English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çalışıyorsun

Çalışıyorsun Çeviri Fransızca

16,091 parallel translation
CIA için mi çalışıyorsun?
vous travaillez pour la CIA?
Sen bana diss atmaya mı çalışıyorsun, babalık?
Tu me manques de respect, papi?
Şimdi bana çalışıyorsun.
Maintenant, tu travailles pour moi.
Pardon, nasıl oluyor da bizle çalışıyorsun sen?
Lâchez-moi. Comment ça travailler avec nous?
MACUSA'da çalışıyorsun demek.
Vous êtes du MACUSA?
Sen kitapçıda çalışıyorsun.
- Tu travailles dans une librairie.
Burada mı çalışıyorsun?
Tu travailles ici depuis longtemps?
Yani hâlâ ona mı çalışıyorsun?
Tu fais toujours des livraisons pour lui?
Çok fazla çalışıyorsun.
- Tu travailles trop fort.
- Bizi bölmeye mi çalışıyorsun?
Tu veux que nous nous déchirions?
- Parasource için mi çalışıyorsun?
Vous travailliez pour ParaSource.
En azından çalışıyorsun.
Et vous travaillez le moins.
Beni kendimden bahsettirmeye mi çalışıyorsun sen?
Essaies-tu de me faire parler de moi?
# Çalışıyorsun olmaya sert #
Ma force, tu en rêves
- Ne ispat etmeye çalışıyorsun Frank? - Sadece...
Tu veux prouver quoi, Frank?
Ne demeye çalışıyorsun?
Que veux-tu dire par là?
Arkadaşlarını bankaya getirmek için hikâye uydurduğun gibi şimdi de beni kandırmaya çalışıyorsun.
Tu as menti à tes acolytes, et à moi, maintenant.
1 yılı aşkın süredir makine gibi çalışıyorsun.
Tu es une machine depuis plus d'un an.
- Beni korkutmaya mı çalışıyorsun?
- Tu cherches à me faire peur?
Nereye varmaya çalışıyorsun? Ya dünyadaki bütün akıl hastalıklarını aynı anda geçirdi..... ya da hayatındaki bir şey veya biri onu korkutuyordu.
Soit elle a spontanément développé tous les troubles mentaux de la planète, soit quelque chose dans sa vie, ou quelqu'un, lui faisait peur.
Ne söylemeye çalışıyorsun, Tommy?
Et où tu veux en venir, Tommy?
- Ne demeye çalışıyorsun?
- De quoi parles-tu?
- Burada mı çalışıyorsun yoksa?
Quoi, tu travailles ici?
- Hangi katta çalışıyorsun?
Tu travailles sur quel bord?
- Çok çalışıyorsun ve sonra işlerin değer...
- On travaille dur et être reconnu...
Yani, ne için çalışıyorsun, canım, kalbinde?
Pourquoi ce combat est-il important pour toi?
Asla işe yaramayacağını mı söylemeye çalışıyorsun?
Et il n'y a jamais rien qui marche, c'est ça que tu essaies de me dire?
Ona böyle şeyleri izleterek nereye varmaya çalışıyorsun?
Pourquoi tu lui montres des trucs comme ça?
- Benimle pazarlık yapmaya mı çalışıyorsun?
Tu essaies de négocier?
Beni durdurmaya çalışıyorsun.
Vous essayez de m'arrêter...
Mycroft için mi çalışıyorsun?
Vous travaillez pour Mycroft?
Ne için intikam almaya çalışıyorsun?
Ces armes ne ramèneront pas ton fils!
Hala Senato Başkanıyım ve benim için çalışıyorsun!
Il est clair pour moi que vous n'avez plus rien à offrir!
Sana inanmadığım için benimle tartışmaya mı çalışıyorsun?
Tu n'es pas contente parce que je te crois?
Fakat daha sonra geri gelerek tekrar eve girmeye çalışıyorsun. Panikleyerek kaçtığın o yere.
Pourtant, vous êtes retourné à l'intérieur par effraction, alors que vous étiez affolé.
Ama sen şu an yeniden yargılanma yolunu açmaya çalışıyorsun.
On est face à une tentative d'annulation forcée.
Yoksa rüya takımını ayırmaya mı çalışıyorsun?
Ne séparez pas l'équipe de choc. Non.
Şehrin ortasında helikopteri düşürmeye çalışıyorsun, manyak mısın lan sen?
Tu veux que l'hélicoptère s'écrase en plein centre-ville! T'es complètement fou!
Oyun veya hileye başvurmadan doğrudan hassas noktaya çalışıyorsun demek!
Pas de jeux, pas de subterfuge, directement dans la jugulaire?
Nereye varmaya çalışıyorsun?
Vous voulez en venir où?
Hank bana ne yapmaya çalışıyorsun?
Hank, pourquoi ça?
- Gerçekten çok çalışıyorsun.
Tu travailles trop.
Burada, Bükreş'te mi çalışıyorsun Toni?
Vous travaillez à Bucarest?
Beni mahvetmeye mi çalışıyorsun?
Tu veux m'achever ou quoi?
Beni kandırmaya mı çalışıyorsun? - Hayır!
T'essaies de me duper?
Neden metronun aşağısı gibi önemsiz bir yerde çalıyorsun?
Pourquoi êtes-vous colporter dans le métro?
Günde 12 saat çalışıyor, eve moralin bozuk hâlde dönüyorsun. Sonra o sikik video oyunlarını oynayıp uyuya kalıyorsun.
Tu travailles 12 heures par jour, tu reviens déprimé, tu joues à des putains de jeux vidéo, et tu t'endors.
Evlenmeye çalışıyorum. Sen ne yapıyorsun?
Essayer de se marier.
- Genç adam biz de Gabby'yi çok fena seviyoruz ama yanlış kapıyı çalıyorsun.
- Jeune homme, On aime Gabby comme des fous, aussi, mais vous vous trompez.
Dört binada çalışıyorum Ve tüm parayı sen alıyorsun.
Je m'occuppe de quatre immeubles, et tout ça, ça va dans votre poche.
"Bay Kraker" "sen akıllı ve ben malın teki isem" "neden $ 5.000,000 bende ve sen neden bana çalışıyorsun?"
Il a dit : "Petit blanc, " si tu es si malin et que je suis un cr? tin,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]