English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Polısı

Polısı Çeviri Portekizce

50 parallel translation
Polısı aramalıyız.
Precisamos chamar a polícia.
Polısı aradınız mı?
Já chamou a polícia?
Meksıka federal polısı gelene dek vıllayı ve sahılı kontrol altına almışlar ve şu an oradalar.
Eles fazem a segurança do resort e da praia até que a polícia federal Mexicana chegue e eles neste momento, já estão no local.
Nezaketı bır yana bırakalım, polısın müvekkılımı şüphelı görüp gerçek katılı bulmaya zaman harcamaması çok canımı sıkıyor.
Olhe, lamento, mas formalidades à parte, estou profundamente preocupado com cada segundo em que o MFP está focado no meu cliente como suspeito estão a desperdiçar tempo para encontrar o verdadeiro assassino.
Ray, çocuklarımı hemen polısın elınden alman gerekıyor.
Ray, precisas trazer os meus filhos para casa, neste momento.
Soruşturmayı polısın yardımı olmadan başlatmak zor olacak, ama bır şey bulduğunu söyledın Mae.
Recomeçar esta investigação sem a cooperação do MFP vai ser um desafio, - mas, Mae, disseste que tens algo.
Katledilen şair Saint-Pol-Roux'nun anısına.
À memória de Saint-Pol-Roux, poeta assassinado.
Kutup ayısı?
Ursos polares? Polares. Pol...
T'Pol taramalarında Nausicaan biyolojik işaretlerini almış.
O analisador da T'pol detetou um biossinal nausicaano.
T'Pol dışında orada kimsenin olasını istememişlerdi, şimdi ise pek mutlu değiller.
Não queriam ninguém aí, a não ser a T'pol, por isso, agora, não estão muito contentes.
T'pol'un söylediğine göre toprak ve bitkiler en az on yıl daha ışın yaymaya devam edecek.
A T'Pol diz que o solo e a vegetação vão ficar irradiados pelo menos mais outra década.
T'Pol'e söylerim bu sefer ne hata yapmışız öğrenebilir.
T'Pol vai ver se descobre o que fizemos.
Yardımcı komutan T'Pol çalışıyor ama zaman alabilir.
A subcomandante T'pol está a tratar disso. Pode demorar.
Komutan T'Pol'un evrene karşı çok pragmatik bir bakış açısı var.
A Subcomandante T'Pol tem uma visão muito pragmática do universo.
T'Pol's right...
A T'pol tem razão.
T'Pol sinir düğümlerimi nasıl uyaracağımı... göstererek yardımcı olmaya çalışıyor.
A T'pol tem tentado ajudar. Tem-me ensinado a estimular os nódulos neurais.
T'Pol's buradaki durumla ilgili beni bilgilendirdi... ancak hala çok sorum var.
A T'pol estava a inteirar-me da situação, mas continuo a ter muitas perguntas.
Gitmem gerekiyor. T'Pol's Xindi veritabanının bir bölümünü çevirmemi istedi.
A T'Pol pediu-me para traduzir uma secção da base de dados dos xindi.
T'pol'un genetik profilini kullanarak bir antivirüs sentezlemeye çalışıyorum. Ama bitirebilmem için T'pol'un DNA'sından aktif bir numune almam lazım.
Estou a sintetizar um antivírus com o perfil genético da T'pol, mas preciso de uma amostra ativa do ADN dela para o completar.
Sen T'Pol olmalısın.
Deve ser a T'pol.
Hiç karışmama saçmalığı ile T'pol her zaman ümüğümüzü sıkıyor.
Nada da treta da "não interferência" que a T'pol nos tenta sempre impingir.
Ve sen de T'Pol olmalısın.
Você deve ser a T'Pol.
Biliyor musun... kafasında inananları olan bir Vulkan hayaletine... bağlı olan kişi benim. Ama senin şu anki halinin yarısı kadar bile kötü hissetmiyorum.
Sabe eu é que tenho fantasmas de Vulcano na minha cabeça se é que acredita neles mas a T'Pol aparenta estar bem pior do que eu me sinto.
T'PoI çoktan satılmış.
A T'pol já foi vendida.
"çünkü başka bir neden düşünemiyorum"... senin kadar inatçı birisiyle evlenmiş olmama alınmış olmalı.
Deve ser a única razão para me casar com alguém tão teimoso como a T'Pol.
Trip ve T'Pol, Yırtıcı kuşu bulmak için... algılayıcılarımızı geliştirmeye çalışıyorlar.
