Nereye böyle Çeviri Portekizce
463 parallel translation
- Bu acelen nereye böyle?
- Onde vais com essa pressa?
Nereye böyle?
Aonde vai?
Nereye böyle?
Onde vais?
Nereye böyle, Doktor?
Onde vai, Doc?
Nereye böyle?
Onde vai?
Nereye böyle?
- Bem.
Accattone, nereye böyle?
Accatto, onde vais?
Nereye böyle, teğmen?
E onde vai, Tenente?
- Nereye böyle?
Aonde vais? - Depois volto.
Bir dakika evlat, nereye böyle?
Ei, espere um minuto, menino, onde vais?
Nereye böyle Bayan Anderson?
Aonde vai Sra. Anderson?
- Nereye böyle?
- Aonde vais?
- Nereye böyle?
- Aonde vai?
Nereye böyle? - Gidin başımdan. - Hey, hey.
Onde vais?
Nereye böyle?
O que estás a fazer?
Hayırdır, nereye böyle?
- Onde pensam que vão?
Nereye böyle, Bay Kulüp sahibi?
- Para onde vais, dono de discoteca?
Hemen nereye böyle?
Mais devagar.
- Siz çocuklar nereye böyle? - Kim soruyor?
- Onde o seu pessoal está indo?
- Nereye böyle?
- Onde é que vais?
Yolunuz nereye böyle?
- Niele...
Nereye böyle hep beraber?
Olá, Kusakabes. Onde vão?
Bu sabah nereye böyle Bayan Werthan?
Onde vai esta manhã, Miss Werthan.
- Nereye gidiyorsun böyle?
Boa noite. - Para onde vai a correr?
Böyle bağırmayı kes ve nereye gidiyorsun oraya bak.
Deixe de uivar e olhe por onde vai!
Nereye gidersek gidelim hep böyle oturup bekleyeceğiz... Onu bekleyeceğiz.
Onde quer que formos... estaremos sentados assim... esperando-o... a ele.
- Nereye böyle?
Aonde vai?
Nereye gidiyorsun böyle?
O que estás a fazer?
- Geronimoyu nereye götürüyorlar böyle?
Onde Taza leva o Geronimo? A uma hora a pé a partir daqui.
Böyle nereye gidiyorsun? Birlikte gidelim mi bebek?
Vens na nossa direcção, querida?
Hey, bunlar bizi nereye getirdiler böyle?
Voem, com o novo ano, antigos versos itálicos!
İşte böyle... bununla nereye gidiyorsun?
E ainda por cima... Onde vais com isso?
- Böyle dayanamıyorken nereye gidiyor?
Se enjoa por que viaja? Sei lá.
Demek istiyor ki, arabasını nereye park ettiğini unutmuş olduğu böyle bir zamanda.
Ele quer dizer, numa altura em que se esqueceu onde pôs o carro.
Yolculuk nereye böyle?
- Para onde vão?
- Nereye gidiyorsun böyle?
Estava a perguntar-me onde vais?
Böyle süslenmiş nereye gidiyorsun?
Aonde é que vais assim tão bonita?
- Evet. Bu saatte böyle süslenip püslenmiş nereye gidiyorsun bakalım?
Para onde vais hoje à tarde assim vestida?
Nereye gidiyorsun böyle?
Onde pensas que vais?
- Böyle konuşarak nereye varacaksın?
- Que prazer te dá falar assim?
- Nereye gidiyoruz böyle?
Para onde se dirige? - Ei! Que estás fazendo, aonde vamos?
Nereye koşturuyoruz böyle?
Para onde vamos neste estado?
Böyle bir arabanın seni nereye götüreceğini asla bilemezsin.
Nunca se sabe onde um carro como estes nos vai levar.
Asla onun neden böyle olduğunu anlamadım, ama sonra bana nereye gittiğini söylerdi.
Nunca sabia o que o despoletava, mas acabava por me dizer onde ia.
Böyle aceleyle nereye gidiyorsun Nell?
Onde vais com tanta pressa, Nell?
Böyle bir şeye bir kez gaz verdiğinde nereye gideceğini asla bilemezsin.
Uma vez que pôs algo assim em jogo, parece que nunca se sabe onde isto levará.
Böyle telaşlı bir şekilde nereye gidiyorsun?
Para onde vais com tanta pressa?
Böyle nereye gidiyorsun?
Onde vais vestido assim?
Hayatım nereye sürükleniyor böyle?
Que hei-de fazer à vida?
- Nereye gidiyorsun böyle yahu?
- Para onde raios estás a ir, já agora?
Nereye gidiyor böyle?
Para onde vai ele?
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böyle mi 243
böylesi 17
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34