English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Onu buldular

Onu buldular Çeviri Portekizce

271 parallel translation
- Onu buldular mı?
- Encontraram-no?
Eğer dört süvari alayı Custer adlı generali arıyorsa onu buldular.
Se há quatro regimentos de cavalaria à espera de um general Custer... ... então vão tê-lo.
- Onu buldular.
- Encontraram-no.
- Neden? - Eminim onu buldular.
- Aposto que o apanharam.
Sanırım onu buldular.
Acho que eles encontraram.
Çok geçmeden, onu buldular.
Encontraram-na pouco depois.
Onu buldular mı?
O encontraram?
- Onu buldular.
- Viram-no.
Onu buldular.
Apanharam-no.
Onu buldular mı?
Então tens alguma novidade?
onu buldular!
Acharam-no!
Birkaç gün sonra onu buldular ve çocuklarına haber verdiler.
Esteve lá muito tempo, até chegarem uns trabalhadores que chamaram o filho dela para a vir ver...
- Onu buldular, değil mi?
- Encontraram-no, não foi?
Onu buldular.
Encontraram-no.
Nerede buldular onu?
Onde a encontraram?
Onu ne zaman buldular?
Quando é que o descobriram?
Onu nerede buldular, acaba?
Onde é que o encontrou?
Fakat yıllar sonra onu bir yerliyle yaşarken buldular.
- Mas anos mais tarde o encontraram. - Vivendo com uma nativa.
Bu sabah saat yedide onu almaya geldiler ve onu terasta buldular.
Vieram buscá-lo esta manhã às sete. Encontraram-no no terraço.
Tabii ki buldular onu.
Encontraram, sim. Claro que encontraram.
Bir Montagnard bebeğini teslim ettikten sonra, bir ay önce arkadaşları onu kampa dönüş yolunda 3 km ötede kötü şekilde yaralanmış ve kafası kesilmiş halde buldular.
Após um parto em Montagnard, há um mês, ele ia para o acampamento amigos encontraram-no a uns 3 km daqui degolado, mutilado.
Onu bu kez biraz erken buldular. Hemen şimdi alıp götürüyorlar.
Desta vez encontraram-no mais cedo.
Onu mezartaşının altında, aşırı ve zevksiz bir şekilde süslenmiş paraphernal'inin arasında buldular.
Encontrou-a deitada sob a lápide numa abominável parafernáli...
Sonunda, onu bir yıl önceki başka bir banka soygunundan suçlu buldular.
Por fim, condenaram-no por outro assalto a um banco que ocorrera anos antes.
Onu paramparça vaziyette buldular.
Encontraram-no partido ao meio.
Onu masasında yığılmış halde buldular.
Encontraram-no tombado sobre a secretária. - Ele teve sorte.
Onu evinde 10 parça halinde buldular.
Encontraram-no no apartamento dele em cerca de 10 pedaços.
Onu küvette çıplak buldular.
Encontraram-na nua na banheira.
- Onu çöp tenekesinin içinde buldular.
- Encontraram-no no lixo.
Onu dün buldular. Havuzunda aşırı dozdan ölmüş.
Encontraram-na ontem, com uma overdose dentro da piscina.
Onu gördükten bir gün sonra, inzibatlar onu parmaklıklara asılı buldular.
No dia a seguir a tê. Io visto, encontraram-no pendurado das grades.
Ve onlar bu cahil zenci askeri buldular. Kıçına kravattan bir kuyruk takıp maymun sesi çıkarttırarak onu dolaştırdılar.
Encontraram um soldado de cor ignorante... e pagaram-lhe para atar uma cauda ao rabo e andar meio nu a fazer ruídos de macaco.
Sammy hastaneye yattığında onu ziyaret etmeye vakit buldular.
Doutor, não digas asneiras.
Fili buldular ve onu öldüren ufak yara izlerini gördüler.
Eles encontraram o elefante e viram as pequenas feridas que o haviam feito morrer.
Onu evinde buldular.
Na casa da qual a encontraram.
Onu bir tuvaletin içinde buldular.
Eles encontraram-no flutuando na casa de banho.
Onu ölü buldular.
Encontraram-no morto.
Bu sabah onu bir araba bagajında ölü buldular. İki kez vurulmuş. Biri göğsünden diğeri kafasından.
Encontraram-no hoje na mala de um carro morto por dois tiros, um no peito e outro na cabeça.
Trafik cezasını ödemediği için. Yolunu kesip üzerinde faturaları buldular ve onu götürdüler.
Não pagou as multas de estacionamento, e foi dentro.
Belki bir şey buldular, onu odaklayan bir mekanizma mesela.
Talvez eles tenham algo, um mecanismo que focalize isto.
Şey... Onu orada buldular.
Foi lá que o encontraram.
Onu bu şekilde buldular.
Foi assim que a encontraram.
Onu Lyngby Caddesi'nde buldular.
" Só a apanharam na Rua Lyngby.
Evet, onu buldular.
- Sim, encontraram-no.
Kafayı buldular ve onu bayılttılar.
Ficaram pedrados e bateram-lhe.
şimdi de Saddam diye birini buldular ellerindeki her şeyle onu vuracaklar.
Agora é o Saddam, e vão atacá-lo com tudo o que têm. Escreve o que te digo.
Onu Georgia'da, üniforması içinde, linç edilmiş halde buldular.
Foi encontrado na Geórgia, linchado com seu uniforme.
- Onu buldular mı?
- E encontraram-no?
Geri kalanını alırlarken onu da buldular.
Quando levaram o resto, eles encontraram-na.
- Bir zayıflık buldular ve onu eşeliyorlar.
- Encontraram uma fraqueza e exploram-na. - Porquê?
Onu dün buldular.
Encontraram-no ontem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]