English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tv yok

Tv yok Çeviri Fransızca

219 parallel translation
Aylık 50 $, TV yok.
Cinquante dollars par mois.
- TV yok, gazete yok, sadece sen ve ben.
- Ni télés, ni journaux. Juste toi et moi.
TV yok, gazete yok - yalnızca sen ve ben.
Juste toi et moi.
Yardımcı boksör yok, TV yok, hiçbir şey yok?
rien?
Baksana, Al. TV yok.
Zut, pas de télé.
- Annesinde kablolu TV yok.
- Sa mère n'a pas la télé câblée.
Bilgisayar olduğundan beri, insan rahatlığı kalmadı klima yok, TV yok, fırınlanmış tako cipsleri ve peynir yok.
Et puisque c'est un ordinateur, cela veut dire aucun confort humain... pas de climatiseur, de TV, de chips taco au fromage à cuire au micro-ondes.
Telefon yok, TV yok, klima yok,..... doğanın güzel kokusuna tahammül edemiyorlar.
Pas de téléphone, de télé, pas de climatisation, pas de tolérance aux odeurs de la nature.
Pardon, demek istediğim bu evde hiç TV yok.
Non, je crains qu'il n'y en ait pas une seule dans la maison.
Telefon yok, TV yok, arkadaş yok.
Pas de téléphone, de télé, pas d'amis. Tu ne dois pas quitter cette maison.
Eğer oyuncaklarını toplamazsan, Bir haftalığına TV yok.
Si tu ne ranges pas, tu seras privée de télé. - La vache!
- Evet, öylesin, Ve TV yok.
Pas de télé!
Sen hala orada dikilip "TV yok." diyecektin.
"Pas de télé!"
Bundan sonra Disney Tv yok artık.
Il va y aller! Allez, les câlins!
TV cıngıllarından başka müziği yok... zavallı annesinin anlattığı hikayelerden başka tarih bilgisi yok... kendini eğlendirecek ya da daha çok tanımasını sağlayacak arkadaşı yok.
Il ne connaît que les musiques de pubs et l'histoire contée par une mère aux abois. Il n'a aucun ami avec qui s'amuser pour réguler son introspection.
TV yok.
- C'est très primitif.
Yeterince vaktim yok. TV izlemek daha kolay aptal kutusu olduğu düşünülse bile.
Regarder la TV est plus facile... bien que les programmes soient de la merde.
Senin, TV kanallarında iş kapabilecek bir yapın da yok.
Tu n'as pas le profil pour faire de la télé.
Televizyon izleyenlere yer yok.
Ni pour ceux qui regardent la TV publique!
TV yok.
Pas de télé.
Tv yok,
Écoute ça.
Tv'yi onarmakla ilgili bir planın yok mu?
Une petite minute, Kate. Cette bête vient directement de Melmac.
Kabullen artık, sen TV deki kız kadar dahi güzel olsan, ben yine seni yok sayardım... çünkü sen benim karımsın.
Regardons les choses en face. Même si tu étais aussi belle que la fille de la télé... je t'ignorerais quand même... parce que tu es ma femme.
Annesinin kablo TV'siyle ilgisi yok.
C'est pas le câble de sa mère.
İçki içmiyorsunuz ve TV'niz de yok.
Vous vivez sans boire et sans regarder la télé.
TV'de bir şey yok ama film kiralayabiliriz.
Il y a rien à la télé, mais on pourrait aller louer un film.
TV'de başka bir şey yok.
Il n'y a plus rien à la télé.
- TV seyredersem, yok. Tamam, dinle. TV seyredebilirsin.
tu peux regarder la télé mais tu te couches pas tard.
Siggy, onarılacak bir bütün eve sahibim, tüm sanatın asılması için, TV şovunda ne giyeceğim hakkında fikrim yok, ama nasıl suya dalmak gerektiğini sana öğretmek için her şeyi durdurdum.
Siggy, j'ai toute la maison à réparer, tous les tableaux à accrocher, je n'ai aucune idée de ce que je vais mettre pour l'émission de TV, mais j'ai tout arrêté pour t'apprendre à plonger.
Televizyondan izleyecektim ama artık bir televizyonum yok. Oğluna yatırmıştım.
J'allais le regarder à la TV, mais je l'ai perdue en pariant sur ton fils.
- İşte tamam. Bizim TV ile işimiz yok, var mı yoksa?
- On n'a pas besoin de la télé.
- Olsun TV ile işimiz yok ki.. - TV'mi, doğru ya..
- On n'a pas besoin de la télévision.
Gabbo'nun bu tür konuşmalarının ne Tv ne de dışarıda yeri yok.
Le langage ordurier de Gabbo n'a pas sa place à la télé ou ailleurs.
Annemin iş yeri TV'mizi içeriyorsa bunun için yapabileceğim bir şey yok.
Je n'y peux rien s'il y a une télé sur son lieu de travail.
Her zaman ki gibi yine bir bok yok televizyonda.
Toujours la même merde à la TV ce soir
TV için bunun önemi yok.
Aucune importance à la télé.
- TV'in yok mu?
Où est la télé?
Bunun TV'deki şov ile alakası yok!
C'est mieux en vrai!
Yok canım, Ben TV'ye çıkmadım hiç. - Ben spor yazarıyım.
Je connais rien â la télé, je suis chroniqueur.
TV olmadan, O evde yaşanmaya değer hiçbirşey yok.
Sans le câble, ma vie ne veut plus rien dire.
33 kanal değerinde, kablolu TV faturası yok.
Une image impeccable et 33 chaînes gratuites.
Kablolu TV faturası yok mu? "
33 chaînes gratuites? "
- TV yok. hepsi bu. - Evet.
T'as pas su faire mieux!
Onun suratını SCRATCH'ın TV programlarında hergün görüyoruz, ama kim olduğu hakkında bir bilgimiz yok.
on peut le voir tous les jours sur la chaîne de télé de la Scratch, mais on ne sait rien de lui.
Bizde Nintendo yok. Siyah beyaz TV'ye bağlı bir Atari var.
On n'a qu'un vieux truc branché sur la télé noir et blanc.
Rezaletti! Kablolu TV bile yok!
Ça craint trop, ils ont même pas le câble.
İSA TANRIDIR! Sadece 19.95 $! Unutmayın, bunlar TV'de yok!
Des scènes incroyables.
İSA TANRIDIR! Sadece 19.95 $! Unutmayın, bunlar TV'de yok!
19 $ 95 seulement.
Sadece 19.95 $! Unutmayın, bunlar TV'de yok! Sadece 19.95 $!
Jamais vous ne verrez ça à la télévision.
Unutmayın, bunlar TV'de yok! — Sahibi meçhul ihbar mı?
Un tuyau anonyme?
Hic bir sey yok Tv'de
Y a rien du tout.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]