını tercih ederim.
Tant qu'ils n'auront pas ma confiance, je préfère les savoir désarmés.
İş hayatta kalmaya gelince herhangi bir silah bile silahsız olmaktan iyidir.
Toute arme est mieux que rien, quand c'est une question de survie.
Shak'l silahsız olduğumuzu düşünüyor, Apophis yenilmez olduğunu düşünüyor.
Shak'l pense qu'on n'est pas armés. Apophis se croit invulnérable.
Bayanlar, silahsız bir adama ateş etmeyeceksiniz değil mi?
Mesdames... Vous n'allez pas tirer sur un homme désarmé, si?
İnsanlar görmüşler. Silahsız iki sivil.
Deux civils, sans armes.
Buraya silahsız geldin, değil mi?
T'as pas de flingue sur toi, hein?
Sabaha karşı saat 3'te, silahsız araba çekmeyi denediniz mi?
Faites donc un dépannage sur l'autoroute à 3 h du matin sans flingue.
Ben silahsızım. Bir şey yap.
Tu es armé, pas moi.
Her iki durumda biz silahsızız. Belki de değil.
De toute façon, on est désarmés.
Gördüğün gibi silahsızım.
Comme vous voyez, mes poches sont vides.
Silahsızım, memur bey.
Je ne suis pas armé, madame l'agent.
Silahsız bir mafyada görülmemiştir herhalde.
J'ai toujours rêvé d'en avoir un.
Silahsızız.
Nous ne sommes pas armés!
Zor olan tek başına, silahsız, ölümü beklemektir.
sans armes et prêt à mourir.
Silahsızız ve zarar vermek istemiyoruz.
Nous n'avons pas d'armes et nous ne vous voulons aucun mal.
Komutanım, gemi silahsız.
Ils ne sont pas armés.
Bizi aramaya silahsız gelebilirdiniz.
Vous auriez pu venir vers nous non armés.
Takımınız silahsızken bile, düşmanın merhameti avuçlarında olunca, o zamanki gibi, içlerinden biri sizi serbest bırakabildi.
Bien que votre équipe ait été non armée, à la merci de l'ennemi... dans la paume de leurs mains, pour ainsi dire... l'un des leurs est parvenu à vous délivrer.
Bizi aramaya silahsız gelebilirdiniz. Hey!
Vous auriez pu venir vers nous non armés.
Silahsızım.
Je ne suis pas armé.
Silahsız olsa bile onunla muhabbete girme.
N'engagez pas la conversation, même s'il n'est pas armé.
Silahsız adamları bir yargılama olmadan idam ettin mi? - Kesinlikle hayır.
- Tu exécutes des hommes désarmés?
- Diyorlar ki se-sen silahsız kadınları öldürmüyormuşsun.
On ne tue pas une femme désarmée.
- Kadın silahsız, ama o...
- Elle est désarmée, mais...
Bu şimdiye dek yapılmış en iyi silahsız askeri araçtır.
C'est le meilleur véhicule inoffensif militaire au monde.
Silahsız birini öldürmekten hoşlanmam.
Je déteste tuer un homme sans défense.
Bir çift. Silahsız.
Ils ne sont pas armés.
Senin silahsız olduğunu biliyorlardı.
Il savait que vous n'étiez pas armé.
Bunca yıldır sınırlarda dolanıyorum hiç silahsız bir şerif görmemiştim.
De toutes mes années dans le Far West, je n'ai jamais vu de shérif désarmé.
Nasıl silahsız olabiliyorsun?
Pourquoi n'avez-vous pas d'arme?
Kırık bir kolla, silahsız olarak ayaklarımın dibine seriliverdin.
C'est un plan diabolique. Te jeter à mes pieds avec un bras cassé et sans armes?
Ben.. silahsızım.
Je ne suis... pas armé.
Onlar da silahsız.
également sans armes.
Hayır, asıl nokta şu ki ; ben o mekiğe görüşme yapmaya silahsız gitmeyeceğim, bu kadar basit.
Non, je vais aller voir cette navette non armée, c'est aussi simple que ça!
Kendini silahsız savunamıyor musun?
Peux-tu me vaincre sans tes armes?
Efendim, silahsızım.
Ils ont pris nos armes.
Thor, bize Goa'uld'ların da silahsız geleceği konusunda garanti verdi.
Thor nous a assurés que les Goa'ulds ont l'interdiction d'amener des armes.
Tamam. Karışmaya çalışacağız ama aşağı silahsız gitmiyoruz.
ok, on va se mêler mais pas sans armes.
Silahsız o kadar sert olamıyorsunuz değil mi?
On fait moins le malin sans son arme, hein?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]