English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ V ] / Vaktimiz yok

Vaktimiz yok Çeviri Fransızca

2,106 parallel translation
Biliyor musun? Şu yat klubünü de aradan çıkarmak için vaktimiz yok. - İptal etmemiz gerek.
On aura pas le temps d'aller au Yacht Club, on va devoir annuler.
Oyna benimle, çok vaktimiz yok.
J'ai trouvé que ça.
Bebek doğmadan önce yapılacak 9000 tane şey var. Buna ayıracak vaktimiz yok.
On a 9000 trucs à faire d'ici la naissance, on a pas le temps!
- Ve hiç vaktimiz yok.
Et on a pas le temps - -
Yapiyi tarayin, kaybolacak vaktimiz yok.
Scannez l'architecture - on a pas de temps à perdre à ça.
Buradan yüzeye çıkmak için yeterince vaktimiz yok Doktor!
Il nous reste peu de temps pour atteindre la surface.
Vaktimiz yok. Silah bulabilir misin?
Pas le temps.
Sash, Vaktimiz yok, daha ne toplantısı?
Sacha, on n'a pas le temps, quel rendez-vous?
Fazla vaktimiz yok gözyaşı dökmekle ve feryat etmekle zamanımızı harcamayalım, tamam mı?
Nous avons peu de temps, alors cessons ces pleurnicheries.
Karanlık Rahibeler dönmeden önce fazla vaktimiz yok.
Nous n'avons pas beaucoup de temps avant le retour des Sœurs de l'Obscurité.
Gidelim, fazla vaktimiz yok.
Allons-y. On n'a pas beaucoup de temps.
Fazla vaktimiz yok.
On a peu de temps.
Sadece gelecek derse kadar vaktimiz var. Tam bir baştan yarat çekimi yapmak için vaktimiz yok.
On a que jusqu'au prochain cours, trop court pour un relooking complet.
Burada 24 saat haber döngüsündeyiz Jack. Artık kuralın göre oynamaya vaktimiz yok.
C'est du 24 h / 24 ici, pas le temps pour la déontologie.
PEP, bunun için vaktimiz yok.
PLS, on n'a pas le temps pour ces bêtises.
- Vaktimiz yok Roger.
On n'a pas le temps.
Fazla vaktimiz yok.
Nous devons nous dépêcher.
Bunun için vaktimiz yok!
- On n'a pas le temps pour ça.
Bunun için vaktimiz yok.
On n'a pas de temps à perdre.
Nasıl, nerede, neden gibi sorularla harcayacak vaktimiz yok.
Et intello? Pas le temps pour les comment, où et pourquoi.
Kadını kazanmak için vaktimiz yok.
On n'a pas le temps pour ça.
- Yapma Walter. Vaktimiz yok.
- Allez, Walter, on n'a pas le temps pour ça.
Fazla vaktimiz yok, hemen çıkmalıyız.
On a peu de temps. Il faut sortir de là.
Fazla vaktimiz yok.
On a plus beaucoup de temps.
Bunun için vaktimiz yok beyler.
On a pas le temps pour ça.
Konuşacak çok şey var ama vaktimiz yok.
On a dit beaucoup de choses et il reste peu de temps.
- Vaktimiz yok
Tu ne reviendras pas à temps!
- Hayır buna vaktimiz yok
On n'a pas assez de temps!
Bunun için vaktimiz yok.
On n'a pas le temps pour ça.
- Peter, vaktimiz yok.
- On n'a pas le temps.
Andy, vaktimiz yok.
- Dix, neuf...
Buna vaktimiz yok.
On n'a pas le temps.
Korkmak için vaktimiz yok dostlarım.
Pas le temps d'avoir peur, mes amis.
Zor olduğunu biliyorum ama yanlış ümitlere vaktimiz yok.
Je sais que c'est dur. Mais nous n'avons pas le temps pour de faux espoirs.
Yapma Finn. Buna vaktimiz yok.
On a pas le temps.
3 saat arama izni almak için bekleyecek vaktimiz yok.
Je n'ai pas trois heures pour attendre un mandat.
Hazırlanmak için yeterince vaktimiz yok.
On n'a pas le temps de bien se préparer.
Baylar, buna vaktimiz yok.
- Du calme.
Ama buna vaktimiz yok.
Mais le temps presse.
- Düşünecek vaktimiz yok.
On n'a pas le temps de réfléchir.
Hayır, vaktimiz yok.
Non. Pas de temps à perdre.
Fazla vaktimiz yok.
Le temps presse.
Buna vaktimiz yok, eğer bu işi alırsan, birbirimizi daha yakından tanıyabiliriz.
On n'a pas le temps pour ça, mais si tu prends ce travail, on apprendra à se connaître. Et ça commence aujourd'hui.
Şu an bir operasyon timi hazırlamak için vaktimiz yok bu yüzden ikiniz oraya gidip Sabine'i kurtarmaya çalışacaksınız.
Les renforts n'arriveront pas à temps. Allez-y et procédez à l'extraction de Sabine. Et de Ben.
Onun gibi biriyle uğraşacak vaktimiz yok.
Nous n'avons pas le temps de nous occuper de lui.
Fazla vaktimiz yok.
On a pas beaucoup de temps.
Ama bunun için vaktimiz yok.
On n'a pas le temps pour ça.
J.D., o saçma fantezilerine ayıracak vaktimiz yok.
Pas le temps pour tes rêveries!
Vaktimiz yok.
On n'a pas le temps.
Rahatlamak için vaktimiz yok.
On n'a pas le temps d'être soulagés.
Bilirsin, çok fazla vaktimiz yok.
OK, je partirai en avance.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]