English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çalışıyor

Çalışıyor Çeviri Fransızca

31,900 parallel translation
Buzdolabı çalışıyor.
Les frigos fonctionne.
Oh, ben, aa... ordudan eski bir arkadaşım var Şu anda Federal Cezaevleri Merkezinde çalışıyor.
J'ai un vieux pote de l'armée qui bosse pour le bureau fédéral de la prison.
Haftada dört gün çocuklara annem bakıyor. Ben de bakımevinde çalışıyorum.
Maman garde les petits 4 fois par semaine, et je bosse à la maison de retraite.
Evet, Colt çiftliğimde çalışıyor.
Oui, Colt travaille dans mon ranch.
Çalışıyor.
Ça marche.
ABD ordusu böyle çalışıyor.
C'est comme ça que fonctionne l'Armée.
Etkilemeye çalışıyor.
De premier plan.
Tam olarak nasıl çalışıyor bu?
Ça marche comment exactement?
Bence Nick burada bir nevi sadece Nick'in yapabileği bir şeyi yapmaya çalışıyor.
Je pense que c'est ce que Nick essayait de dire. Sa manière de dire les choses est tellement belle.
Rüzgârla çalışıyor!
Alimenté par le vent!
Ev Cücesi ve Noel Baba için çalışıyor ve sürekli seni izliyor.
Il a appelé le gnome dans votre maison, et il travaille pour le Père Noël, en vous observant tout le temps.
Binlerce özgür kız geç saatlere kadar çalışıyor ve evde sakin bir hayat yaşıyor.
Des milliers de filles rentrent tard du travail.. ... et vivent chez leurs parents.
Amerika ve Vietnam birlikte çalışıyor olsalar da hala bölgesel seviyede bozulma var.
Même si les États-Unis et le Vietnam travaillent ensemble, il y a encore de la corruption au niveau local.
- Sevdiğin kişi, şirketimi almaya çalışıyor.
- Il veut ma boîte.
Silahlar ve kalkanlar çalışıyor.
Nos armes et boucliers sont actifs.
Alt ışık motorları ve FTL çalışıyor
Propulseurs classiques rétablis, je travaille sur la FTL.
Uzay istasyonunun data merkezi halen çalışıyor, bu yüzden bu gerçekliği ve kendilerinin diğer versiyonlarını... araştırmaya devam ediyorlar.
La base de données de la station est encore opérationnelle, ils compulsent cette réalité et cherchent leurs moi alternatifs.
Çalışıyor.
Ca a marché.
- Şu şey nasıl çalışıyor yahu?
Comment marche ce truc?
Şartlı tahliye memuruna göre, şu an Hızlı ve Kolay Oto Parlatma'da çalışıyor, Pearl City'de araba yıkama yeri
D'après son agent de probation, il travaille au Quick'N Easy Auto Shine, c'est une station de lavage à Pearl City.
Katil bize ne söylemeye çalışıyor?
Qu'est-ce que le tueur essaie de nous dire?
- Evet. Telsizleri çalışıyor.
Leurs communications fonctionnent.
- Sinemada mı çalışıyor muş?
Il travaille dans un cinéma?
- Bizi öldürmeye çalışıyor.
Elle essaye de nous tuer!
Darhk bir zaman yolcusuyla çalışıyor.
Darhk est avec un voyageur temporel.
Bizi oyuna getirmeye çalışıyor.
Il cherche à nous doubler.
O yüzden mi kendi ülkesini kurmaya çalışıyor?
Est-ce la raison pour laquelle il essaye de lancer son propre pays?
Ya yemek pişti ya da bu adam bizi aramaya çalışıyor.
- J'en sais rien. Soit notre bouffe est prête, soit ce mec essaie de nous appeler.
- Oliver onu vazgeçirmeye çalışıyor.
Bien, Oliver essaie de lui en parler.
Magenta tüm kontrolü ele almaya çalışıyor.
Magenta essaye de tout maitriser complètement.
Nasıl çalışıyor?
Comment ça marche?
- Müritleri bulmaya çalışıyor.
Elle essaye de trouver les acolytes, je dirais.
- Beni öldürmek zorundasın. - Ne yapmaya çalışıyor?
Tu dois me tuer.
Birleşmiş Milletlerdeki tüm üyeler.. bir cevap vermek için çalışıyor.
Presque tout les états membres des Nations Unies en discutent pour coordonner une réponse.
Yine de, Amertek gibi bir Fortune 500 şirketi CEO'su neden bir suç örgütü liderine silah satmaya çalışıyor?
Pourquoi le PDG d'une entreprise classé "Fortune 500" comme Amertek veut vendre des armes à un seigneur de guerre?
SCPD Sampson'un yerini saptamaya çalışıyor.
La police cherche à localiser Sampson.
Prometheus beni oltaya getirmeye çalışıyor.
Prometheus essaie de m'appâter.
İlk olarak en uzaktaki ve içeriye doğru çalışıyor.
La plus éloignée en premier, puis il se rapproche.
Söyle bakalım annesi de mi burada çalışıyor?
Dis-moi, est-ce que sa mère travaille ici aussi?
- Bu günlerde hastanede üç vardiya çalışıyor.
Ils le font travailler trois fois plus à l'hôpital dernièrement.
- Onunla birlikte çalışıyor.
Il travaille avec elle.
AK Desmond Grup'ta çalışıyor.
Elle travaille au AK Desmond Group. " Ak...
Bağlantım olan, bana yakın olan herkesin öldüğünü kanıtlamaya çalışıyor bana.
Il essaye de me prouver que tous ceux avec qui je... je... je rentre en contact, tous ceux proches de moi meurent, et il a raison.
Kendisi bir petrol araştırma şirketinde sonar teknisyeni olarak çalışıyor.
C'est un technicien pour une société d'exploitation pétrolière.
Görünüşe göre elemanımız Türkiye'de çalışıyor yani Kıtalararası bir işe sahipmiş, Fakat çok fazla devamsızlığı olduğu için işten kovulmuş.
Apparemment, il avait une mission professionnelle pour eux en Turquie, mais il a été renvoyé pour avoir manqué trop souvent le travail.
Uzun süredir dolandırıcılık yapıyor, bu tarz birçok işte çalışmış.
C'est une arnaqueuse de longue date qui a fait beaucoup d'escroqueries.
isimsiz, muhtemelen tehlikeli bir şahıs, çalışma alanımda bana leke atıyor, ve siz de beni açığa alıyorsunuz?
Un individu anonyme, potentiellement dangereux a choisi de lancer une campagne de diffamation à mon lieu de travail, et votre solution est de me suspendre?
Konudan saptırılmaya çalışılıyor.
En dehors de la portée de l'examen dierct.
Üzerinde çalışıyor.
Elle y travaille.
Tommy'le ABD Açık'a gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun? Tommy Maria Sharapova'ya artistlik yapmak istiyor diye sen helikopter indirmeye çalışmıştın sonra babam da o büyük yatırım anlaşmasını feshetmişti.
Tu te rappelles quand Tommy et moi étions allés à l'U.S. Open et tu as essayé de faire atterrir un hélicoptère sur les courts parce que Tommy voulait impressionner Maria Sharapova et avait fait rater ce gros contrat d'acquisition à papa?
Dedektiflerim gerçekten çalışıp, hayatlarını kazanmak için işlerini yapıyor olsalar diye dilerdim.
Que mes inspecteurs travaillent un peu dans la vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]