English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Silahım var

Silahım var Çeviri Fransızca

1,837 parallel translation
Silahım var, onu kullanacağım.
J'ai un flingue. Je vais m'en servir.
- Silahım var! Hey, Ritchie!
J'ai un flingue.
İyi, benim de bir silahım var.
Je suis armé moi aussi.
Seni uyarıyorum, silahım var.
Je vous préviens, je suis armé!
Tehlikeli değil. Gizli bir silahım var.
J'ai une arme secrète.
Hâlâ Dünya'dayım ama merak etme, gizli bir silahım var.
Toujours sur Terre, mais ne t'inquiète pas, j'ai mon arme secrète.
Silahım var ve kullanmasını biliyorum.
J'ai mon flingue, et je sais m'en servir.
Silahım var.
J'ai une arme.
silah pozisyonlarımızı gösterecek bir keşif aracı var.
C'était un leurre pour qu'on montre nos positions de tir.
Bu yıl gizli bir silahımız var.
Cette année, on a une arme secrète.
- Silahın var mı?
- T'as une arme?
Komiser Tao, cinayet silahını bulmak için şansımız var mı?
Lieutenant Tao, du neuf sur l'arme du crime?
Silahın kanıt olarak getirilmesine ihtiyacımız var.
Nous avons besoin de cette arme comme preuve.
- Silahınız var mı?
- Vous avez un flingue?
Kızların odalarında kendilerini korumak için silah bulundurmalarına izin var mı?
Les filles sont-elles autorisées à avoir des armes dans leur chambre pour se défendre?
Başka silah var mı?
Elle vient de la surface aussi?
Üstünde silah var mı?
Vous êtes armé?
Neyse ki amaçlarımızı gerçekleştirmek için yeni bir silahımız var.
Heureusement, nous avons une nouvelle arme pour aider à promouvoir nos idées.
- Ne silahımız var ne de adamımız.
- On n'a ni hommes, ni armes.
Gizli bir silah mı var?
Elle existe, cette arme secrète?
Şimdi silahımız var.
Maintenant qu'on se flingue entre nous, au contraire.
AstroBoi'un silahı var mı acaba.
Je me demande si, euh... astroboi a un pistolet.
Silahınız var mı?
Etes vous armé?
Böylekocaman bir silahı var parayı ödeyemeyince elimizi kolumuzu hatta bacağımızı kıracak... o zaman ne yapacağız bakalım?
La grosseur du canon! Et s'il nous casse les mains et les jambes? Hiten... écoute-moi!
Siz ikinizin silahı var mı?
L'un de vous a une arme?
Mr. Monk'un silahın kendisine ait olduğuna dair yeminli ifadesi var. Onu evinden almış Suç mahalline kadar yanında getirmiş.
M. Monk a admis sous serment que l'arme lui appartenait, qu'il l'avait prise chez lui, qu'il l'avait apportée jusqu'au lieu du crime
Silahın var mı?
Vous avez une arme?
Potansiyel cinayet silahını bulmak için kafatasına ihtiyacım var.
J'ai besoin du crâne pour le comparer avec des outils utilisés comme armes.
Corrine'nin cinayet silahıyla peşimden geldiği bir sahnenin olduğu yeni sayfalar yazmana ihtiyacım var.
Il faut que vous trouviez une nouvelle arme du crime et une scène où Corrine me traque.
Bu arada silah olarak kullanabileceğimiz her hangi bir şey var mı?
D'ailleurs, est-ce qu'on a quelque chose ici qui pourrait servir comme une arme?
Kısa mesafeli ve küçük kalibreli silahın verdiği zararı tanımak için balistiğe ihtiyacım yok. Ve tanıklarımız var.
Pas besoin de la balistique pour reconnaitre un tir de petit calibre à bout portant, et on a des témoins,
Kısa mesafeli ve küçük kalibreli silahın verdiği zararı tanımak için balistiğe ihtiyacım yok ve görgü tanıklarımız var,
Pas besoin de la balistique pour reconnaitre un tir de petit calibre à bout portant, et on a des témoins,
İstihbaratımıza göre Cabal'ın silah laboratuarları birçok ücra köşede var.
Les labos d'armements de la Cabale ont été repéré - dans plusieurs endroits retirés.
Cinayet silahıyla ilgili gelişme var mı?
Rien sur l'arme du crime?
Bir cinayet silahın var mı?
- Vous avez l'arme du crime?
- Silahım var.
- Oui, mais j'ai une arme!
Silahımız var, dostum.
On a l'arme.
- Silahımız var.
- On a le pistolet.
Glanville Bloklarında iki ateşli silah yaralımız var.
On a 2 blessés par balle aux appartements de Glanville. Code 3.
Zanlının elinde de öyle bir silah mı var?
- C'est ce que ton suspect tient?
- Aman Tanrım! - Silahı var!
- Il a une arme!
Luvet'nin silahından bir iz var mı?
Il y tient peut-être.
- Boş kovanları sakın sormayın. Veri tabanımızda binlerce 10 mm.lik silah kaydı var. Ama biri bile örtüşmedi.
Sur un millier de flingues calibre 40 dans nos archives, aucun ne correspond.
O halde, saldırgan yaklaşırken silahı doldurmaya zamanın var mıydı?
Vous avez donc eu le temps de charger l'arme alors que vous l'entendiez approcher?
Silahı bulduk,... öldürme planından bahseden iki tanığımız var suç mahallinde motosikletini gören bir de tanığımız var.
On a l'arme, deux témoins qui disent qu'il prévoyait le coup, un témoin qui a vu la moto sur les lieux.
Memur bey! Memur bey, oradaki adamın silahı var!
M. l'agent, cet homme là-bas a une arme!
Üzerinizde silah var mı? - Tabii ki hayır!
- Êtes-vous armé?
Ona silah gösterdiğini gören bir tanığımız var.
On a un témoin qui nous dit que vous l'avez menacé avec un flingue.
- 53'te silahın var mıydı Monty?
- Vous possédiez une arme en 1953?
- Silahı var mıydı, biliyor musun?
Vous savez s'il portait une arme?
Silah dolabında Cole Erickson'ın parmak izi var mıymış?
Les empreintes de Cole Erickson sont sur l'armurerie?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]