English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çalıştırın

Çalıştırın Çeviri Fransızca

3,119 parallel translation
Klemple. Saati çalıştırın.
Lancez l'horloge.
Beyler, kontaklarınızı çalıştırın.
Les gars, c'est parti.
Kafanızı çalıştırın çocuklar.
Bon sang, réfléchissez un peu!
Çalıştırın motorları, sırtlayın bizi.
Enfourchez vos vélos et pédalez!
Alarmı çalıştırın! Torpido alev alev çünkü.
Sonnons l'alarme car Torpedo est en feu!
Ayak takımını orada toplayın. Sonra onları çalıştırın.
Nous y rassembleront la foule, et nous les ferons travailler.
Tuzağı çalıştırın.
Faites-le sauter.
Hani şu maymunların zamanda geri gittikleri ve takım elbise giyip işte çalıştıkları film sanırım.
C'est le film où les singes portent des costumes et travaillent.
Sanırım Vince'in söylemeye çalıştığı şey şu an senin için bebek yapmanın pek de sırası değil.
Vince essaie de te dire que ce n'est pas le bon moment pour avoir un bébé. Non.
Hayır, Vince'in söylemeye çalıştığı şey taş gibi vücudun olduğu ve 40 yaşına gelip de her yerin rüzgârda sallanmaya başlamadan önce bunun avantajını kullanman gerektiği.
Vince essaie de te dire que tu es bien roulée et que tu devrais en profiter avant tes 40 ans et d'avoir les seins qui pendent.
Sadece yangın alarmını çalıştırıyorsun ve kimse bakmıyorken jöleli kısma pipeti daldırıyorsun.
J'active l'alarme. Quand personne ne regarde, je plante une paille.
3 aydır üzerinde çalıştığın.
- Celle qu'on prépare depuis 3 mois.
Sistemi çalıştırmanın yolları her zaman vardır, Derek.
Il y a toujours un moyen de manipuler le système.
Bir yıldır kızını çalıştırmak için oraya gidiyorum.
Ça fait 1 an que je donne cours à leur fille.
Sadece konuşacak mıyız yoksa elektrikli iç çamaşırımı çalıştıracak mısın?
Tu es là pour parler, ou activer ma lingerie électrique?
Hayır, çalıştırmadın.
Vous mentez.
İçinde ne var? Durdurmaya çalıştığım bir saldırının planları.
Les plans d'une attaque que j'essaie d'empêcher.
Çalıştır arabayı, yoksa boğazını deşerim.
Démarre la voiture, ou je vais te déchirer la gorge...
Son birkaç haftadır kaldığı ve çalıştığı yeri de karakola bildirmemiş. Kahretsin.
Il n'a pas indiqué à l'entrepôt où il travaillait il y quelques semaines non plus.
Gizli baskınlarla devriyelerini kütüphaneye çekeceğiz, orada birimiz yangın alarmını çalıştırıp süper tesisat yeteneklerimle boya doldurduğum fıskiyeleri devreye sokacak ve binadaki herkesi boyaya bulayacak.
On utilise des attaques furtives pour les attirer à la bibli, où l'un de nous tirera l'alarme, ce qui activera les sprinkleurs, que j'aurai truqués avec mes talents de plombier pour arroser tout le bâtiment de peinture.
Shea'nın eskiden çalıştığı bir kaçak tarafından kız arkadaşı kaçırıldı. Fakat bize söylemedi.
La copine de Shea a été enlevée par la fugitive avec qui il bossait, mais il a rien dit.
Hayır, hayır, hayır, dikkati daha önce Derek'in üzerine çekmeye çalıştın.
Non, non, non, vous avez déjà essayé de nous vendre Dereck.
Bu, uğruna yıllardır çalıştığın fırsattır.
Vous avez travaillé dur pour réaliser votre rêve.
Tanya, su ısıtıcısını çalıştır.
Tanya, mets la bouilloire.
Biz beleşe çalıştık, tüm parayı EA kazandı. Dolandırılmayı hak ettiğimizi sanmıyorum ama beleşe çalışanlar üzerinden tonlarca para kazanmanın her zaman sorunlara neden olacağını düşünüyorum.
et ils ont tout récolté. mais s'enrichir sur le dos des démunis causera toujours des problèmes.
Ama şimdi bu harika insanların ve büyük Chicago bölgesinin güvenliğini sağlama zamanıdır. Yönetimin, atıkların güvenli bir biçimde kaldırılması ve Illinois dışına taşınması için hafta boyunca çalıştı.
Maintenant, il faut rassurer... les gens de la région du grand Chicago, que mon administration travaille depuis des semaines pour assurer le retrait et le déplacement des déchets en dehors de l'Illinois.
Ama senin için çalıştığının söylenmesi Bajirao Singham'ın sana olan ilgilsini arttırıyor.
Mais le fait qu'il travaille pour toi.. .. aidera Bajirao Singham à resserrer la corde autour de ton cou.
