English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çalışmalıyım

Çalışmalıyım Çeviri Fransızca

639 parallel translation
Elbette yemekler, partiler ve resepsiyonlar hazırlamak için çok hummalı çalışmalıyım. Ama bu konuda sana güveniyorum.
J'organiserai de grandes réceptions et je compte sur vous, Ruggles.
Ama bir bilim adamı olarak... bütün gücümü kullanıp onun yaşama dönmesi için... anormal işlevleri üzerinde çalışmalıyım..
Mais en tant que savant... je ferai tout mon possible pour le ramener à la vie consciente... pour que le monde puisse étudier ses fonctions anormales.
Seni durdurmaya çalışmalıyım.
Je dois essayer de vous arrêter...
Bunu unutmamalı ve kendimi kontrol etmeye çalışmalıyım.
Je dois garder ça en tête.
Herkesten önce çok sıkı çalışmalıyım.
Je dois toujours m'y mettre avant les autres.
Gemimi hazırlamak için çalışmalıyım.
Je dois préparer mon navire.
Ya nerede çalışmalıyım?
Où voulez-vous que je travaille?
Çok çalışmalıyım.
Je devrai travailler dur.
Ya gitmeliyim ya da onun için çalışmalıyım.
Je m'en vais. C'est ça ou travailler pour lui.
Ayrıca, planım üstünde çalışmalıyım.
Il faut que je prépare un plan.
İki yıl daha tezim için çalışmalıyım sonra dört yıl da laboratuar asistanlığı için,... ayrıca akrabalarıma ödemem gereken borçlarım da var.
Je dois encore étudier deux ans pour ma maîtrise. Puis quatre en tant qu'assistant de laboratoire. Je dois de l'argent à ma famille, qui paye mes études.
Ders çalışmalıyım. Tarihim zayıf.
Je suis très mauvaise en Histoire.
Bilemiyorum oldukça çok ama artık daha sıkı çalışmalıyım.
Je sais pas, mais beaucoup. Mais je vais devoir m'entraîner.
Bu konu üzerinde çalışmalıyım.
Il faut que je réfléchisse.
Aslında değil ama tek bir gecemiz var. Bu yüzden hızlı çalışmalıyım. Bu bir tür acil ameliyat.
Pas vraiment mais nous n'avons qu'une nuit... alors je dois m'activer, c'est un travail d'urgence.
Belki ertesi gün olur. Ders çalışmalıyım.
- Les révisions...
Burada kalıp, bombanın üzerinde çalışmalıyım.
Je dois rester ici et travailler à cette bombe.
Yönetim için bir rapor üzerinde çalışmalıyım.
Je dois travailler à un rapport pour la direction.
Aşağı inip çalışmalıyım.
Il faut que je m'y mette.
Hayır, çalışmalıyım.
- Non, j'ai du travail. Ah là là, t'es trop sérieuse.
Hastings'e geri dönüp çalışmalıyım, öyle mi?
Je devrais revenir chez Hastings?
Geç saate kadar çalışmalıyım.
J'ai du travail à terminer.
Fakat bende herkes gibi çalışmalıyım. Evet.
Moi aussi, il me faut du travail.
Evet gerekiyor ama sanırım burada kalıp şu aşırı utangaçlık problemini çözmeye çalışmalıyım.
Si, mais il vaut mieux que je reste ici pour essayer de résoudre ce probléme d'extrême timidité.
Her zamanki gibi, bunun düşmanlarca bilinip bilinmediğini öğrenmeli yada onlardan önce arşivlere ulaşmaya çalışmalıyım.
Comme toujours, nous devons savoir si tout ceci est déjà connu de nos ennemis... ou bien, c'est que je me suis débrouillé pour avoir les archives avant eux.
Pazarları boş olmak için diğer günler 17 ila 18 saat arasında çalışmalıyım.
Pour avoir mon dimanche libre, je travaille 17 ou 18 heures par jour le reste de la semaine.
Hatırlamaya çalışmalıyım.
Je dois essayer de me souvenir.
Ama gitmeden önce bir buçuk saat daha çalışmalıyım.
Mais je dois encore travailler pendant une heure et demie.
Gerekirse, Arnhem ve Nijmegen'dek köprülerin yıkılması için izin almaya çalışmalıyım.
J'insiste pour avoir la permission, si cela s'avère nécessaire, de faire sauter les ponts d'Arnhem et de Nimègue.
Daha işlerim bitmedi, ben de mesaiye kaldım! daha fazla çalışmalıyım!
Je n'ai pas fini le travail que son excellence m'a confié.
Eve gidip, biraz uyumaya çalışmalıyım.
Je devrais rentrer et essayer de dormir un peu.
Çalışmalıyım...
Je dois travailler.
Çalışmalıyız, dostlarım, çalışmalıyız.
Nous devons travailler, mes amis!
St. Dominic'i onun duygularını incitmeden düzeltmeye çalışmalıyım diye. Anladım.
Je vois.
... çalışmalıyız.
Oui, je m'en rends bien compte.
Ve Antonio'ya yardım etmek için çalışmalıyız.
On doit travailler pour aider Antonio!
Ait olduğum çiftlikte olmalıyım, ineklerle çalışmalı.
Je devrais être en train de garder mes vaches dans ma ferme.
- Bütün yaz yeni kitabım üstünde çalışmalıyım
Je travaille tout l'été sur un nouveau livre.
- Onu almaya çalışmalıyız, zamanımızı boşa harcıyoruz.
C'est peine perdue de lui demander. Elle me hait.
Ama bu kadar mı iyi çalışmalıyız?
Mais devons-nous travailler aussi bien?
Korkarım İngilizcesi üstünde biraz çalışmalıyız Henry.
On a du pain sur la planche avec son anglais. Regardez bien.
Anlattıkların çok korkunç. Tüm bunları unutmaya çalışmalısın.
Ce que vous m'avez raconté est incroyable, n'y pensez plus.
Evet. Peki, sanırım gemiye dönmeli ve Susan'ı bulmaya çalışmalıyız.
Oui, je pense que nous devrions rentrer au vaisseau et essayer de trouver Susan.
Bu yüzden sevgili meslektaşlarım, Fantomas'ın diğer değerli bilim adamlarının da geleceğini tehlikeye atmaması için var gücümüzle çalışmalıyız.
- Ah! merci! Et j'estime que nous devons certes faire tous nos efforts pour que Fantômas ne mette pas en péril d'autres savants à l'avenir.
Ama bu evden birlikte çıkmaya çalışmalıyız. Ben şimdi kapıları ve pencereleri çivileyeceğim, anladın mı?
Mais il faut nous protéger, je dois bloquer les fenetres et les portes.
Aguirre, zavallı iblislere yardım etmeye çalışmalıyız.
Essayons d'aider ces pauvres diables.
Kraliçeyle yatmaya çalışmalı mıyım?
Oserai-je coucher avec la reine?
O zaman onu engellemek için çalışmalı yada başka bir Yen Nan-fei olmalıyım
Je devrai l'éliminer par tous les moyens si je ne veux pas finir comme Yan Nan-Fei.
- Hayır. - Biraz daha çalışmalıyım.
J'ai encore du travail.
Savaş planım üstünde çalışmalıyız, hemen şimdi.
Il faut travailler mon plan d'attaque tout de suite. Demain.
Birbirimize yardım etmeye çalışmalıyız.
On ferait mieux de s'entraider.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]