English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çalışkan

Çalışkan Çeviri Fransızca

857 parallel translation
Bizim çalışkan işçiler geldi.
Les hommes d'affaires sont là!
Hepiniz çalışkan, dürüst insanlarsınız.
Vous êtes des travailleurs, des hommes honnêtes.
Çok çalışkan ama iş bulamıyor.
Elle ne trouve pas de travail.
O iyi bir kız, çok çalışkan biri ve iyi bir satıcı, sen de çeneni kapat!
Je l'apprecie, c'est une bonne vendeuse. Taisez-vous!
- Sınıfın çalışkanı!
- Chouchou du prof!
Görmeme lüzum yok. Çalışkan insanı gözünden tanırım.
Pas besoin, j'ai du flair pour ça.
- Sorun mu var bayan? Bir ay önce evden kaçtı. - Çok çalışkan iyi insanlar.
Il s'est sauvé de chez ses parents il y a un mois.
Burada, Acitrezza'da bizler iyi ve çalışkan işçileriz.
Ici, à Acitrezza, nous sommes tous braves et travailleurs...
Cesur, çalışkan.
Il est courageux, il travaille dur.
Öyle içten, öyle ihtiyatlı, öyle çalışkan bir insansın ki!
Tu es tellement vrai, tellement entier, prudent et studieux.
Çalışkan bir yapımcıydı ve bunu kanıtlayacak ülseri vardı.
C ; était un bon producteur, la preuve, il avait un ulcère.
Nasıl küçük çalışkan arı uzatır parlak- - Dur!
C'est l'heure où le gentil mille-pattes sort butiner...
Kentten kente taşınıp göçen koca sirki kaba güçle kuran bir ordu vardır. Onlar ; Güçlü, çalışkan bin erkektir, iyi bakılmış bir makinanın çarkları gibi çalışırlar, tek bir amaçları vardır gösteriyi sürdürmek.
Une armée nourrie et logée, se déplaçant de ville en ville, composée d'hommes forts et travailleurs, formant une machine bien rodée n'ayant qu'un seul but :
Çalışkan, hırslı bir gaziye âşık olup beraber sade bir hayat kurmak için lüks yaşamını terk etmek isteyen genç bir kız.
Elle voulait quitter une demeure luxueuse pour vivre avec un ancien combattant travailleur.
İçki içmeyen, çalışkan, uçak motorları üzerine ustalaşmış iyi bir tamirci.
Sobre, travailleur, mécanicien d'avions.
Atilla'nın tehdidinden habersiz, alçakgönüllü ve çalışkan nüfusunun omuzlarında imparatorluk sarayının yükü var.
Sur sa population, inconsciente de la menace d'Attila, pèse le fardeau de la cour impériale.
- Güzel, çalışkan ellerin var.
De belles mains de travailleuse.
Ben çalışkan ve güzel Bersagliera için içiyorum.
Je bois à la fière et belle Fantassine!
Çalışkan bir öğrenci olduğuna eminim Eli.
Nous allons nous voir souvent, petit Eli.
Bud iyi ve çalışkan bir çocuktu.
C'était un brave gars qui bossait dur.
Sen çok çalışkan birisin.
Un travailleur.
Enfes bir kız ve çok çalışkan. Bir gece dışarı çıkmayı hakkediyor.
Elle mérite bien une soirée!
Yapacak işi olmayan bir adam için küçük, çalışkan bir arı kadar meşgulsün.
Pour un homme qui n'a rien à faire, tu es très occupé
Onlar düzgün çalışkan insanlar.
Ce sont des gens travailleurs.
Diğerlerinin aksine çalışkan bir öğrenci.
Elle est plus patiente que les jeunes de son âge.
"Çok çalışkan ve dürüst biridir."
" Il travaille dur et il est honnête.
Sizi memnun etmek için düzgün, dürüst ve çalışkan olacağım.
Et je vais être sérieux, honnête et travailleur pour vous satisfaire.
