English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bekleyeceğim

Bekleyeceğim Çeviri Portekizce

2,652 parallel translation
Pekala arabada bekleyeceğim.
Quando vais voltar? Ok, espero-te no carro.
Oraya kendi kendine gitmen gerekiyor ben seni burada bekleyeceğim, tamam mı?
Preciso que vás sozinha. Espero por ti aqui, ok?
Hemen kapının arkasında bekleyeceğim. Sizi izliyor olacağım, Bay Langdon.
Vou esperar à porta, vigiando-o Sr. Langdon.
Her insan gibi, sahile geri dönüp sahil güvenliğin gelmesini bekleyeceğim. Bu lanet ormanda George Forest oynamaya niyetim yok.
Vou voltar para a praia e esperar a guarda costeira... como qualquer ser humano normal, em vez de brincar de George da Floresta!
Annemi evin orada bekleyeceğim.
Vou esperar a minha mãe no apartamento.
Seni bekleyeceğim.
Estarei à tua espera.
Tabii ki, telefonunuzu bekleyeceğim.
Sim, claro. Fico à espera.
Ben kumsalda bekleyeceğim.
- Eu fico à tua espera na praia.
Beni medeniyete geri götürmen için seni bekleyeceğim, tamam mı?
E ai eu vou querer que você me leve de volta para a civilização, certo?
Bayan Pebmarsh, sakıncası yoksa ön odada bekleyeceğim.
Sra. Pebmarsh, se puder ser, vou sentar-me na sala.
Gözetimde bekleyeceğim, çünkü delirmedim.
Porque não enlouqueci... ainda.
Hayır, burada bekleyeceğim.
Não, eu espero aqui.
- Burda bekleyeceğim.
- Eu espero aqui.
Bir düzüne boru ve bıçakla helikopter pistinde bekleyeceğim.
Eu vou lá para cima para a pista de aterragem do helicóptero com punhado de canos e facas.
- Onu yakalamak için burda böyle bekleyeceğim.
- Aqui, eu vou ficar assim para segurá-lo.
Beni aramazsa, gidip kapısının önünde bekleyeceğim.
Se não responder, planto-me em frente ao escritório dele.
Sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Mal posso esperar.
Burada arabada bekleyeceğim.
Eu fico aqui no carro.
Arabada bekleyeceğim.
Espero no carro.
Seni burada bekleyeceğim.
Eu fico à tua espera.
Seni bir hafta boyunca, her gün sabah güneşinde orada bekleyeceğim.
Esperarei lá por ti todas as manhãs, durante uma semana.
Bekleyeceğim.
Estarei à espera.
O günü hep bekleyeceğim.
Estarei esperando por esse dia.
Çıkana kadar bekleyeceğim.
Vou esperar aqui o tempo que for preciso.
Şaka yapmasınlar diye evi bekleyeceğim.
Tenho de vigiar a casa para o caso de alguém nos fazer uma partida.
Bu yüzden bu sene çatıda bekleyeceğim.
Então... é por isso que este ano vou fazer do telhado.
Ben burada olacağım. Seni bekleyeceğim.
Estarei aqui.
- Önerilerini bekleyeceğim.
- Aguardo as vossas sugestões.
Telefonun başında bekleyeceğim.
Ficarei à espera ao lado do telefone.
"Ne kadar sürerse sürsün seni bekleyeceğim."
"Vou esperar por ti o tempo que for necessário."
Burada bekleyeceğim.
Eu espero aqui.
- Bekleyeceğim.
- Entendido.
biliyorum. bekleyeceğim.
Eu sei... Vou esperar.
Bekleyeceğim.
Eu vou esperar.
Tabii ki bekleyeceğim.
Claro, que vou esperar.
Dışarıda bekleyeceğim.
Vou retirar-me.
Anahtarları versene, arabada bekleyeceğim.
Posso ter as chaves? Vou esperar no carro.
Bekleyeceğim.
Eu espero.
- Buraya gelmeni bekleyeceğim.
Eu espero até cá chegares.
Burada otobüsümü bekleyeceğim.
Vou esperar aqui pelo meu autocarro.
Ben de seninle bekleyeceğim.
Espero contigo.
Otobüs durağında bekleyeceğim.
Vou esperar lá fora, junto à paragem, durante as próximas...
Biraz bekleyeceğim.
Ficarei lá fora um bocado.
Onu bekleyeceğim, tamam.
Eu espero por ela.
Bu seviyede bekleyeceğim ben.
Se avançarmos, aumentaremos os riscos. Não sairei deste nível.
Üzgünüm, sanırım sizi arabada bekleyeceğim.
Desculpe, mas eu espero por si no carro.
İçeri girinceye kadar burada bekleyeceğim.
Fico até tu entrares.
Dışarıda bekleyeceğim.
Estou bem.
Bekleyeceğim.
- Eu espero.
Seni bekleyeceğim.
Eu espero.
orada bekleyecegim.
Espero lá por ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]