English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Ellerim

Ellerim Çeviri Portekizce

1,428 parallel translation
- Ellerim bağlı.
- Tenho as mãos atadas.
Seni gördüğüme sevindim Kusura bakma ellerim yağIı..
- Desculpe, tenho gordura nas mãos.
Ellerim bu tür kana bulaşmadı.
Eu não tenho tal sangue nas minhas mãos! Ele!
- Ellerim çok kaba.
- São deselegantes.
Hala ellerim varmış gibi hissediyorum.
Eu ainda sinto as minhas mãos.
Ellerim titriyor.
As minhas mãos estão a tremer.
Gözlerim kapalı, ellerim de bağlı. Bir çocuk bana yardım etmeyi kabul etti. Bir daha arayabileceğimi de sanmıyorum.
Estou vendado e de braços amarrados, mas houve um rapaz que me ajudou, e não há hipóteses de eu conseguir outra chamada, por isso pensei perguntar se...
Bak ellerim yapış, yapış, oldu!
- Dedo de Bacalhau!
Ellerim... ellerim.
As minhas mãos... As minhas mãos.
Eğer kendi savunmamı yapamazsam, ellerim ta arkadan bağlanır.
Se não posso falar pela minha defesa, fico de mãos atadas atrás das costas.
Ta Çin'de kalır ellerim.
Fico com as mãos atadas até à China.
Yakında sesim kısılacak ellerim sızlamaya başlayacak.
Minha voz vai tremer e minhas mãos vão doer.
Şu an ellerim niye kelepçeli ki?
Porque me algemaram?
Ellerim müsait değil tamam mı?
Não vês que tenho as mãos presas?
Üzgünüm, ellerim kirliydi.
Desculpa, as minhas mãos estão sujas.
Benimde ellerim kanlı, ne olmuş?
Tenho as mãos manchadas de sangue,... como é isso?
Shabbo, bana ordan limon suyu ver, ellerim yapış yapış olmaya başladı
Shabbo, dá-me um pouco de limão, as minhas mãos tornaram-se pegajosas
Ama benim ellerim bu bebeklerle dolu. - Arıları var!
Mas ando ocupado com estas meninas.
Hemen! Ellerim havada!
Estão em cima.
Ellerim su topladı. Dişlek kunduzlar derede dört dönüyordu. Komik bir şey varmış gibi kuyruklarını suya vuruyorlardı.
Com as mãos empoladas, com castores dentuças a rodopiarem pelo riacho, a bater com as caudas na água como se fôssemos animadores contratados.
Sen Shane olmalısın. Ellerim ıslak.
Deves ser a Shane.
- Ellerim titremi...
- As mãos não me...
Ellerim.
As minhas mãos.
Yani, benim ellerim...
As minhas mãos estão...
Benim ellerim pis.
Estão estragadas.
- Ellerim bu öteki işle dolu.
Eu já estou bem ocupado com outra coisa.
Ellerim dehşet görünüyor.
As minhas mãos são lindas.
Ellerim ve kollarım uyuştu.
Mãos e braços dormentes.
Ellerim bağlıydı, Sayın Başkan departmanımın önü kesilmişti.
Fiquei de mãos atadas, Sr. Mayor. O meu departamento, frustrado.
Ellerim var.
Olha para as mãos!
Ellerim tişörtünün altındaydı, demek istediğimi anladın mı?
Era mais debaixo da blusa dela do que das bancadas, entendes?
Buradan ellerim boş ayrılacak değilim!
E não sairei daqui de mãos a abanar!
Zavallı ellerim son zamanlarda çok acı çektiler.
As minhas pobres mãos tem sofrido tanto ultimamente.
Ellerim yıllardır içki şişesine dokunmadı.
Há anos que não toco numa garrafa.
- Haydi. - Benim ellerim daha büyük.
Minhas mãos são maiores que as da Meredith.
- Ellerim daha büyük demiştim.
- Eu disse que minhas mãos eram maiores.
Ellerim tutmuyor.
Minhas mãos não funcionam.
Ama ellerim arkadan bağlıyken bunu nasıl yapabilirim?
Mas como posso eu saudar-te quando tenho as mãos atadas atrás das costas?
anlaşıldı! fakat ellerim olmadan, onlara telefonu nasıl vereceğim?
Mas o teu telefone está nas tuas mãos, como o posso dar?
Ellerim terli.
Estou a suar das mãos.
Çok imza dağıttım, ellerim uyuşmuş.
Já assinei tantos autógrafos, que a minha mão está dormente.
Bunlar benim ellerim ve kan içindeler.
Aqui estas minhas mãos estão cobertas de sangue.
Ellerim silahlarımdan birine kayıyor ve kucağıma koyup horozu kaldırıyorum.
A minha mão, com vida própria, põe uma pistola no meu colo e engatilha-a.
Uyuşturucudan yırtacağımı biliyordum, ellerim hep temizdir. Ya cinayete teşebbüs ve evvelki iki mahkumiyetten şartlı tahliye?
Todo meu futuro estava em jogo... e estava tudo nas mãos... deste negro louco...
Tom şuna bakar mısın, ellerim ıslak.
Tom, atende, tenho as mãos molhadas.
Bundan böyle ellerim çavuşu tokatlayacaktı. Fener, bir ay ışığı ;
Agora as minhas mãos eram "esfola pichas".
Bak, ellerim bağlı olmasa, her şey daha farklı olurdu.
Tenho as mãos amarradas senão faria toda a diferença.
Ellerim titriyor.
Minhas mãos estão tremendo.
Ellerim de çok yağlı!
Trabalho para o Sir Leonard Hutton, o grande jogador de cricket de Yorkshire...
Ellerim donmaya başladı.
Tenho as mãos dormentes.
Ellerim dolu.
Estou com as mãos ocupadas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]