English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / En iyi

En iyi Çeviri Portekizce

44,598 parallel translation
Zorla ayrı düşürülen en iyi süper domuz ve sevimli çiftçi kız bizim sahnemizde tekrar bir araya getiriliyor.
O melhor superporco e a agricultora adorável, forçados a separarem-se e, de algum modo, reunidos no nosso palco.
Yeryüzündeki en iyi süper domuzla?
O melhor superporco à face da terra?
- En iyi süper domuz da dâhil mi?
GRAXA - Até o melhor superporco?
Bu da bizim en iyi süper domuzumuz.
E aquele é o nosso melhor superporco.
- Çünkü sen buradaki en iyi, en dürüst, en zeki en tatlı, en ağır ve en olgun insansın.
Por que tu és a melhor, mais honesta, esperta, fofinha, pesada, pessoa mais velha daqui.
Dürüst gerçekliğin en iyi politika olduğunu mu düşünüyorsun?
Acha mesmo que a verdade... honestidade... é o melhor?
Dougie, ne cüretle en iyi temsilcime yalancı dersin?
Dougie, onde é que arranjaste tomates para chamar mentiroso ao meu melhor agente?
İşte Miriam, tüm zamanların en iyi turta müşterilerinden biri olunca böyle.
Bom, Miriam, parece que tu és uma das melhores clientes das nossas tartes.
Bu gece için hayatımın en iyi planını yaptım!
Esta noite, será o meu melhor plano de sempre.
Gelmiş geçmiş en iyi açılış cümlesi.
Melhor início de título de sempre.
Dünyanın en iyi ekibi!
A melhor equipa de sempre!
Babamla ikimiz dövüşürken onlara en iyi esprilerimi patlattım.
Quando eu e o pai estávamos a lutar, disse as minhas melhores frases.
Yapılacak en iyi şey, doktorlardan tam bir rapor alana dek beklemek, sonra ne yapacağımızı düşünebiliriz.
O melhor é esperarmos pelo relatório completo dos médicos e depois pensamos no passo seguinte.
Senin için en iyi tavsiyeyi vermek isterim.
Quero poder dar-te a melhor recomendação.
Rıhtımla en iyi adamlarım ilgileniyor.
Tenho os melhores a tratarem do cais.
Espri anlayışın her zaman en iyi özelliğin olmuştur ama yapma.
O teu sentido de humor sempre foi o teu melhor atributo, mas vá lá.
En iyi ihtimalle delidir, en kötüsü ise sahtekâr.
Na melhor das hipóteses, é louco. Na pior, é um vigarista.
Seni, Heather'ı ve en iyi arkadaşımı kaybetmenin acısı hâlâ içimdeydi.
Ainda não ultrapassara a perda do meu melhor amigo, de ti e da Heather.
O halde normal, seçilecek en iyi yol değil.
Então o habitual não é o melhor rumo.
Bu yüzden en iyi yaptığımız şeyi yapıp günü kurtaralım.
Façamos o que fazemos melhor e salvemos o dia.
Sanırım doğru ve yanlışı şirket için en iyi olanla karıştırıyorsun.
Acho que pode estar a deixar o certo e o errado interferir no que é melhor para a empresa.
Dinle en iyi iş adamı olmadığımı biliyorum. Babam gibi bir CEO olacağımı da sanmam.
Ouve, sei que não sou o melhor empresário e acho que não serei o diretor que o meu pai foi.
En iyi dövüşçüleri bana karşı gelecek.
Os melhores lutadores deles contra mim.
El'in en iyi genelev işletmecisi falan mı?
Ela gere o melhor bordel da Mão?
Sen artık iş adamısın ve şunu bil ki sana sunabileceğimiz en iyi teklif bu.
Agora, é um empresário e esta é a melhor proposta que receberá.
Benim sadece en iyi yanlarımı alacak, bozuk taraflarımı değil.
Ele só terá o melhor de mim, não as partes más.
Tüm zamanların en iyi single malt viskisi.
Deve ser o melhor uísque de malte de sempre.
New York'taki en iyi pizzadır.
É a melhor de Nova Iorque.
Dikkatli olmazsan bununla başa çıkmanın bir yolunu bulmazsan hayatta en iyi yaptığın şey yok etmek olacak.
E se não tiveres cuidado, se não arranjares uma forma de lidares com isso, só servirás mesmo para destruir.
Evet, ama K'un-Lun'ın en iyi iki savaşçısıyla boy ölçüşemez.
Sim, mas não ao nível dos dois melhores guerreiros de K'un-Lun.
- Bu pislik mi en iyi dostundu?
- Este idiota era o teu melhor amigo?
Elimizdeki delillerle en iyi ihtimalle bir anlaşma koparabiliriz.
Perante as provas, o melhor que consigo é tentar um acordo.
Profesör Chen'imiz ülkemizdeki en iyi arkeologtur.
O nosso professor Chen é o melhor arqueólogo do nosso país. Então em relação a esta exploração.
Kendisi en iyi arkadaşımın oğludur.
Ele é o filho do meu bom amigo.
Yarın elmas için en iyi teklifi yapmana ihtiyacım var.
Amanhã você deve ganhar a oferta do diamante para mim.
En iyi arkeologsun.
Você é o melhor arqueólogo.
Yalan söylediğini kabul etmek gerçeği bulmanın en iyi yoludur.
Reconhecer uma mentira pode ser o melhor caminho para a verdade.
Sizinle en iyi nasıl iş birliği yapabileceklerini anlatacağım.
Quero explicar-lhes como podem colaborar com o vosso caso.
"Kızım dünyada ki en iyi şirkette çalışıyor ve tam diş bakımı hizmeti alıyor!"
"A minha filha trabalha para a melhor empresa do planeta! E tem seguro dentário!"
Şimdi... sıra en iyi kısımda.
Agora... Agora a melhor parte.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama en iyi yolun bu olduğuna emin misiniz?
Senhor, com todo o respeito, de certeza que esta é a melhor opção? Porque não corrigimos o problema?
En iyi odalarımızdan birisi.
Um dos nossos melhores quartos.
En iyi bıçaklar.
A mais requintada cutelaria.
Başıma gelen en iyi şeydi.
O melhor que já me aconteceu.
- En iyi işimsin.
- É o meu melhor trabalho. - Isso é tão...
Onu En İyi Süper Domuz Festivali'ne davet edeceksin ve...
Vais convidá-la para o Festival do Melhor Superporco e...
EN İYİ SÜPER DOMUZ YARIŞMASI
COMPETIÇÃO DO MELHOR SUPERPORCO
EN İYİ SÜPER DOMUZ
MELHOR SUPERPORCO
EN İYİ ARKADAŞ
MELHOR AMIGO
EN İYİ ARKADAŞ
MELHORES AMIGOS
En azından iyi bir resmini kullanmışlar.
Pelo menos, estás giro na foto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]