O Trip e a T'pol tentam melhorar os nossos sensores, de forma a encontrarmos a Ave de Rapina.
Ayaklanma kaygısı var.
Pol Com e o arcebispo temem um motim.
Shran'a sırt çeviremem, T'Pol.
Não posso lhe dar as costas, T'Pol
T'Pol'den sinir basıncı tedavisi almakta pek istekli değildi. Ama ya tedavi görecekti ya da yatıştırıcı bağımlısı olacaktı.
Não confiava muito no tratamento de neuro-pressão Vulcana de T'Pol, mas era isso ou converter-se em viciado nos sedativos
T'Pol, bu karmaşadan bir çıkış yolu bulasıya kadar üstünden geçmemi istedi.
A T'pol quer que o reveja, para ver se encontro uma solução para isto.
T'Pol ve ben virüsün silikon yapısını bozan... belirli bir radyasyon frekansını yalıttık.
Eu e a T'Pol isolámos uma frequência específica de radiação que perturba a matriz de silicone do vírus.
MotoGP'deki ilk yarışımda pol pozisyonunda yer aldım.
Cheguei à pole position logo na 1.ª corrida da minha vida no MotoGP.
Üçüncü yarışı ise, yine pol pozisyonunda kazandım.
E ganhei a terceira corrida, também na pole position.
2007'de galibiyet aldığı ve Rossi'nin hiç kazanmadığı Laguna Seca'da, Avustralyalı yarışçı antrenmanın en hızlısıydı ve yarışa pol pozisyonundan başlıyordu.
Em Laguna Seca, onde triunfou em 2007, e onde o Rossi nunca tinha vencido, o australiano foi o mais rápido no treino e começou a corrida na pole position.
Pol pozisyonunda, sezondaki altıncı polu, ve hayatının en önemli yarışı başlamadan önce sekiz Grand Prix galibiyeti var.
Na pole position, a sexta dele esta época, oito vitórias em Grandes Prémios, antes do início da corrida mais importante da vida dele.
Pol Madis'i kasabanın dışına atarız böylece herkes kazanır.
Tiramos Pol Madis da cidade, é uma situação em que todos ganham.
Haklısın, Poll.
Tem razão, Pol.
Haklısın Pol. Freddie burada olmalı.
Tem razão, Pol, O Freddie devia estar aqui.
İşkence merkezi ya da Pol Pot'un dışındaki kişi.
Ou o responsável do centro de tortura. Ou Pol Pot.
Sınıf atlıyoruz, Pol.
Estamos a subir na vida.
~ Pol iyi bir yarış atı güzel bir yatırımdır, mülk gibi.
Um bom cavalo de corrida é um investimento, como uma propriedade.
Puerta de Santos'ta polıs gücü olmadığından soruşturma zor olacak.
O que não vai ser mais fácil devido a Puerta de Santos não ter uma polícia.
- Keşke söyleyebılsem, ama ılk ıfadesınden sonra çocukları esas tanık olarak korumaya alınınca Danıel polısle ış bırlığını bırakmış.
- Gostava de poder dizer-te, mas, além desta declaração inicial dele, O Daniel deixou de colaborar com a polícia logo que os filhos deles foram levados em custódia protectora como testemunhas materiais.
Görevımız oraya gıdıp polıse yardımcı olmak, bu arada suçlu da masum da olsa Danıel'ın sıvıl haklarını korumak.
O nosso trabalho, agora, é ir lá e ajudar o MFP enquanto também protegemos os direitos civis do Daniel, seja ele culpado ou inocente.
Evet, vakaya atanan tek polıs memuru benım, ama bana Las Casıtas güvenlığını yetkılendırme ıznı verıldı.
Sim, sou a única oficial atribuída a este caso, mas os meus chefes deram-me autorização para substituir a equipa de segurança do Casitas.
Bu lanet yerde polıs olmadığını ve bır saat sonra geleceklerını kımse söylemedı.
Ninguém disse-me que não havia polícia na maldita cidade e que ia levar uma hora até cá chegarem.
Puerto del Santos'ta polıs olmadığından hapıs de yok.
Visto que Puerto del Santos não tem polícia, também não tem prisão.
Pekı ya sıgorta polıçesı?
E sobre essa apólice de seguro?
Monty'nın ılk bılgısı polıçeyı veren fırmadan gelıyordu, ama Danıel'ın avukatı benı Wolf'ların varlık uzmanıyla konuşturdu.
A informação inicial do Monty veio da empresa que fez essa apólice, mas o advogado do Daniel entrou em contacto comigo com o testamentário dos Wolfs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]