Üzerinde üç yıldır çalıştığım Araştırmamın içine ettin. Orada ne halt yiyorsun sen?
Que faisiez-vous?
O yatırımcıların başarısız olmam için çalıştıklarını gördün mü?
Avez-vous vu comment ces costumes attendaient de me voir échouer?
Adamlarını çalıştırıyor, onları sömürüyor, sonra da yoluna devam ediyor.
Elle utilise ses relations jusqu'au bout et elle passe à autre chose.
Sanırım bu bayan geçici işçilerimizden birisidir,... fakat burada çok fazla bayan çalıştırmayız.
Je suppose qu'elle pourrait être l'une des travailleuses occasionnelles, mais nous n'avons pas beaucoup de filles.
Wo Fat'ın anlaşmaya çalıştığı anlaşmanın bir parçasıdır belki.
Il fait peut-être affaire avec Wo Fat.
Ne zamandır teşkilatta çalıştığını sorsana. Ne zamandır görevdesin, Ed?
"Têtu" devient " dévoué.
Hayır efendim. Ancak birlikte çalıştığı Gizli Servis ajanı 7 dakika önce binaya girmek için kartını kullandı.
Non, mais l'agent des Services Secret qui travaille avec elle a utilisé sa clé pour entrer dans le bâtiment il y a 7 minutes.
Eğer fahişe demekle, biz burada otururken hayatını riske atan birini kast ediyorsan, evet, fahişe çalıştırıyoruz.
Si, par pute, vous voulez dire une femme qui risque sa vie... pendant qu'on en discute assis autour d'une table, alors oui.
İçişlerinin uzun soruşturması sonucu memur Kalakua'nın rozeti elinden alınmıştır ve kendisi ne Hawaii Five-0 birimi ne de Honolulu emniyet müdürlüğünün bir çalışanı değildir.
Après une longue enquête des Affaires internes, l'agent Kono Kalakaua a dû rendre son badge et ne fait plus partie du Five-0 ni de la police de Honolulu.
Eğer bu şekilde takıp çalıştırırsan patlatırsın.
Tu l'as mis dans le mauvais sens. et si tu l'avais allumé, ca aurait explosé.
Tamam dostum. Dinle. Marissa anket sonuçlarını inceliyor ve bu videoları web sitesine yüklemem için beni yarış atı gibi çalıştırıyor.
Écoute, les sondages sont en train de stresser Marissa, elle me conduit comme Seabiscuit pour finir ces vidéos pour le site web.
Mark'ın hep şu kitap kurdu dilbilim profesörlerinden olduğunu düşünürdüm şimdi de sen bana onun 20 yıldır CIA ile çalıştığını söylüyorsun.
J'ai toujours cru que Mark était un prof studieux, et vous me dites qu'il est à la CIA depuis 20 ans.
Söylemeye çalıştığım şey, kafanızı çalıştırın.
Ce que j'allais dire, c'est soyez intelligents.
Yani, en azından, nasıl çalıştığını bir başlangıçdır.
Je veux dire, au moins, c'est le début de comment ça fonctionne.
Hayır, ama nerede çalıştığını biliyorum.
Non, je l'ignore, mais je sais où il travaille...
Dedektif Reagan'a bağırıyordun ve o da sana ve Bayan Jackson'a bağırıyordu ve tüm bunlar kendisini silahlı birisinin öldürmeye çalıştığını bağıran bir adamın merdivenlerden koşarak inmesine kadar devam ediyor?
A crier sur l'inspecteur Reagan, et ce dernier sur Mrs Jackson, et tout ça alors qu'un homme descend les escalier en courant en criant qu'un autre homme avec une arme essaye de le tuer?
Sınır çizmeye çalıştım.
J'ai essayé de tracer une limite.
Sanırım demeye çalıştığın şey biz yerel kabile üyesi değiliz ve verdiğim örnek alakasızdı.
Tu insinues qu'on n'est pas des Iroquois, et que mon exemple n'est pas pertinent.
Muhtemelen ahırın birinde kardeşiyle o acayip alet üzerinde çalışırken sızıp kalmıştır.
Il est sans doute dans une grange en train de bricoler un truc avec son frère bizarre.
Belki de binadan başka biri vardı. Melanie'nin orada çalıştığı zamanlardaki kiracıları araştırın.
Voyons quels étaient les autres bureaux alors dans la tour.
Hayır, hayır, ama kesinlikle ne söylemeye çalıştığını anladım. Kesinlikle.
Je vois complètement ce que tu veux dire.
Kendinde yaratmaya çalıştığın hava için kullanışlıdır.
Pour la ridicule image que tu essaies de donner de toi.
Koçun bunu niye yaptığını biliyorum. Erkenden ayrılmaya çalıştığım için beni cezalandırıyor.
Il se venge parce que je veux devenir pro.
Şimdiye kadar çalışmaya başlamıştır diye düşünürsün değil mi?
Tu ne penses pas que nous fermons de temps en temps comme là, n'est ce pas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]