Ciddi Çeviri Portekizce
29,470 parallel translation
Ciddi misin?
- A sério?
Ciddi bir şey değil.
Nada de grave.
Ciddi bir şey değildi. Bunu duyduğuma sevindim.
Não foi grave.
Bu çok ciddi. - Evet.
- Isso é sério.
Kimliğini açığa çıkarmadan yapabileceği çok az şey var. Zaman harcıyoruz. Şu an ciddi misin?
Gostava de não falar da carreira do Trevor no futebol e concentrar-me nas notas.
- Ciddi misin? Demin mesaj attım.
- Acabámos de trocar mensagens.
- Ne kadar ciddi olduğumu göstereyim mi?
- Já te mostro como levo isto a sério.
Ve sana bunu söylerken hiç olmadığım kadar ciddi...
- E não podia falar mais a sério...
Ciddi bir şey olmasaydı bunu istiyor olmazdım.
Não lhe pedia ajuda se o assunto não fosse sério.
Beden ölürse terk ediyor. - Ciddi misin?
Se o corpo morre, ele liberta-se.
Yenilmezler, onlara ciddi olduğumuzu gösterin.
Avengers, mostrem-lhes que estamos a falar a sério.
- Ciddi misin?
- A sério?
Devyn, ciddi misin?
- Devyn, a sério?
Durum o kadar ciddi.
Só para verem o quão importante isto é.
Derek, onu cezalandırmak hakkında ciddi olduğunu söylemiştin.
Derek, disseste que falavas a sério em castigá-lo.
Kapılar ciddi kilitlere sahip.
As portas são controladas por uma séries de fechaduras.
- Ciddi bir durum. - Evet.
- Essa é tramada.
Angela Benton cinayetinde emek harcanmıştı. Jacob Appley yapmış gibi göstermek için ciddi bir emek vardı.
Quando a Angela Benton morreu, houve um esforço, diria até profissional, para dar a entender que fora o Jacob Appley.
- Evet, ciddi anlamda.
- O quê? Passaste-te?
Şimdi de ayda bir yaptığımız bir şey olan'Ciddi Sorular'.
E agora vamos para a parte mensal que fazemos chamada :
"Ciddi misiniz?" dedim.
Perguntei : "Está a falar a sério?"
Apollo 13 uzay aracı ciddi bir güç kaynağı arızası yaşadı.
A nave Apollo 13 teve uma avaria grave no fornecimento de energia.
Çünkü bu bir avukat meslektaşınıza yapılacak ciddi bir suçlama.
É uma grave alegação contra um colega advogado.
Daha önce ciddi bir ilişkin olmamış.
Nunca tiveste um relacionamento intenso antes.
Ama sistemin maliyeti ve şişkinliği ile ilgili endişelerini dile getiren bu insanlar yapılan zararı telafi etmeye gelince ciddi biçimde konuşmaktan imtina ediyorlar.
Mas as mesmas pessoas que, em geral, manifestam essa preocupação sobre os custos e a dimensão do sistema, muitas vezes não querem falar de forma séria sobre remediar o mal que foi feito.
Ciddi suçlar işlemiş mahkumlar, cezalarının en az % 85'ini çekecek.
Os criminosos violentos servem, pelo menos, 85 por cento da pena.
Oy veren nüfus azaldıkça, seçimlerdeki nüfuzumuz ciddi şekilde artıyor.
A nossa vantagem nas eleições aumenta à medida que os votantes baixam.
- Ciddi misin?
- Está a falar a sério?
Ortağına kötü davranabilmem konusunda ciddi miydin?
Tens a certeza acerca de picar o teu sócio?
Yardım etmek istemekte gerçekten ciddi miydin?
Foi sincero quando disse que queria ajudar-me?
- Ciddi misin?
Estás a gozar?
Bu çok ciddi bir aşk romanları koleksiyonu.
- É uma grande coleção de romances.
Az önce Mel ile konustum ve ciddi olarak AM'den Dexter Baines'i düsünüyorlarmis.
Falei com o Mel. Disse-me que estão a pensar seriamente no Dexter Baines.
Eğer bir adam 10 metreti 1.6 sn ya da daha az koşmazsa efektif bir koşucu olması ciddi olarak ihtimal dışında kalıyor.
Se um tipo não faz as 10 jardas em 1.6 segundos ou menos, as suas hipóteses de ser um edge rushers eficaz caem drasticamente.
Ciddi misin sen?
A sério?
Sanırım cesur hamlelere ihtiyacımız olacak çünkü Lucy Bauer'ın peşinde olduğu şey Coulson oldukça ciddi bir sorun olduğunu söylüyor.
E acho que vamos precisar de mais jogadas arriscadas, porque, aparentemente, aquela coisa que a Lucy Bauer anda à procura, é muito perigosa, de acordo com o Coulson.
Ciddi misin?
Juras?
Ciddi misin sen?
Juras, mesmo?
Paris Anlaşması tarihi bir anlaşma oldu. Sadece bizi varmamız gereken yere götüreceği için değil, aynı zamanda ilk defa bütün ülkeleri kenetleyerek belirli adımlar ve hedeflere götürmesi bakımından da. Sonunda bu sorunla ciddi bir şekilde ilgilenmemize yarayacak bir temel yarattı.
O Acorde de Paris acabou por ser um acordo histórico, não porque nos levará até onde devemos estar, mas porque, pela primeira vez, ao obrigar todos países a criar passos e atingir metas verificáveis, cria a arquitetura que nos permite enfrentar o problema de forma séria.
Hepimizin ortak yuvası ciddi şekilde harap oldu.
" Há uma grande deterioração da nossa casa comum.
Ciddi ağırlık taşıyabilen bir aracı da olmalı.
Também precisou de um veículo capaz de suportar o peso.
Ciddi çürüme var, ama bölgedeki kayıpların DNA ya da diş kayıtları ile karşılaştırıp teşhis edebiliriz.
Ela aparenta uma forte decomposição, mas talvez possamos identificá-la pelo ADN, ou pelos registos dentários de mulheres desaparecidas na zona.
Niye benimleyken bu kadar ciddi ve düzgün duruyorsun?
Porquê? Porque estás a agir toda certinha comigo?
Sıhhi tesisat sistemleri, çok sağ ol. - Tanrım, ciddi misin?
Sistemas de canalização, muito obrigado.
Sen ciddi misin?
- A sério?
Sen ciddi misin?
Os agentes MacLaren e Boyd não podem conversar?
Yaranın ne kadar ciddi olduğunu anlamıyorsun galiba.
Deixe de se preocupar comigo e ajude o Luca.
Ciddi misin?
A sério?
Artık ciddi, millet.
Agora, é a sério, pessoal.
Ciddi olamazsınız.
Estás a brincar?
Ciddi misin? Besten gitmedigin için üzgünüm.
Desculpa não teres sido o quinto.
ciddi misin 751
ciddiyim 1107
ciddi misin sen 46
ciddi mi 132
ciddiyim ben 26
ciddi değilsin 32
ciddi ol 66
ciddisin 16
ciddi misiniz 112
ciddiydim 20
ciddiyim 1107
ciddi misin sen 46
ciddi mi 132
ciddiyim ben 26
ciddi değilsin 32
ciddi ol 66
ciddisin 16
ciddi misiniz 112
ciddiydim 20