Şey öyle göze batan bir tip değildir. Çok çalışkan, iyi bir adam.
Il n'a pas un physique très remarquable, mais c'est un garçon intelligent et très gentil.
Benden önce çalışan babalar ve dedeler için ödeme yapıyorum. O çalışkan kuşaklar için.
Je paie pour les pères et les grands-pères qui ont travaillé avant moi, toutes ces générations laborieuses.
Ben çalışkan bir çocuktum. Dikkatli ol, bacağın...
Le parfait petit bûcheur, appliqué, méritant...
Çok çalışkan bir kadındı.
Elle ménageait pas sa peine.
Steve çok iyi bir adamdır. Zeki, çalışkan...
Steeve est un garçon très bien, intelligent, travailleur.
"Çalışkan, genç bir adam için birçok fırsat var."
Il y a du travail pour les gens courageux. "
Yerleşik, çalışkan vatandaşlar, toprak çiftçileri, dükkan sahipleri, şehirlerin kurucuları.
Des citoyens travailleurs et sérieux, des commerçants, des bâtisseurs de cités.
Dürüst ve çalışkan Amerikalılardan oluşan böyle bir meclisin sevgili ülkemizin Kongre'sine vekil olmak hakkını bir adamı öldürmüş olmasına dayandıran birini aday olarak göstermesi mümkün olabilir mi?
Est-il possible qu'un groupe aussi représentatif de l'Américain honnête et travailleur soutienne un candidat au Congrès de notre pays bien-aimé dont le seul titre est d'avoir tué un homme?
Raymond'ımız dış görünüşü normal, çalışkan, ağırbaşlı ve toplumun saygıdeğer bir üyesi olarak kalacak.
Notre Raymond restera un individu d'apparence normale, productif, sobre et respecté de la société.
Yargıç ne kadar çalışkan biri. Her zaman rapor yazıyor.
C'est pour vous dire... qu'il écrit de longs rapports.
Aman ne de çalışkan yapım ekibi.
Quelle production!
Bizler dürüst ve çalışkan insanlarız.
Nous sommes honnêtes.
Şimdiki öğrencilerimin hiç birisi senin kadar çalışkan değiller.
Aucun de mes élèves actuels n'est aussi assidu comme tu l'étais.
Şimdiki öğrencilerimin hiç birisi senin kadar çalışkan değiller.
Aucun de mes élèves actuels n'est aussi assidu que toi.
Tam bir çalışkan tipli.
Ce n'est qu'un bureaucrate.
Çok kibar gözüküyordu. Çalışkan ve... İşini bilen.
Elle avait l'air si comme il faut, si capable, si... pleine de ressources!
Bayan Cotton, gerçekten çok hoş biri. Çok terbiyeli, çalışkan ve büyümekte olan küçük bir kızı var.
Mme Cotton est une femme très bien qui travaille dur pour élever sa fille.
Burada dürüst ve çalışkan bir kız istemiyorlar. Bir hayvan terbiyecisine ihtiyaçları var.
C'est pas une honnête travailleuse qu'il faut ici, mais un gardien de zoo!
Ordunun çalışkan ve akıllı subaylara ihtiyacı var.
L'armée a besoin d'officiers intelligents et travailleurs.
En sonunda, majesteleri, bu odalara girmek gibi kıskanılacak bir ayrıcalığa erişmiş durumdayım.
J'ai enfin l'enviable privilège d'entrer en ce lieu.
Ben de çok çalışkan olduğunu söyledim.
J'ai dit : bien.
Onu ikna etmeye çalıştım ama dinlemedi. Seni kıskanıyor.
Il ne nous écoute même pas, il est fou de jalousie.
- Uslu ve çalışkan.
II a été sage et appliqué.
Çalışkan karıncalar, yumurtalarını korumak pahasına canlarını feda ederler.
La fourmi ouvrière donnerait sa vie plutôt que d'abandonner les œufs tu sais...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]