English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Karar senin

Karar senin Çeviri Portekizce

2,039 parallel translation
Karar senin. - Emily haklı olabilir.
- Talvez a Emily tenha razão.
Karar senin, Alex.
A decisão é tua, Alex.
Karar senin, Mike. Planları al ve çık oradan Sam.
- Apanha os papéis e saia daí.
Bu listedeki insanlar, seni yaktılar. Bu yüzden karar senin.
As pessoas desta lista queimaram-te, por isso és tu que decides.
Karar senin.
A escolha é sua.
Karar senin.
Obviamente, a decisão é sua.
Karar senin.
Você decide.
Tek başına takıIırsan belki daha şanslı olursun, karar senin.
É possível que tenhas melhor sorte se fores sozinho, por isso... Decide tu.
Bu karar senin ve benim aramda kalacak.
Esta decisão ficará entre nós.
Karar senin amirim.
A decisão é tua.
- Karar senin. - Hayır.
- A senhora decide.
Karar senin, dostum.
A escolha é tua amigão.
1206, girecekseniz hattın boş olduğu doğrulandı. Karar senin Frank.
Se puder chegar à linha de reparação confirmo que está disponível.
Karar senin.
Você é que decide.
Belki senin hakkında acele karar verdim Lois Lane.
Talvez eu te tenha julgado precipitadamente, Lois Lane.
Bu senin kararın.
A decisão é tua.
Artık senin kenara çekilmenin ve Khonani'nin 11 : 30 vardiyasını almasının vaktinin geldiğine karar verdim.
Decidi que está na altura de te afastares e o Khonani vai substituir-te às 11 : 30.
Eğer hem tenis oynayıp hem benimle olabileceğini düşünüyorsan, bu senin kararın.
Se tu achas que podes jogar ténis e ficar comigo, então a decisão é tua.
Dinle, senin teklifini düşündüm, ve karar verdim...
Estava a pensar na tua oferta. E decidi que... Bom...
Senin kararırın, Lil.
A escolha é tua.
Kararın ne olursa olsun, senin arkanda olacağız.
Nós apoiamos-te no que decidires.
Ben senin için bu tür bir kararı verecek son kişiyim.
Sou a pessoa menos habilitada a decidir isso por ti.
Ve hesap bilgilerini alıp, senin paranla kendisine yardım etmeye karar verdi.
E usou as suas informações bancárias para ficar com o dinheiro.
Bu listedekiler, senin yakılmandan sorumlu. Buna karar verme hakkı, yalnızca senin.
As pessoas nessa lista queimaram-te, a decisão é tua.
Bu kararı sen mi verdin yoksa öldürme bağımlılığın senin adına mı verdi?
Realmente tomaste essa decisão ou foi o teu vício em matar que a tomou por ti?
ÖImesi gerektiğine senin karar vermene izin verdim.
Mas eu não o fiz. Deixei-o decidir que ela devia morrer.
Az önce senin kararına güvenmeliydim.
Eu deveria ter confiado no seu julgamento anterior.
Lily senin dublörünü gördüğümüz zaman bebek yapma çalışmalarına başlayacağımız kararı almıştı.
A Lily decidiu que assim que víssemos o teu sósia, começávamos a tentar ter filhos.
O kısmı atladım, tek nedeni de senin şu uyuz "bırak evren karar versin" muhabbetin.
Por omissão e só porque esta coisa toda de "deixar o universo decidir" é de loucos, Lily.
- Senin aklına kendi adıma bu kararı verebilecek kapasitede olduğum geldi mi? "Öldürmeye meyilli bir kaçık". Tanrım, tam bir emo'sun.
Homicida louca, Deus, és muito emo.
- Üzgünüm, Bay Chance, ama bu senin kararın değil.
Lamento, Sr. Chance, mas a decisão não é sua.
Senin kararın.
A escolha é tua.
Hayır Percy. Senin kararın.
Não, Percy, é tua.
Buna karar verme hakkı, yalnızca senin.
- A decisão é tua.
Senin ortadan kaldırılıp kaldırılmayacağına da ben karar veririm.
Sou eu que decido se tu deves ser eliminado ou não.
senin için en iyi olana kim karar verebilir ki?
Quem está mais apto para decidir o melhor para ti?
Senin adına bu kararı veremem, Roy.
Não posso decidir isso por ti, Roy.
Baksana Warren senin veya karının, oyuncularımla nasıl ilgileneceğime karar vereceği gün Debra'nın tükürdüğünü yalayacağı gündür.
Ei, Warren. O dia em que eu deixe tu ou a tua esposa dizerem-me como devo lidar com os meus jogadores, É o dia em que a Debra engolir.
Bu senin kararın mıydı?
A decisão foi tua?
Dinle insanlara tavsiye vermek konusunda çok iyi değilimdir özellikle de kendi mutluluğuma gölge düşürebilecek durumlarda ama belki de, senin için doğru bir karar olduğuma kanaat getirene dek biraz beklemelisin.
Olha... Não sou muito bom a dar conselhos, especialmente, quando isso vai contra a minha felicidade, mas talvez devesses parar e pensar se estás a tomar uma boa decisão em relação a mim.
Senin, bir gün uyanıp ağzına bir tüy fırça almaya karar verdiğine inanmamı mı bekliyorsun?
- Espera que eu acredite que acordou um dia e decidiu colocar um espanador de penas na boca?
Bu genç kızın Amerikan vatandaşı olduğunun farkındayım ve onu tehlikeye atmayı arzulamıyorum. Ama bu noktada herhangi bir şey yaparsak Walker'ın operasyonunu tehlikeye atmış oluruz. Bu senin kararın değil, Arthur.
Tenho perfeita noção que esta senhora é uma cidadã americana e não quero pô-la em perigo, mas o que quer que façamos a este ponto vai pôr em risco a operação da Walker.
Sosisimin çöreğini dolduruyor olması, gün içinde hangi cipsi yiyeceğime senin karar vereceğin anlamına gelmez.
Lá por a minha salsicha complemente o teu pão, não significa que possas decidir o sabor das batatas que eu mastigo durante o dia.
senin karar vermiş olman biraz garip. hem de bana söylemeden.
- A Amelia trabalha aqui agora.
Senin yedek kalecin olmaya karar verdim.
Eu decidi ser o teu reserva.
Ne yani şimdi bütün gezegen senin kararının kurbanı mı olacak?
E então? Todo o planeta está sujeito ao teu julgamento?
Bunu yapıp yapmama kararı senin olabilir, ama bunun ne kadar ileri gideceğinin kararı kesinlikle benim elimde.
- A decisão para fazer isto pode ser tua, mas o limite a que se pode levar é sem dúvida meu.
Küçük bir sınav yapıp beni işe alabileceğini ama bunun senin kararın olduğunu söyledi.
Fez-me um teste e disse que me contratava, mas tu é que decidias.
bu senin profesyonel kararın mı, sheldon?
É o teu julgamento profissional?
Bütün hayatın senin adına önceden planlanmış gibidir ve hiçbir şeyin kontrolü sende değildir üstelik bazen, alın yazının senin adına karar verdiği şeyin..... en hayırlısı olup olmadığını bilemezsin bile.
Como se sua vida tivesse sido planejada, e você não tem controle sobre nada. Às vezes, nem sabe se o destino decidiu o melhor.
Bak, senin için ufak bir parti vermeye karar verdik.
Decidimos que queremos fazer-te uma espécie de festa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]