English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Silahı var

Silahı var Çeviri Fransızca

4,389 parallel translation
- 49 üyenin silahı var.
- 49 membres ont des armes à feu.
Şekil değiştirenin bir silahı var mıydı, ya da...
Le métaphore avait-il une arme, ou...?
Silahı var!
Il est armé!
Billy, silahı var.
Billy, il a une arme.
Neden silahı var?
Il a une arme?
Onun silah- - Silahı var sanmış- -
Je croyais... qu'il avait...
Çünkü silahı var.
Parce qu'il a une arme.
Sanırım silahı var.
Il a pas lâché le Sénateur des yeux. Je pense qu'il a une arme.
Burada benden başka silah kullanmayı bilen var mı?
Est-ce que quelqu'un sait utiliser une arme à part moi?
Eğer ortada bir silah varsa, onu kendine saklamak isteyecek bazı insanlar var bu kampta.
Si c'est une arme, il y a certaines personnes dans ce camp qui voudraient probablement la garder pour eux.
Hayır. Üç tane silahım var.
Non. j'ai trois flingues
O dar üniformayı giyerdin üzerimde gizli bir silah var mı diye arardın.
Tu mettais ce petit uniforme et tu me fouillais pour trouver des armes cachées.
Dragna'nın varlığından haberi olmadığı gizli bir silahım var.
Dragna ne sait pas que j'ai une arme secrète.
Sol kolumun altında silahım var.
J'ai une arme sous le bras gauche.
Elimizde kimyasal silah uzmanı olan 3 yıldızlı bir general var. "
Nous avons un général 3 étoiles "qui est un expert en armes chimiques."
Bay Kruger, neden elinizde bir silah var?
Pourquoi avez-vous une arme?
Bu düşmanı Aşil'in katıksız cehennemi öfkesinden koruyacak ne bir ordu ne de bir silah var.
Il n'y avait pas d'arme... ni d'armée pour protéger cet ennemi de la colère infernale qu'est la rage d'Achille.
Erkek, 34 yaşında, vücudunun üst kısmında silahın açtığı yara var.
Homme, 34 ans, blessure par balle sur le haut du thorax.
Baştan söylemek isterim ki masanın altında sana doğru bakan bir silah var.
Juste pour être claire. J'ai une arme pointée sous la table.
Bu başkan denen adamın tek bir hedefi var o da, Glades'i silah zoruyla yönetebilmek için kaos yaratmak.
Il n'a qu'un seul but... Créer le chaos, pour régner sur les Glades.
- Kolunda bir silah var.
Vous aviez un pistolet dans votre manche.
Neyin var, koca ayak? Cinayet silahı.
Qu'est-ce que tu as là, squatch?
Ortada bir silah yok, Sayın Yargıç ve güçlü bir mazareti var.
Il n'y a pas d'arme, Votre Honneur, et il a un alibi solide.
Yeni bir silahın mı var, Laskey?
Nouvelle arme, Laskey?
Torpido gözünde senin için bir silah var.
Il y a un revolver pour vous dans la boîte à gants.
Hayır, masa zımparalarken silah taşımanın bir nedeni var.
Non, y a autre chose pour que tu ponces avec un flingue dans le froc.
- Silahın var mı?
- Vous possédez une arme?
Leo, ateşli silah vakamız var.
Léo, on a une fusillade.
- Fazla silahın var mı?
Vous avez un flingue de secours?
Bu sene gizli bir silahım var.
J'ai une arme secrète cette année.
Silahın var mı diye seni aramak zorundayım.
Je vais avoir besoin de vous fouiller.
Elinde silah var.
Vous tenez l'arme.
Hâlâ bir cinayet silahına ihtiyacımız var.
On a toujours besoin de l'arme du crime.
Midede ateşli silah yarası var.
Il a une blessure par balle au ventre.
Evet, bizim bir cinayet silahını bulmaya ihtiyacımız var.
Oui, il nous faut l'arme du crime.
- Rozetim ve silahım var!
- J'ai un badge et une arme.
Senin zaten bir tane silahın var, sana bir tane daha vermeyeceğim.
Vous avez déjà une arme, je ne vais pas vous en donner une autre.
- İki tane silahı mı var?
Elle a 2 flingues?
İşte bu yüzden, ihtilaflı sınırdan fark edilmeden gizlice geçecek, bölücülerin kalesine girecek ve silahı 24 saat içinde etkisiz hale getirecek iki kişilik bir takıma ihtiyacım var.
C'est pour ça que j'ai besoin d'un binôme. pour s'infiltrer à travers la frontière contestée, pénétrer dans la forteresse des séparatistes, et désactiver l'arme dans les prochaines 24 heures.
Bir rapor var içerde silah ateş.
Il y a un rapport de coups de feu tirés à l'intérieur.
Hiçbir silah var.
Je n'ai pas d'armes.
Bu yüzden seri numaralı kendi silahım var.
C'est pourquoi mes hommes font une recherche du numéro de série.
Cüzdanımda silah taşıma ruhsatım var.
J'ai un permis de port d'armes caché dans mon portefeuille.
Bir sürü silah taşıyan et kafalı adamın var, ama bütün organizasyonunu düzenleyip onu yasal hale getirecek kimsen yok.
- Tu as beaucoup de crétins avec des flingues, mais personne pour remettre à flot ton organisation et la rendre légale.
Bu yerin içerisinde bir sürü silah var.
Beaucoup d'armes à feu dans cet endroit.
Hiç silah tutmuşluğun var mı?
Tu as déjà manipulé une arme?
Silah var!
Arme!
Bunun içinde silah var Liz... Üstünde fotoğrafımın ve başka isimlerin olduğu pasaportlar var.
Il y a une arme dedans et il y a... il y a des passeports avec mon visage dessus et ces noms.
Bir silahın mı var, Ado Annie?
Tu as une arme, Ado Annie?
Sayın Yargıç, Kongrenin silah üreticileri aleyhine, yasadışı davalarından geçmiş olan bir kanun olduğu doğrudur,... ama bazı istisnalar var.
Votre honneur, il est vrai que la loi passé par le Congrès rend illégale les poursuites contre les fabricants d'armes, mais il y a des exceptions.
Bay McVeigh, Diane ile evli olduğunuzu biliyorum,... bunun sizin açınızdan sorun teşkil etmesini istemiyorum,... ama ortada kusurlu bir silah var, ve bunun sizin için her şeyden daha önemli olduğunu biliyorum.
Mr McVeigh, je sais que vous êtes marié avec Diane et je ne veux vous causer aucun problème, mais il y a une arme défectueuse ici, et je sais que ça veut dire beaucoup pour vous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]